İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programı Yapıldı

İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programı Yapıldı
Kahramanmaraş Lisesince hazırlanan İstiklal Marşı’nın Kabulünün 92. yılı ve Mehmet Akif ERSOY’u anma programı Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesinde saat: 10.00’da saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.  Okul...

Kahramanmaraş Lisesince hazırlanan İstiklal Marşı’nın Kabulünün 92. yılı ve Mehmet Akif ERSOY’u anma programı Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesinde saat: 10.00’da saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.  Okul Müdürü Enver Namlı yaptığı açılış konuşmasında:

VLK_3353

“Bugüne kadar birçok insan tanımışızdır. Ama şöyle dönüp geriye bir baktığımızda çoğunu hatırlamayız bile. Çünkü bazı insanlar sadece gözümüze çarpmış, öteye geçememiştir. Bazıları ise ruhumuza işlemiş, sanki bizim bir parçamız olmuşlardır. İşte ruhumuza işleyen, sanki bizim bir parçamız olanlar tıpkı yıldızlar içindeki ana yolu ve yeryüzündeki bütün yönleri gösteren kutup yıldızı gibidirler.

27 Aralık 1936'da aramızdan ayrılıp Hakkın Rahmetine kavuşan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'da milletimizin kutup yıldızı gibidir. Yeni nesillerin, onun millet sevgisinden, bağımsızlık inancından, bilgi ve birikiminden ve mücadele azminden öğrenecekleri çok şey vardır. o bir milli ruh, bir iman abidesi Mehmet’tir. Hatta Tek başına Mehmet değil koca bir millettir, Kükremiş sel gibidir, bendini çiğner, aşar.Dağlan yırtar,enginlere sığmaz taşar. Sanmayalım ikinci kez bir marş daha yazılacak .. Haşa .. bu sondu,ebediyen de son olacak ..” dedi.

Günün anlamını ve önemini belirten konuşmayı yapan Tarih öğretmeni Zeynep Demirtaş, İstiklal Marşı o günlerin heyecanıyla yazılmıştır,  İstiklal Marşını anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve bu çerçevede değerlendirmemiz gerektiğini.” Kaydetti.

Zeynep Demirtaş konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

VLK_3354

“Milletlerin hayatında geleceklerine yön veren önemli olaylar kilometre taşı niteliğinde abidevi şahsiyetler vardır. Genç nesillerin iyi yetişmeleri, geleceğe güvenle bakabilmeleri, millet hayatında yeni değerleri ortaya çıkarabilmeleri ve milli şuuru ayakta tutabilmeleri için bunları hatırlamaları gerekir.

İşte kara günlerimizin göstergesi, kahramanlık destanımız, heybetli kimliğimiz, vatanseverlik ve özgürlük aşkımız İstiklal Marşı ve milletimizin sinesinden çıkarak onun acılarını, umutlarını, kararlılığını “Hayal ile yoktur alışverişim, her ne demişsem görüp de söylemişim” diyerek abideleştiren Mehmet Akif…

İstiklal Marşı’nı anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve bu çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir.

İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş. Düşman orduları, Türk yurdunun her yanına sokulmuş. Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır.

Akif, Kuvayi Milliye Ege’deki merkezlerinden Balıkesir’e gider. Burada halktan aradaki ayrılıkları kaldırmalarını, düşmanlara karşı birleşmelerini isteyip, herkesi yurt savunmasına çağırır. Meclisin açıldığı günlerde “Artık burada duracak zaman değildir,” diyerek Ankara’ya gelir. Meclisin önünde Akif’le karşılaşan Mustafa Kemal “Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz” der.

Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır. Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde yaptığı konuşmalarda milli ve manevi değerlerin tehlikede olduğunu belirterek Müslümanları birliğe, düşmana karşı savaşmaya çağırır.

Bu konuşmaların yayınlandığı dergi ve gazeteler Anadolu’nun bütün illerinde, sancaklar ve kazalardaki idareciler ile okutturulur. Kitaplar, broşürler şeklinde yeniden basılarak cephelere, köylere dağıtılır.

Aralık 1920’de Kastamonu’dan Ankara’ya gelen Mehmet Akif’e Mustafa Kemal “Kastamonu’daki vatanper mesainizden çok memnun oldum. Sevr antlaşmasının memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat’ın büyük hizmeti oldu. Bunun için bilhassa teşekkür ederim.” der.

Genel Kurmay Başkanı saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan heycanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancını canlı tutacak ve gelecekte milli bir marşımız olacak marşın hazırlanması teklifinden sonra yarışmaya 734 şiir katılmış; Ama hiçbiri istenilen özellikte bulunmamıştır.

Mehmet Akif ise “Milletin marşını para ile mi söyleyeceğiz” diyerek bu yarışmaya katılmamıştır.

Hasan Basri yarışma için konan ödülün ona verilmeyeceğine dair güvence verince

-          O halde yazalım. Deyip yazmıştır.

İstiklal Marşı “Korkma !” seslenişi ile başlar. Buradaki korku ifadesi sıradan bir korku olmayıp her karış toprağı şehit kanları ile yoğrulmuş aziz vatanımızın kaybedilme endişesinin dillendirilmesidir. Bu en olumsuz durumlarda dahi ümitli kalabilmenin bir ifadesidir. Çünkü esaret de ümitsizlik de bize yakışmazdı.

Bir başka dizesinde ise: Arkadaş ! Yurduma alçaklara uğratma sakın.” Diye gençlere seslenir. Vatanın korunması, bastığı yerleri toprak diyerek geçmeyen; Gençliğin eliyle olacaktır.

Öyle de oldu. Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı, Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin başkanlığında bizlere yeni ufuklar açacaktı. Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonrada yaşayacak olan milletimiz, vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayâsızca saldırılara elbette boyun eğmeyecektir.

Mustafa Kemal “bu marş bizim inkılâbımızı anlatır,

İstiklal Marşı’nda, istiklal davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü de “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal”

Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır. Akif ise: O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. – Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yeise düşmedik. Zaten başka türlü çalışabilir miydik ? Ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz… Fakat imanımız büyüktü: O şiir, milletin o gün ki heyecanının bir kıymetli hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz… Onu kimse yazamaz… Onu ben de yazamam… onu yazmak için o günleri yaşamak lazım… Diyordu.

Sevgili gençler, İstiklal Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir,

İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize, bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır.

Bağımsızlığımıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır.

İstiklal Marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; Bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak bağımsızlık sevdası ile bu toprağı düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcu olmalıdır. Ancak o zaman İstiklal Marşımızın yazarı üstad Mehmet Akif Ersoy’un “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” duası gerçekleşecektir.

Konuşmamın sonunda hem bu yüce destanı yazan ustayı, hem de yazdıran sayısız kahramanı rahmetle anarken, son sözü yine üstadın dizelerine bırakıyorum:

Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın.” Ama Mehmet Akif Ersoylar hep olsun.” Dedi.

Mehmet Akif Ersoy’un biyografisi ile slayt gösterisinden sonra kompozisyon yarışması İl birincisi olan Mehmet Gümüşer Andolu Lisesi 11. Sınıf öğrencisi Ayşegül ÖZDOĞAN Birinci olan eserini okuyarak katılımcılardan alkış aldı.

VLK_3381

UFUKTA BİR ÂSIM

-          Âsım’ın nesli… Diyorsun. Ne uzun boylu hayâl!

-          Âsım’ın nesline münkâd olacak istikbâl.

Uzun, tozlu bir yolun gerisin geriye uzanışına dalıyor gözler. Kitaplar aralanıyor, filmler başlatılıyor, siyah-beyaz hatta yok fotoğraflara gidiliyor. Kapılar açılıyor ve gerisin geri bakılıyor. Türk milletinin varlığından başlayıp Çanakkale’ye kadar uzanabiliyoruz, hatta daha ilerisine… Hayallere, gerçeklere ve olması gerekenlere… Türk gençliğinin hamurundakilere… Oradan da kilitleniyoruz Mehmet Âkif’e…

Ufuklarda kara bulutlar, ince ince yağan yağmurların feryat figan ağlayışlarına tanık olmakta. Çareler, çözümler, umutlar saklandıkları yerlerde izlerini kaybettirmekte. Yıkılmakla yıkılmamak arasında, adım atmakla atmamak ârâfında dolaşan Türk milleti mum ışığıyla çareler aramakta. Şu an için değil belki külliyen, âti için de bir diyar aranmakta. Nedir çare ey Âkif? Bu diyarların, bu toprakların, bu dinin, bu gençliğin hâlinden haber eyle bize. Nedir çare ey Âkif kaleminle anlat, dilinle çiz çareyi… Nedir çâre ey Âkif? Bizi kim kurtaracak var mı ki bir başka nesil?

Bir ışık göründü o an, ümit kokan, çare kokan, diriliş kokan, istiklâl tüten bir ışık. Aldı Âkif sözü dedi ki: “Âsım’ın nesli, Hocam”

      Âsımın nesli diyorsun ne uzun boylu hayâl!

Anlattı Âkif. Anlatmadı da susuzlara su verdi sanki dilsizlere dil oldu, duymazlara ses oldu da çizdikçe çizdi hayalindeki genci.

“Bir nesil var, Âsım’ın nesli. Ümidimin resmi… O nesil ki adaletin ince terazisi, haksızlığın korkulu rüyası… O nesil ki damarlarından oluk oluk istiklâl akan, o nesil ki mazlumun duacısı… O nesil ki vatanının uğruna toprağa gark olan, o nesil ki inancı uğruna cephede namaz kılan… Bir nesil var… Âsım nesli… O nesil ki sözü odun da olsa hakikat olan, o nesil ki ahlakı soluklayan…

“Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem /Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem…” diye diye zalimlere bend, tarihe ibret olan bir nesil.

       “Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım…/ -Boğamazsın ki! /Hiç olmazsa yanımdan kovarım” Toprağının bağrında yatan ecdâdını, vatanın uğrunda koşan atasını, anasını, evladını, bayrağını, hürriyetini koruyup kollayacaktır o nesil.

       “Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam/ Hele Hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.” Nidalarıyla koşarlar ufuklara. Adaletin mihrakıdır o nesil ki. Doğrunun peşinden, Hakk’ın yolundan ayrılmazlar. Onlar ki Hakk’ın sevgili kullarıdır. Onlar ki vatanın kara gözlü surlarıdır.

 “Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle/ Bana tasmalık etmiş değil altın lâle” diye tutturur sözünü… Ne dilinden koparır ne de gönlünden istiklali. O ezelden beri hür yaşamıştır, hür yaşar. Hangi çılgın ona zincir vurmaya cesaret gösterebilir, şaşarım. Aşkı istiklal, türküsü istiklal, ilkesi istiklaldir Âsım’ın.

 “Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum?/ Kesilir fakat çekilmeye gelmez boynum.” Merhamet kopar yüreğinden diline gelir, sözüne gelir. Mazluma, çaresize, ümitsize merhamet eliyle uzanır. Ancak etmez kimsenin önünde râm. Biline ki boyun eğeceği tek yer secdedir.

“Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için çifte yerim, kamçı yerim” diyerek ağlar, ağlar da uzatır elini kanayan yaralara. Titiz bir tabip aşkıyla sarar yaraları. Kanayan tüm yaralar Âsım’ın yarasıdır. Ağlayan tüm gözler Âsım’ın davasıdır.

Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım” Asla vurdumduymaz değildir o nesil ki… O nesil ki hak için kendinden vazgeçer. Er ya da geç adaleti bulur getirir adaletsizliğin hüküm sürdüğü diyarlara…

‘‘-Âsım’ın nesline münkâd olacak istikbal.”

Ününü bitirdi Âkif. Sessizce dinledi ufuklar. Çanakkale konuştu ardından. Çanakkale’deki Âsımın nesli… Çanakkale’deki aslanlar konuştu. Bir tipi yağdı. Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak… Yağdıkça yağdı Çanakkale’de… Âsımın nesli göklerden yağdı. İslam’ın aşkı yüreklerden taştı. Vatanın istiklali tipilerle korundu. Ve dedi ki Âkif: “Âsımın nesli… Diyordum ya… Nesilmiş gerçek: ,İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” Âsımın nesli… Namusunu çiğnetmedi ve de çiğnetmeyecek diyor Âkif… Âsımın nesli umuttur, vardır, olacaktır diyor…

Yoluculuk bitti. Artık gerisin geriye dönen gözler önü ardı koşan, koşuşturulan zamana bakıyor. Âsımın neslini arıyor ufuklarda… Biz gençleri arıyor. Mehmet Âkif’in istediği gençlikte buluyor vatan, huzuru, güveni, istikbali, en önemlisi kurtuluşu. Ülkemizin, vatanımızın, toprağımızın huzurunu bizde arıyor. Mehmet Âkif’in gençliğinde… Yirmi birinci yüzyılın şu karışık devrinde bile…

STC_4196

Kahramanmaraş Lisesi öğrencilerinin oynadığı “Ya İstiklal-Ya Ölüm” Oratoryosundan sonra İstiklal Marşı’nın Kabulünün 92. yılı ve Mehmet Akif ERSOY’u Anma Günü münasebetiyle düzenlenen Lise öğrencileri arasında “ Mehmet Akif Ersoy’un Yetişmesini İstediği Türk Gençliğinin Nitelikleri” konulu kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödüllerini Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe verdi.

Kocatepe dereceye giren öğrencilerin kız öğrenci olması üzerine şu ifadeyi kullandı:

“ Erkek öğrencilerimizin gönül ruhlarında bir eksiklik olsa gerek. Salonda alkış ve sesleri çıkıyor ama yarışmada başarılarını göremiyorum. Bu başarıyı onlardan da bekliyorum.

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşının parayla yazılamayacağını bu nedenle paltosu yokken ödülü reddetmesi büyük bir fedakârlık örneğidir. O bu marşıyla bizlere Vatan, Bayrak ve Millet sevgisini her zaman hatırlatmaktadır” dedi.

STC_4227

LİSE ÖĞRENCİLERİ  ARASINDA DÜZENLENEN KOMPOZİSYON YARIŞMASI

 

  ADI SOYADI         :        OKULU                                   :              SINIFI       :           DERECESİ:

Ayşegül ÖZDOĞAN                 Mehmet Gümüşer And Lis.               11. Sınıf                Birinci

Emine ÖZBOSTAN            Atatürk  Anadolu  Lisesi              12. Sınıf                                 İkinci

Derya SARI                                 Anadolu Öğretmen Lisesi                   10. Sınıf                                 Üçüncü

Ortaokul öğrencileri arası resim yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödüllerini Belediye Başkanı Mustafa Poyraz Verdi:

STC_4252

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİ ARASI RESİM YARIŞMASI

ADI SOYADI                 :    OKULU                         :                  SINIFI      :         DERECESİ:

Fatma Sude ÜDÜRGÜCÜ             Gazi Ortaokulu                6. Sınıf                    Birinci

Furkan YÜCEL                   Özel Yeni Rekor Ortaokulu          8. Sınıf                İkinci

Ayşe Nur BAKAN                Özel Yeni Rekor Ortaokulu       7. Sınıf               Üçüncü

Anaokulu öğrencileri arasında düzenlenen İstiklal Marşını okuma yarışmasında dereceye girenlere ödülünü İl Jandarma Komutanı  J.Albay İsmail Cömert  verdi:

VLK_3446

ANAOKULU ÖĞRENCİLERİ  ARASINDA DÜZENLENEN İSTİKLAL MARŞININ SÖZLERİNİ GÜZEL OKUMA YARIŞMASI

 

  ADI SOYADI         :        OKULU                                   :          SINIFI           :           DERECESİ:

M.Samet ALTIPARMAK  Türkan Özge Anakolu                 Okul Öncesi       Birinci

Emirhan LOKMACI           Doğukent Anaokulu                     Okul Öncesi       İkinci

Reyyan BUĞANCIK   Zübeyde Hanım Anaokulu                Okul Öncesi       Üçüncü

STC_4204   VLK_3325    VLK_3388 VLK_3400

DSC_0098 DSC_0103 DSC_0105 DSC_0174

DSC_0179 STC_4196

DSC_0785 DSC_0791 DSC_0793

DSC_0795