Kahramanmaraş değil sadece, güney, kuzey, batı ve doğu değil sadece, tüm Türkiye ve tüm Kahramanmaraş Tayyip Erdoğan hafta sonu Kahramanmaraş mitingini konuşuyor. Ve her kafadan bir ses. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan geçen hafta cumartesi günü mitingini yaptı gitti, ama asıl çalkalanma ondan sonra başladı.

Miting alanındaki kalabalık hiç de öyle eskisi gibi değildi. Öyle, Müftülük Meydanı’ndan Valiliğe kadar dolan meydan yok artık. Her ne kadar güvenlik sebebiyle her taraf bariyerlerle örtülmüş ise de, alanda on bin kişi var, yok deniliyor ki onun da büyük kısmı yine polislerden oluştuğu kanaati herkeste yaygın.

İddialar odur ki, büyükşehir belediyesinden işçiler alana gitmedi, ya da gönderilmedi. Büyükşehir belediye başkanı Fatih Erkoçun sabote ettiği söyleniyor, doğru mu, eğri mi bilinmez. Dilin kemiği yok ya, söyle gitsin!

Kuzey ilçelere gönderilen araçlar boş gelmiş, mitinge katılmaya teveccüh etmemişler.

Suriyelilerin bile gelmesine fırsat verilmedi… Meydandaki kalabalığın azlığı bunun işareti mi dersiniz?

Fabrikalar da işçilerini göndermedi… Bu da ayrı bir tartışma konusu.

*

Miting sırasında Sayın Erdoğana gelen telefon… Sayın Erdoğan kimilerine göre 8, kimilerine göre 15 dakika kadar konuşmasına ara verirken, bu arada sıkılanlar da miting alanını terk edince kalabalık daha da tenhalaşıyor ve platform altındaki tartışmadan, kavgadan sonra platforma dönen Sayın Erdoğanın morali daha çok bozuluyor.

Anlatılan o ki, Erdoğan mitingden sonra, otobüsle meydandan ayrılırken Mahir Ünal ve Celalettin Güvenç başta olmak üzere yetkilileri bayağı azarladığı da iddialar arasında.

*

Herkeste moraller yerle yeksan!

Sayın Erdoğandan sonra moraller berbat. Denen o ki, Maraş’ın Kuzey ilçelerinden Elbistan kökenli olan, siyasetin mihenk taşı sayın Mahir Ünal, bu yedikleri fırçanın acısını çıkartmak için, Maraş’ın güney ilçelerinden Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş’a “lan” diye hitap etmiş. İddia tabi… Tabi burada asıl hedef Okumuş değil de Maraş’ın güneyini temsil eden Celalattin Güvenç… Güvenç de Osman Okumuşa sahip çıkarak, “Düzgün konuş”, “lan dediğin belediye başkanı!” diyerek Mahir Ünalın karşısına dikiliyor ve kızılca kıyamet kopuyor…

Ortalık nohut sapı tabi ki…

Ve lanet olası sosyal medya bu kavga ile çalkalanıyor, mahallî medyada yazmaya cesaret edebilen birkaç köşe yazarı ise miting hezimetine ucundan değinebilmiş. Medyanın ekseriyeti olmayan gövde gösterisinden bahsediyor… Nasıl bahsetmesinler, reklam verenler, medyayı besleyenler belli.

*

Tabi yazmak, eleştirmek cesaret istiyor. Ancak vatandaşında doğru bilgilenmesi lazım. Herkese bize soruyor, neler oldu diye… Kime ne cevap vereceksin.

AKP ve MHP bir araya gelmişler, beka sorunu diye yırtınıyorlar ama netice ortada.

AKP’nin kalesi olarak bilinen, “Erdoğan bir odunu aday gösterse odun bile seçilir” diye bakılan Kahramanmaraş böyleyse, diğer yerler Allah bilir nasıl…

Ve şu gerçek bir kere daha kendini gösteriyor, Sayın Erdoğan yalnız adam. Allah onu esirgesin. Şayet ona bir şey olursa, ki Allah muhafaza, Türkiye Suriye’den beter olur.  O da koşturmasa, o da konuşmasa, o da dolaşmasa kapı kapı, şehir şehir, ilçe ilçe, vay bu partinin haline.

*

Bazı ilçe belediyelerinin AKP’nin elinden gideceğine kesin gözüyle bakılıyor; AKP-MHP ittifakına rağmen büyük bir oy kaybının yaşanacağına daErdoğan’ın güvenmiyorum dediği anketler, ciddi oy kaybına işaret gösteriliyor.

Sayın Erdoğan miting alanında, Şekerli Camiinin restore edileceğini bile söyledi. Konuşma metnini kim hazırladıysa, yahu insaf, başka konu bulamadınız mı da Şekerli Camiinin restorasyonuna sığındınız?

Camiyi restore etseniz ne olur, etmeseniz ne olur? Başka yazılacak konu mu yoktu. İptal edilen kavşak ihalelerini neden yazmadınız? Belediye meclis üyeliklerinde dönen dümenleri, tartışmaları, kavgaları neden yazmadınız da kala kala Şekerci camiinin restorasyonunu laf ettiniz?

NOT, Yazı uzadı, yarın devam edebilirim… Olanlar bitenler fiyaskodan öte mitingi itibarsızlaştırma, kalabalığı az gösterme ve intikam alma çabasından baka bir şey değildi. Yarın…