Bu günlerde banka promosyonlarını soranlar çoğaldı. Verilen bu para çok temiz bir para değildir. Bunu bir misal ile anlatalım.

            Faiz gelirini sıvı bir madde kabul edip, katık torbası gibi bez bir torbaya koysanız. Benim anladığıma göre, bu torbanın altına süzülen kısmına promosyon denir. Çünkü bankanız sizi sevdiğinden veya muhtaç olduğunuzdan dolayı yardım etmiyor. Paranızın faizinden faydalandığı için, onun az bir kısmını da size veriyor.

            Promosyon parasını kimler yiyebilir bunu da iki misal ile açıklayalım.

1. Misal:

8.000 TL geliri olan bir kişinin, evi kira,  iki tane de üniversite öğrencisi olsa.

2500 TL kira verse, iki örenciye de 3000 TL harçlık gönderse,  Elektrik, su, doğalgaz ve telefon gideri olarakta 1000 TL harcasa, elinde 1500 TL kalır. Babadan kalma başka gelir kaynağı da olmadığı takdirde, zati ihtiyaçlarını da hesaba kattığınız zaman, bu para ile 1 ay geçinme imkânı yoktur. Bu kişi zekat ve fitre alabileceği gibi,  promosyon parasını da kendine ve bakmakla yükümlü olduğu kimselere kullanabilir. Caizdir, helaldır. Öğrenci gideri yok ise, o zaman bu para helal olmaz.

2. Misal:

 Ev kirası olmayan, çocukları da dağılmış olan emekli bir ailenin 4.500 TL aylık geliri olsa, Elektrik, su, doğalgaz ve telefon için  1000 TL harcasa, geriye kalan 3.500 TL, israfsız harcandığı takdirde bir ay yetebilir. Öyle ise, bu kişinin promosyon parasını kendine ve bakmakla yükümlü olduğu kimselere harcaması caiz değildir, haramdır. Kişi bu parayı bankadan alıp, bakmakla yükümlü olmadığı fakirlere, sevap beklemeden  vermesi uygun olur.

Misalleri beğenmeyenler için toplu tarif şöyle yapılır.

Aylık geliri,  israfsız olarak, bir aylık zaruri ihtiyaçlarını karşılayan bir kişi veya ailenin, promosyon parasını yemesi caiz değildir. İsraflı harcayıp, kendini fakir göstermenin de dini yönden bir geçerliliği yoktur.  

Aylık geliri, zaruri ihtiyaçlarını karşılamayan, etrafın yardımına ihtiyaç duyan bir ailenin, promosyon parasını yemesinde bir sakınca yoktur.

Promosyon parasını yemek, açlıktan ölmemek için, haram olan bir eti (domuz etini) yemek gibidir.  Çünkü domuz eti ve faizin haramlığı ayetle sabittir. Domuz eti ile ilgili bir ayette:

“Allah size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı.” Buyrulmaktadır.(Bakara Suresi 2/173)

İslam’da gerçek anlamdaki zaruretler, mahzurları ortadan kaldırır. Yani bir kimse ölümle pençeleşirse, haddi aşmamak ve yediği şeyi devamlı olarak helal saymamak şartıyla, haram olan bir şeyden ölmeyecek kadar yiyebilir. Böyle bir durumda günah işlemiş sayılmaz. Ancak böyle bir zaruret yok iken, haram olan şeyin helal sayılması mümkün değildir.

Faiz ile ilgili bir ayeti kerimede şöyledir:

“Faiz yiyenler (kabirlerinden)ancak şeytan çarpmış kimselerin, cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların  “Alım-satım da tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır…..” (Bakara Suresi 275) 

Faiz yasağı, İslam’ın haram kıldığı kesin hükümlerindendir. Her çeşidi de haramdır. Para bir değişim aracıdır. Risk almadan, faizle paradan para kazanmak, dünya zevkleri bakımından çok tatlı gelebilir.  Ancak onun Allah (c.c.) tarafından zehirli bir yiyecek sayıldığını da unutmamak gerekir. Dünyada faiz yiyenlerin, mahşerdeki pişmanlıkları onlara bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü yukarıdaki ayetin sonunda belirtildiği üzere, onların cezası cehennemde devamlı kalmaktır.  

Hesabın buna göre yapılması gerekir.

20.06.2022

Ali KARA

Emekli Müftü