İl Müftüsü Gevher; “Camiler Kin Ve Nefretin Giremediği Yerlerdir”

İl Müftüsü Gevher; “Camiler Kin Ve Nefretin Giremediği Yerlerdir”
CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASIKahramanmaraş İl Müftüsü Muhammed Gevher Camiler ve din görevlileri haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Müftü Gevher mesajında Camilerin dua ve ibadet, ilim ve hikmet yuvaları olduğunu...

CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI

Kahramanmaraş İl Müftüsü Muhammed Gevher Camiler ve din görevlileri haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Müftü Gevher mesajında Camilerin dua ve ibadet, ilim ve hikmet yuvaları olduğunu söyledi. İl Müftüsü Muhammed Gevher mesajında şöyle dedi: “Kâbe’nin yeryüzündeki şubeleri, Allah’ın evleri olan camilerimiz, Müslümanlığımızın ve istiklalimizin simgesi olarak yükselen huzur, bilgi, birlik ve ibadet mekânlarımızdır. Başkanlığımız çeyrek asırdır Ekim ayının ilk haftasını (bu sene Hac mevsimine geldiği için 11-18 ekimde) camilerimizi hayatın merkezine, şehirlerin kalbine taşımak amacıyla “CAMİLER HAFTASI” olarak kutlamaktadır. Bu hafta münasebetiyle düzenlenen etkinliklerle toplumsal bir farkındalık ve ortak bir bilinç oluşturulması hedeflenmektedir. Camiler Haftasının son yıllarda belirli bir tema etrafında kutlanması, bir yandan camilerimizin fiziki şartlarının yeniden gözden geçirilmesi yönünde önemli çalışmalar başlatılmasına, diğer yandan da engelli, çocuk, genç, kadın gibi farklı toplum kesimlerinin camiyle daha fazla buluşabilmesi için kampanyalar düzenlenmesine vesile olmuştur.. Bu yıl ise dinimizin direği olan namaz ibadetine olan ihtiyacımızı daha yüksek bir sesle dile getirmek ve camilerdeki cemaatsizlik sorununa hem bireysel hem de toplumsal açıdan dikkat çekmek amacıyla Camiler Haftasının teması “Cami ve Namazla Diriliş” şeklinde belirlenmiştir.

Camiler, dua ve ibadetle­rin Allah'a topluca arzedildiği, gönüllerin aydınlandı­ğı, kalplerin yıkandığı, elem ve sevinçlerin payla­şıldığı, mü'minlerin kucak­laştığı mübarek yerlerdir. Camiler, bilmediklerimizi öğrendiğimiz, irfanımızı yükselttiğimiz, nefsimizi ve âlemi tanıdığımız İlim ve hikmet yuvalarımızdır.

Camiler, dünyanın çeşitli problemleri ve sosyal sıkın­tılarına karşılık, gerçek mut­luluğu bulabildiğimiz mane­vî sığınaklardır. Camiler, dargınların barıştırıldığı, kin ve nefretin unu­tulduğu, öksüz ve yetimle­rin sevindirildiği, açların doyurulduğu, fakirlerin giydirildiği, yolcu ve misafirle­rin ağırlandığı, hastaların tedavi ettirildiği yardım ve iyilik merkezleridir.

Camilerimiz, kendimiz­den ayrı düşünemeyeceğimiz, koparıp atamayacağımız değerlerimizdir. Bay­rak gibi. Sancak gibi. Gazi­lik ve şehitlik gibi. İstiklâl aşkı ve hür yaşama duygu­su gibi. Haysiyet ve şeref gi­bi. Camiler, vatanımızın te­mel taşı, millî bütünlüğü­müzün teminatı, dinî ve millî birliğimizin ilham kay­nağı, ahlâk ve aşkımızın he­yecan pınarıdır.

Cami, Islâm cemiyetinin ayrıl­maz bir parçası ve en önemli birimlerinden birisidir, Rasûlüllah (s.a.s)'in Medine'ye vardıkları zaman ilk işleri, bir cami inşa edip, ensar, muhacir, köle, efendi, siyah, beyaz bütün Müslümanları bir çatı altında birleştirip bir araya getirmek olmuştur. Fethedilen veya yeni kurulan bir yerleşim merkezi­ne ilk önce yapılan camidir.

İslâm Dini, cemiyet dinidir. İn­sanın kendisini cemiyetten ko­parıp dağ başlarında uzlette kal­ması pek hoş karşılanmamıştır. Müslüman, cemiyet içinde yaşa­yacak, gerektiğinde bir din kar­deşinin elinden tutacak, emr-i bi’l-ma'ruf nehy-i ani'l münker yapacaktır. Namazların cemaatle edâ edilmesi hususunda hassa­siyetle durulmasının sebebi de budur.

Cemaatten gaye nedir? Bir semtte bulunan mü'minlerin beş vakitte birbirlerinin hallerinden ha­berdar olması, herhangi bir sıkıntısı varsa, elbirliği ile giderilmesi, hasta varsa, yardımına koşulması içindir. Cemaate gelemeyenin mutlaka meşrû bir mazereti olduğu göz önüne alınarak evine gidilip yokla­nılır ve müşkili giderilmeğe çalışılır.

Bugün ise bu gaye kaybolmuş ve yalnız şahsî sevab kazanma endi­şesi hakim olmuştur. Sadece nefsi­ni düşünüp de iştirak ettiği cemaa­tin dertleriyle ilgilenmeyen, elinden geldiğince onlara Islâm'ı tebliğ et­meyen ve eksiklerini gidermeye ça­lışmayan bir kimse, bu yirmiyedi de­recelik sevaba nail olabilir mi?

Hz. Peygamber (sas) namazı “gözünün nuru” olarak nitelendirmiştir. Onun En Yüce Dost’a giderken ümmetine son vasiyeti namaz olmuştur. Bugün de Müslümanlar, namazlarını Allah’ın emrettiği, Resûlünün (sas) öğrettiği şekilde, camilerde cemaatle eda ettiklerinde; ruhlarını namazla güçlendirip, namazın ruhuyla dirildiklerinde; namazı sevip, evlatlarına sevdirdiklerinde Allah’ın izniyle karşılaştıkları her türlü sorunun üstesinden geleceklerdir.

Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebetiyle Kahramanmaraş’ımızda 11 Ekim Pazar günü sabah namazında Abdulhamithan ve Doğukent Camilerimizde “Cami ve Gençlik buluşması” programına bütün gençlerimiz davetlidir.  14 Ekim Çarşamba günü saat 14.00 de Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Sayın Belgin KONARILI ve Uzman Vaiz Nimet YILMAZ hanımefendilerin katılacağı bir panel düzenlenmiştir. Ayrıca İmam Hatip Lisesi ve Avşar kampüsünde Öğrenci buluşması yapacaklardır. Bütün Kahramanmaraşlı hanım kardeşlerimiz Panelimize davetlidir.

Bu vesileyle, camilerde din hizmetlerinin en güzel şekilde deruhte edilmesi için gayret gösteren, topluma rehberlik ve önderlik eden, yaşantısıyla örnek olan, mihrabın, minberin ve kürsünün hakkını veren bütün din görevlilerimizin ve cemaatimizin Camiler Haftasını tebrik ediyor, ebediyete irtihal edenlere Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz ediyorum.”