Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü İlklere İmza Atıyor
Kahramanmaraş Onikişubat Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü kaybolmaya yüz tutmuş Maraş işi Aba Dokumacılığı sanatını yaşatmak adına kurs açtı.
Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk EğitimiMerkezi Müdürlüğü bünyesinde Kurs Hocası Hüseyin Gülegül yönetiminde 8 Şubat 2016 tarihinde başlayan Aba Dokuma Kursuna 19 Kursiyer katılıyor. Kurs saat 08.00-16.00 arasında devam ediyor ve 29 Nisan 2016 tarihinde sona erecek.
Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Hamza Büyüksakallı , Halk Eğitimi Müdürlüğünü ziyaret eden İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Akküncü ve Hayat Boyu Öğrenme Şefi Bayram Metin’e aba atölyesini gezdirerek bilgi verdi.
ABA HAKKINDA GENEL BİLGİ
Aba bir tür yünlü giysi. Aba giysilerde eskiden Bulgaristan şayağı kullanılırken, sonraları Feshane abası denen kalınca bir kumaş kullanılmıştır. Abalar baldır uzunluğunda, bol kesimli, iki parmak yüksekliğinde dik yakalı olup cübbeye benzer, bazısının yakasında kürk bulunurdu. Şayaktan yapılan cübbe, kukuleta, maşlah, ve dikişli libadeye de aba denirdi. Kısa salta (kolları açık ceket) Aydın abası, daha uzun biçimi Balıkesir abası, kalınca softan yapılanı Bağdat abası olarak anılırdı.
Osmanlı toplumunda bir zamanlar yoksulluk göstergesi sayıldığı ve daha çok dervişler, ilmiye sınıfının alt tabakasındakilerle medrese öğrencilerince giyildiği halde, 17. yüzyılda Sultan IV. Murat, zarif giyimiyle tanınan Abaza Mehmet Paşa'nın aba cepkenini beğenip kendine de bir tane yaptırınca aba moda olmuştu.
Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde abacıların Kapalıçarşı'nın en ünlü esnafından olduğu yazılıdır. İstanbul'da 300 dükkânda usta ve çırak düzeyinde 700 kadar abacının çalıştığı belirtilir. Bu abacılar esnaf alaylarına büyük olasılıkla eski bedestenlilerle birlikte katılmıştır. 19. yüzyılda İstanbul'un abacıları Zindankuyu ile Odunkapısı arasında yerleşmişti. Bu bölgede bulunan Abacılar Caddesi de adını bu esnaftan almıştır.
Maraş Abası; kuzu yününden üretilen, Kahramanmaraş’a özgü geleneksel bir giysi olmakla birlikte, halkın sosyo-ekonomik düzeyini yansıtan bir değer olma özelliğini de taşımaktadır. Yün ve ipek iplikler ile dokunan aba dokumalar sırma işlemeli ya da işlemesiz olarak çeşitlilik göstermektedir. Abalar kişinin toplum içindeki yerini ve ekonomik düzeyini yansıtmaktadır. Geçmişte üzerinde sırma işlemesi olmayan abalar genellikle maddi durumu iyi olmayan halk tarafından kullanılırken; sırmalı olan abalar ise zengin kimseler tarafından kullanılırdı. Ayrıca kına, düğün sünnet gibi özel günler için dokumacılara aylar öncesinden aba siparişi verilirken, şimdi ancak Halk Oyunları ekipleri tarafından gösteri ve yarışmalar içi kullanılmaktadır. Geçmişte semt olarak Çukuroba hahallesi ve çevresinde yoğunlaşan aba dokumacılar; çoğunluğu evlerinin bir odasında üretim yapmışlardır.
Aba Dokumacılığında Kullanılan Malzemeler:
Mekik-Makas
Mitit
Dokuma Kalemleri
Motif Tarağı
Mekikli Dokuma Tezgahı
Sargı Kazığı
Bel Kazığı
Muallek
Muhaber
Gücü Ağacı
Gücü İplikleri
Batakçak
Keşken ve Koçan
Dokuma Tarağı
Ahırt ve Cikciki
Sermin
Gez
Dönder Ağacı
Zıvana gibi
Aba ile İlgili Atasözleri ve Deyimler:
Aba vakti yaba;yaba vakti aba:İhtiyaçlar vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır.
Bir abam var atarım nerede olsa yatarım: Tek başına yaşayan bir kinse, sorumluluğunda başka kimse olamadığı için rahat hareket eder.
Abamın kadri yağmurda bilinir:Bir şeyin gerçek değeri ona çok ihtiyaç duyulduğunda bilinir.
Aba altından sopa göstermek:Üstü kapalı gözdağı vermek.
Aba altında er yatar:Giyim kuşam kişiliğe ölçü olmaz.
Vur Abalıya: Bütün özverinin yumuşak huyluya yüklenmesi, sezsiz,güçsüz kişinin hırpalanması,hakkının çiğnenmesi durumunda söylenen bir söz.
Bunun gibi daha çok Atasözü ve Deyim mevcuttur.
Kaynak : Öğr.Gör. Mustafa BÜYÜKTÜRKMEN