Şekeriniz sizin olsun verin bize nehrimizi
Şekeriniz sizin olsun verin bize nehrimizi,
Termik santraliniz sizin olsun verin bize nefesimizi
1985 yılında üretime geçti Elbistan Şeker Fabrikası. 12 Eylül sonrasıydı, insan ölümlerinden başımızı kaldırıp da Ceyhan’ımızın ölümüne bakamadık. Ceyhan nehrine bağlanan kanalizasyon bağlantılarından dolayı yıllarca nehrimiz bir ana kanalizasyon hattı gibi aktı önümüzde. Çocukluğumuzda eğilip kana kana suyundan içtiğimiz doğa harikası Ceyhan nehrinin bırakın suyunu içmeyi içinde yüzen lağım atıkları yüzünden yüzüne bakamıyor kokusundan nehrin kenarından geçemiyorduk. Ehliyetsiz, dirayetsiz, bilinçsiz, iradesiz, liyakatsiz belediyecilik hizmetlerinin belasından başımızı kaldırıp da Şeker Fabrikasının öldüren atıklarını görmek çok sonraki bir sırada yer alıyordu.
İlçenin kanalizasyon alt yapısı tamamlanıp yıllar içerisinde içilecek kadar olmasa da kenarında oturulacak evsafa geldiğinde Ceyhan Nehrimiz, ancak görebildik Şeker Fabrikasının öldürücü faktörlerden biri olduğunu. 30 yıldır ne Elbistan Belediyesi ne sözde Sivil Toplum Kuruluşları ne de biz Elbistan halkı görememiştik Elbistan Şeker Fabrikasının nasıl kirli bir atık boşalttığını Ceyhan nehrimize. Ne zaman ki Büyük şehir uygulamasıyla ihmal ve ilgisizlik son haddine varmış olmalı ki doğa, içme suyumuza karışan nöro virüsüyle, yüz elli bin insanın hayatını tehlikeye atarak uyardı Elbistan Halkını...
İki yıl öncesinden başladık çığlık atmaya. Fotoğraflarla, videolarla, gerek sosyal medya aracılığıyla, gerek yerel ve ulusal basınla, gerek idari amirleri ziyaret ederek, termik santrallerin soluğumuzu kesen, sağlığımızı tehdit altına alan hava ve toprak kirliliğini de gündeme katarak dillendirmeye. Ne yazık ki Elbistan'ın kadersizliği midir nedir, büyük şehir uygulamasının getirdiği zıtlaşmalar ve hiç gereksiz siyasi çekişmeler, uğursuz kara bulutlar gibi üzerimize çökerek ilahi bir tokat olarak inmeye başladı. Allah’ın çok az insana nasip ettiği Ceyhan nehri ve mümbit Elbistan ovasını ikram olunan bir nimet bilip, idari amirleriyle, siyasileriyle, yerel yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ve halkıyla birlikte kenetlenip daha ileriye doğru müreffeh bir yaşam kuracağımıza, bölük bölük, parça parça dağılıp, güzelim Ceyhan nehrimizi öldürmeyi, kocaman Elbistan ovasını da termik santrallerin işgaline vermeyi seçtik…
Geldiğimiz son noktada, büyük şehir Elbistan halkının tüm gelirlerine el koyarken, aldığının onda birini bize geri vermiyor. Dolayısıyla Ceyhan nehri ölürken, ekonomi tehlike sinyalleri veriyor, imar planı gecikmesi, piyasayı durma noktasına taşıyor. İktidarın üçüncü adamı Elbistan’dan çıkarken, Elbistan belediyesi işçilerine maaş veremez hale geliyor. Ve Elbistan, Ceyhan nehrinin son balıklarını da kurban verirken Şeker fabrikasının atık arıtma tesislerinin ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bekliyor...
Kaynak Kahramanmaraş Güncel Haber
D.Mehmet DALKANAT