İSLAM’DA SOHBET VE TARTIŞMA USULÜ
Bir gerçeği açıklamak, güzel bir davranıştır. Ancak, açıklanması gereken konuyu tartışma şekline dönüştürmek, muhataplara bir fayda sağlamaz.
Bir konunun açıklanması, bir başkasını küçük düşürme veya onun cehaletini ortaya koyma şekline dönmemelidir. Böyle bir tartışmayı da dinimiz uygun görmez. Çünkü tartışmada galip gelme duygusu vardır. Bu duygu bazen gerçeklerin gizlenmesine de yol açabilir. Böyle bir ortam meydana getirildiği takdirde, iki tarafta zararlı çıkar. Çünkü kazanan tarafı kendini beğenme gururu sarar ki, bu durum da İslam’ın yasakladığı bir duygudur. Yasak olan her şeyde de üzüntü ve stres vardır.
Tartışma ortamına giren şahıs, bazen, en yakın dostunu hasım gibi eleştirmeşe başlar. Bu durum, zandan ibaret olan gizli kusurların açıklanmasına da yol açabilir. Bu da İslam da yasaklanan bir davranıştır. Zira ayet-i kerimede:
“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.” Buyrulmaktadır. (Hucurat Sûresi, 49/12)
Tartışmanın en kötü tarafı zan sayılan şeylerin ortaya dökülmesidir ki, buda muhatabın kalbinde derin yaralar açar.
Tartışmanın neticesi başka yerlerde anlatıldığı zaman da gıybet yapılmış olur ki İslam’da bu da haramdır. Zira hadis-i şerifte:
“Bana kimse ashabımın birinden (canımı sıkacak) bir şey getirmesin. Zira ben sizin karşınıza, içimde hiç bir şey olmadığı halde çıkmak istiyorum” buyurulmuştur.( Ebu Davud Edep)
Kişi tartışma esnasında kendini haklı çıkarmak için gerçekleri gizleme yoluna giderse, yalancılığa da yol açmış olur. Böyle davranışlar:
“Her yalancı ve günahkâr kişinin vay haline” ayeti ile yasaklanmıştır. (Casiye Sûresi, 45/7)
Hangi konuda olursa olsun, arkadaşını yenilgiye uğratan bir toplumda, kardeşlik duyguları zedelenir. Kişiler içten içe birbirinden nefret etmeye başlar. Onun için, bizim dinimiz, münakaşa etmek için ilim öğrenmeyi dahi yasaklamıştır. Zira bir hadis-i şerifte:
"Kim âlim geçinmek, sefihlerle(zevk ve eğlenceye düşkün insanlarla) münazara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksatlarla ilim öğrenirse, Allah o kimseyi cehenneme atar." Buyrulmuştur. (Tirmizî, İlm )
Tartışmayı huy edinen kimsede kendini beğenme duygusu gelişir ki, bu da şöhrete kavuşma düşüncesine matuftur. Böyle bir durum, salih müminin sıfatlarından değildir.
Tartışma dostluğu azaltır, düşmanlığı ve kin duygularını tetikler. Tartışmanın en basit zararı, karşısındakinin cahil olduğunu ortaya koymaktır ki, bu da en azından onur kırıcı bir davranıştır.
Tartışan taraflardan bir tanesi Efendimizin verdiği müjdeyi hatırlasa, kalpler kırılmadan tartışma bitmiş olur. O müjde şöyledir.
"Kim haksız olduğu bir münakaşayı terk ederse, kendisine cennetin kenarında bir ev kurulur. Haklı olduğu bir münâkaşayı terk edene de cennetin ortasında bir ev kurulur. Kim de ahlakını güzel kılarsa cennetin yüce yerinde bir ev kurulur." Buyrulmuştur. (Tirmizî, Birr;Ebu Dâvud Edeb; Nesâî, Edeb)
Yersiz tartışmayı yasaklayan bir ayet-i kerimede şöyledir.
Yahudilerle Hıristiyanlar tartışıyordu. Yahudiler Hz. İmrahim’in Yahudi olduğunu, Hıristiyanlar da Hıristiyan olduğunu tartışıyor ve deliller getiriyorlardı. O zaman nazil olan ayette:
“Diyelim ki az çok bildiğiniz konularda tartışıyorsunuz. Peki, hakkında bilginiz olmayan hususlarda ne diye tartışıyıorsunuz? Hâlbuki işin doğrusunu Allah bilir, siz bilemezsiniz.”Buyruldu. (Al-i İmrân Suresi 3/ 66)
Çünkü Hz. İbrahim ne Yahudi, ne de hıristiyandı. Zira bu iki dinde Hz. İbrahimden sonra gelmişti.
Ehil olmayan kişilerle bir konuyu görüşmek, havanda su dövmek gibidir. Bu durum uçak görmemiş bir insana, demir parçasının havada uçtuğunu anlatmak kadar zordur.
Hatayı kabul etmenin fazilet olduğunu bilmeyen kişilerle münakaşa edilmemelidir. Çünkü böyle bir kişi ile bir konuyu tartışmak, ateşle oynamak gibidir.
Tartışan insanların inanç birliği de önemlidir. Müslüman gibi görünen bir münafıkla tartışmak son derece zordur. Çünkü inancı olmayan insan, Kur’anda tarif edilen iman esaslarını aşabileceği için, bu durum tartışmanın kavga ile bitmesine de yol açabilir. 05.11.2022
Ali Kara
Emekli Müftü