Hemşerim Memleket Nire ?
Bu soruya ritim tutuyorsanız yaşınız kırkların üzerindedir. Zira bu soru cümlesi, rahmetli Barış Manço’nun ünlü bir parçasıdır. Ayrıca geçmişten günümüze, bir insanla tanışırken ilk sorduğumuzu soru da budur. Çünkü bizim insanımız, ilk tanışmada karşısındaki kişiye ne adını ne mesleğini ne de başka bir şeyi sormaz. İlk sorduğu soru nereli olduğudur. Çünkü bizim insanımız doğduğu ve yaşadığı coğrafya gibidir. Nereli olduğunu bildiğiniz kişiyi büyük ölçüde tanımış oluruz. Bu düşünce ve ön kabul bizim sosyolojimizde, kültürümüzde ve hatta edebiyatımızda yer etmiştir. Örneğin ünlü şair Edip CANSEVER uzun çok güzel bir şiirinde bununla ilgili şu bölümler yer alır.
…..
Ah güzel Ahmet abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konya’nın beyaz
Antep’in kırmızı düzlüğüne benzer
…..
…..
İstasyonları dolaşırdık bir bir O zamanlar
Malatya kokardı istasyonlar Nazilli kokardı
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
……
Yani coğrafya biraz da kaderdir. İbn-i Haldun’un Mukaddime adlı eserinde geçen bu söz yüzyıllarca referans olarak kabul edilmiştir. Tabii bu söze itiraz eden ve bu konuda bilimsel makaleler yazan coğrafyacılar da olmuştur. Meksika, Bostwana ve Güney- Kuzey Kore örneğinde olduğu gibi çeşitli ampirik örneklerle bu önermeyi çürütenler de olmuştur. Ancak o yüzyıllarda (XIII. ve XIV.) daha genel manada; günümüzde de en azından bizim coğrafyada bu sözün geçerli olduğunu da belirtebiliriz.
Yerelde bakacak olursak, yanı başımızdaki Gaziantep ve Adıyaman gibi illerden sosyo-ekonomik olarak farklı konumlardayız. Tabii ki bu illerin Kahramanmaraş’a coğrafi yakınlıkları yanında ilimizden farklı coğrafi özellikleri de vardır. Ancak insan faktörü, eğitime verilen önem, çalışkanlık, vizyon sahibi olmak gibi hususlar coğrafi kaderi değiştiren örneklerle daha belirleyici rol oynamaktadır.
Yanılmıyorsam eğer; Kahramanmaraş’ın sosyal, ekonomik kültürel açıdan daha iyi yerlerde olması bu ilde yaşayan herkesin ortak düşüncesidir. Öyleyse kadınından erkeğine, köylüsünden kentlisine, çalışanından emeklisine hepimize görev düşmektedir. Bu açıdan ilimizi daha iyi noktada olması için yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar ve tüm paydaşların iş birliği içinde iyi niyetli bir şekilde çalışması gerekir.
Hayırlı olması dileğiyle sizlerle ilk köşe yazımı paylaşıyorum!
Dr. Nurullah KILINÇ