Kahramanmaraşlı Sanatçılar İftar Programında Buluştu
Kahramanmaraşlı sanatçılar, Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Platformu Derneği ve Kahramanmaraş Kent Konseyi’nin birlikte organize ettiği “İftar Programı” nedeniyle bir araya geldi.
Özel Kahramankent İlköğretim Okulu Gala Salonundaki iftar yemeğinden sonra dua edildi.
KALİDA Genel Sekreteri Mahir Keçe’nin sunuculuğunu yaptığı programın açılış konuşmasını Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Platformu Derneği Ahmet Kamil Şirikçi yaptı ve Şirikçi şu ifadeleri kullandı;
“Sayın Kent Konseyi Başkanı,
Kültür ve Sanat faaliyetlerine gerek kişisel gerekse kurumsal olarak katılan çok değerli sanatçılar.
Saygıdeğer misafirler,
Basınımızın güzide temsilcileri,
Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Platformu derneği olarak şehrimizin önemli kuruluşlarından kent konseyi ile birlikte düzenlemiş olduğumuz iftar yemeğimize hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Öncelikle bu güzel, bu huzurlu bu bereketli, bu sevap dolu Ramazan günlerini bize bahşeden Cenabı Allaha hamd ve şükür ediyorum.
Değerli dostlar malumunuz üzere kültür ve sanat tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Bazen mağaralara çizilmiş bir resim, bazen yontulmuş taşlar, bazen de bir ziynet eşyası olarak günümüze ulaşmıştır.
İnsan gruplarını toplum yapan özelliklerden bir tanesi de o yerdeki kültürel ve sanatsal faaliyetlerdir. Nasıl ki bir beldedeki hanlar, hamamlar, medreseler, camiler o beldenin tapuları kabul ediliyorsa aynı şekilde kültür ve sanatsal değerlerimizde o ülkenin diğer tapularıdır. Bu değerleri korumak ve yüceltmek toplumsal görevimiz arasında yer almaktadır.
Değerli dostlar bazen deklanşöre dokunan bir fotoğrafçı, bazen tuvaline kardelen çiçeğini resmeden ressam, bazense şekil verilen bir çamur, yapılan bir bale, söylenen bir türkü ve yazılan bir hüsnü hat sanatsal faaliyetler olarak bizleri kucaklamaktadır.
Peki hangi fotoğrafçı aslından daha güzel bir fotoğraf çekebilir ? Peki hangi ressam aslından daha güzel kardelen çiçeğini resmedebilir ? O halde bizler ne yapıyoruz ?
Rabbul Alemin bizlere bahşettiği melekelerle topluma kazandırıyoruz.
O halde gerçek sanatçı Cenab-ı Allah’tır. Bu sanatçılar ve eserleri de Cenab_ı Allah’ın bu yönüyle yansımasıdır.
Büyüğümüzün de söylediği gibi “her türlü sanatsal faaliyetinin insanlara Allah’ı anlatmak için yapılması gerektiğini” unutmaması gerekir.
Değerli dostlar malumunuz veçhile yani kurulmuş bir derneğiz. Bu kurulan derneğimizin vizyonu; hiçbir inancın ve hiçbir dünya görüşünün dışlanmadığı hepsinin ifade ve temsi imkanı bulduğu tüm kültürel ve sanatsal faaliyetler icra ederek toplumun sosyal gelişimine katkı sağlamaktır.
Bu vizyonun gerçekleştirebilmesi için her türlü etkinlikler bünyesinde nazari ve pratik gerçekleştirilecektir.
Bu faaliyetleri yürütmek üzere derneğimizin yönetim kurulu üyelerini sizlere takdim etmek istiyorum.
Başkan yardımcısı şehrimizin faaliyetlerini yakından takip ettiği sayın Mehmet Temizdemir beyefendi.
Yönetim kurulu sekreter üyemiz ise çok güzel çalışmaları ile tanıdığımız iç mimar kardeşimiz sayın Ahmet Lütfi Pakdil.
Sayman, Hüsnü Had’ın üstadı Sayın Arif Yücel, Yönetim kurulu üyelerimiz özellikle musiki.
konusunda çalışmaları ile çok beğendiğimiz değerli akademisyen arkadaşımız Sayın Beyhan Yeter.
Dernek faaliyetlerinin koordinasyonu ise kurucu üyelerimizden Sayın Malik Akgüneş.
Bizler derneğimizin kurucular kurulu olarak bayrağı elimize aldık, bizden sonra gelecek yönetim kurulu da bayrağı ileri daha ileri taşıyacaklarından ümidimiz tamdır.
Bu duygu ve düşüncelerle önümüzde ki Kadir gecemizi ve Ramazan Bayramımızı tebrik eder, selam ve saygılarımı sunarım” dedi.
İftar Programının ikinci konuşmasını Kahramanmaraş Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan yaptı.
“Kahramanmaraş Kent Konseyi olarak öncelikli amacımız; insanların yaşadıkları şehirle anlamlı ve güçlü bağlar kurabilmelerini kendilerini yaşadıkları kentin bir parçası gibi hissetmelerini ve sahip çıkabilmeleri adına bir sosyal sorumluluk bilincini oluşturmak” diyen Arıkan daha sonra konuşmasına şöyle devam etti:
“Kent Konseyleri en geniş teşkilat yapısına sahip sivil toplum mekanizmalarıdır. Ülkemizde yerel demokrasinin güçlenmesi ve yönetişim anlayışının her kademede egemen olması, ortak akılı harekete geçirme bilgi ve deneyim paylaşımını organize etme, demokrasinin gelişmesi ve güçlenmesi için tüm sivil toplum örgütleri arasında mutlaka bir birliktelik ve paylaşım olmalı. “Birlikten kuvvet doğar” anlayışıyla bu tür birliktelikler sivil toplumunda gücünü arttıracaktır. Bu anlamda kent Konseylerinin misyonu gerçekten önemlidir.
Evet değerli misafirler. Dünya kurulduğundan beri tüm uygarlıkların sahip olmak istedikleri bir coğrafyada yaşıyoruz. Ve bu topraklar hepimizin, ortak paydası üzere yaşadığımız dil birliği, tarih birliği, kültür birliği ile bizleri birbirine bağlayan millet olma olgumuz. Davamız da tüm bu olgularla beraber yaşadığımız şehirlerin yaşam şartlarını en üst düzeye çıkarmak. İşte bunun içinde seçilmişlerin yanında biz gönüllülerinde ellerinden geleni yapabilmesi için sivil bir hareketlerinde yer alıyoruz. Bizler halkın inisiyatifiyiz, sesiyiz,
Vicdanıyız. Vicdanında siyaseti, tarafı olmaz. Onun için bizler dürüst ve tarafsız olarak her iyilik kimden gelirse gelsin gönlümüzün kapılarını sonuna kadar açarız. Doğru olduğuna inandığımız şeyler için güvenerek ve inanarak mücadele ederiz.
Yaşadığımız toplum içerisinde birçok farklı görüş, düşünce ve gruplar olabilir. Bunların her birinin toplumsal olaylara yaklaşımı farklı olabilir. Hatta aynı düşünce ekolu içerinde, aynı kaynaktan beslenmelerine rağmen farklı görüşler de olabilir.
Farklı mezhepten, farklı cemaatten olmak, farklı siyasi görüşlere sahip olmak bir ayrılık değil, farklılığın tadına varış, farklılık içinde bütünlük oluşturabilme gayretinin bir ifadesi olmalı. Bu bütünlüğü sağlayamayan Suriye, Mısır Tunus, Libya gibi ülkelerin akıbeti hepimizin malumu. Bu sebeple mezhebi, meşrebi, cemaati, siyasi görüşü ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin bir ve beraber olması gereken bir gün.
Bizler bugün bu iftar sofralarında oruçlarımızı açarken yüzlerce ölüm haberleri geliyor. Bizlerin bu acıyı hissetmeden, umursamadan, duyarsız kalarak yaşamak gibi bir vurdumduymazlığımız ve lüksümüz olmamalı. Yanı başımızda yaşananlardan dersler almalıyız.
Düşünün şu anda bile günün her saniyesinde, dakikasında Doğu Türkistan’da, Myanmerda, Arakan’da, Burma’da, Afganistan’da, Kafakasya’da, Pakistanda, Irakta Müslüman kanı akıtılmakta. Benzer senaryoların ülkemiz içinde hazırlandığının hepimiz farkında olmalıyız. Bir araya gelmedikçe bu kan akmaya devam edecek. Suçu şer odaklarını üzerine yıkma gibi bir lüksümüz yok. Yapmamız gereken onlara bu fırsatı vermemek. Bunun içinde topyekun bir diriliş hareketine ihtiyaç var.
İşte bu diriliş için bir fırsat olan Ramazan ayı gibi müstesna günlerde unutmamız gereken hakikat şudur ki ; Düşmanlarımıza, ayrılıklara, gayrlılıklara, zulme karşı orucumuzu bozarsak kefareti Mısır gibi, Suriye gibi iç savaş ve cehennem olur.
Allah bu acıların yaşandığı ülkelerden etmesin, tüm ülkelere ve tüm Müslümanlara ramazan neşesini yaşamayı nasip etsin, huzur versin diyor önümüzde idrak edeceğimiz Kadir gecenizi ve Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” Dedi
İftar programının son konuğu Kara Ozan mahlaslı, Esahabil Karademir oldu. Kardemir tasavvufi bir eserini sazıyla söyleyerek paylaştı.