Dedeoğlu, Hükümet Kentsel Dönüşümü Ranta Çevirdi
Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, hükümetin, ülkemizin her geçen gün biriken ve artan sorunlarına köklü çözümler bulmak yerine, zaman zaman hazırlamış olduğu torba yasalarla çözüm bulmaya çalıştığını ifade ederek, hükümetin kentsel dönüşümü ranta dönüştüğünü söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, trampa yoluyla kamulaştırılan taşınmazlarda gelir ve kurumlar vergisine ilişkin kazanç oluşmamasını düzenleyen hükmün, kanun teklifinin 13'üncü maddesinde yer aldığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“13'üncü maddesiyle, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 34'üncü maddesinde, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, trampa yoluyla kamulaştırılan taşınmazların Hazineye devrinden doğan kazançlara ilişkin düzenleme yapılmaktadır. 31/12/2015 tarihine kadar, madde kapsamında öngörülen devir işlemlerinden dolayı kazanç oluşmaması düzenlenmekte ve aynı işlemlerle ilgili teslimler katma değer vergisinden istisna edilmektedir.
Söz konusu düzenleme, AKP Hükûmetinin rant temelli kentsel dönüşüm politikalarının bir parçasıdır. Hükûmet, rant temelli ve yolsuzluk merkezli politikalarının ana eksenini inşaat sektörü üzerinden yürütmüştür. Bunun bir nedeni inşaat sektörünün büyüklüğü ise, diğer bir nedeni de bu sektörün bol kazançlı alanlardan birisi olmasıdır.
İnşaat sektöründeki rant dağılımı imar planları üzerinden yapılmaktadır. Söz konusu madde hükmüyle de özelde İstanbul Sultanbeyli ilçesindeki imar sorunu saklanmakta ve yolsuzluklara zemin hazırlanmaktadır. AKP, kentsel dönüşüm rantını "afet yasası" adı altında gizlemek istemiştir. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren vatandaşlarımızın aleyhine birçok uygulamaya zemin hazırlanmıştır.
Kentsel dönüşüm, Hükûmet ve AKP için bir yandaş zenginleştirme kanunu olarak uygulanmaya başlanmıştır. Kentsel dönüşüm projelerinin bugüne kadarki uygulamaları projelerin, bir dönüşümden daha çok, yağma ve talan projeleri olduğunu ortaya koymaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere, TOKİ ve belediyelere verilen kamulaştırma yetkisi yandaş sermayelerin yatırım alanı hâline gelmiştir. Buralarda yaşayan yoksul insanların hakları maalesef ki hiç gözetilmemiştir. Bu alanlarda rantiyecilerin hakları tamamen ortaya çıkarılmıştır.
Kentsel dönüşümün yasal dayanağı Mayıs 2012'de yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'dur. Bu kanunun iki buçuk yıllık uygulamaları bile mülkiyet hakkına uyan, toplumsal katılımı esas alan ve toplumsal yararı merkezine alan uygulamalardan uzak bir görüntü vermektedir. Bu kanunla, dünyada tarihe gömülmüş yap-sat uygulamaları ortaya çıkmıştır. Çünkü rantı en hızlı ve en yoğun şekilde sağlamanın yöntemi yap-sat uygulamasıdır.
Bu yasa, Anayasa'nın 2'nci maddesinde yer alan olan sosyal hukuk devleti ilkesine, 10'uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesine, 21'inci maddesinde yer alan konut dokunulmazlığı ilkesine ve 35'inci maddesinde yer alan mülkiyet hakkı ilkesine aykırıdır. Bu düzenleme 36'ncı maddesinde yer alan hak arama hürriyeti ilkesini, 56 ve 57'nci maddelerinde yer alan sağlık, çevre ve konut ilkesini, 125'inci maddesinde yer alan idarenin her türlü işlem ve eylemlerinden dolayı karşı yargı yolunun açık olması ilkesini ihlal etmektedir.
Devlet arazilerinin yandaşlara peşkeş çekilmesini sağlayan düzenleme, TMSF'ye devredilen televizyon ve banka gibi işletmelerin yandaş firmalara rahatlıkla satışını sağlayacak bir düzenlemedir.”