Bu meslek bazen çocuklarımızdan bile önemli!

Bu meslek bazen çocuklarımızdan bile önemli!
Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 168. yıldönümü tüm yurtta kutlanırken, Kahramanmaraş’ta görev yapan rütbeli bayanlar,  mesleği Manşet Gazetesine değerlendirdi. Rütbeli bayan polisler: “Meslek bazen çocuklarınız...

Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 168. yıldönümü tüm yurtta kutlanırken, Kahramanmaraş’ta görev yapan rütbeli bayanlar,  mesleği Manşet Gazetesine değerlendirdi. Rütbeli bayan polisler: “Meslek bazen çocuklarınız ve ailenizden bile önemli oluyor” dediler.

Onlar teşkilatın bayan neferleri. Evli ve üstelik çocukları da var. Ama görev bilinci denildiği zaman anne ve çocuk sahibi olduğunu unutarak, görevlerini erkek meslektaşları gibi en iyi şekilde yapıyorlar.

KRİTİK NOKTALARDA GÖREVDELER

Her biri ortalama 13 yıllık polis. Gülay Kayaalp, Güler Oktar ve Şirin Çakıroğlu. 3 komiser yardımcısı, kritik noktalarda görev yapıyor. Emniyet Müdürü Metin Aşık’ın Kahramanmaraş’ta göreve başlamasından sonra başlayan değişim rüzgarı bayan polislerinde görevlerine yansıdı. Güler Oktar, Trafik Tescil Şube Müdürlüğünde Büro Amiri konumunda. Ortalama 150 bin aracın bulunduğu Kahramanmaraş’ta aksaklığı önlemek için ekibi ile çalışmaya başladı. Güler Oktar, Polis Evi Şube Müdürlüğünde görevli. Emniyetin gülen yüzü konumunda bulunan Polis evinde görevli komiser yardımcısı Oktar, 14 yıllık polis. Mesleğin önemi sorduğumuz zaman aldığımız yanıt ise gayet anlamlı. “Polis zaman içerisinde insanın kanına işleyen bir duygu”

Şirin Çakıroğlu’da emniyetin bayan neferlerinden. Çakıroğlu, Emniyet Müdürü Metin Aşık göreve geldikten sonra Özel Kalem görevini yürütmeye başladı. Her gün onlarca randevuyu, Emniyet Müdürünün günlük programını Çakıroğlu ayarlıyor.

168 yıl önce kurulan Türk Polis teşkilatı, tüm yurtta çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı. 10 Nisan’a kadar devam edecek kutlamalar çerçevesinde Manşet Gazetesi Haber Ekibi olarak, bayan polislere duygu ve düşüncelerini sorduk.

İşte o röportajdan sayfa sütunlarını yansıyanlar şunlar: “

ÜNİFORMA BİZİ ÇOK ETKİLEDİ

Gülay Kayaalp: Benim dayım polis memuru idi. Polis üniforması gözümüze çok güzel görünüyordu. Zaten çocukluğumdan bu yana istediğim bir meslekti. Polislik zaman içerisinde insanın kanına işleyen bir duygu. Benim eşim öğretmen, polis olmayan biriyle evliyim. Senin her hareketin, her durumun, bir meslek gibi değil de bir yaşam biçimi gibi. Polislik benim için böyle. Aslında çok fazla zorluğu yok polisliğin. Bu mesleğin bayanlara da ihtiyacı var.

BAYANLAR POLİSLİĞE RENK KATIYOR

Bayanların polisliğe renk kattığını düşünüyorum. Şu anda çocuklarımın polis olmayacağını bilmiyorum. Kızım şu anda 2,5 yaşında, oğlum ile 8 yaşında okulda ‘Annem polis diyormuş’ şimdiden benimsemiş gibi görünüyor. İlerde polis değil de kepçe operatörü olmak istiyor.

MÜLAKAT SINAVINDA ELENİYORDUM

Polislikle ilgili unutamadığım anılarımdan bir tanesi, mülakat sınavına girerken kaybetme ile kazanma arasında gidip geldim. Bu olay meslek yaşamı boyunca unutmayacağım anılarımdan bir tanesi. Komisyon üyeleri, bana renkli kağıtlar verip okumamı istedi. Heyecandan okuyamamıştım. Sonra ikinci kere şans verdiler. İkincisin de hepsini okudum.

POLİSLİKLE BERABER ÜNİVERSİTE OKUDUM

Polislikle beraber ben üniversite okudum. Polisliğe bakışı orada da gördüm. Hem öğrenciydim, hem polistim diğer öğrenciler bu duruma alışmışlardı.

Kendimizle gurur duyuyoruz. Polislerin biraz daha güçlü olmasını düşünüyorum. Bazen, kadınlığımızı bile unutup verilen görev ne ise onu yapmaya odaklanıyoruz.

YİNE POLİS OLSAM TRAFİKÇİ OLURDUM

Güler Oktar: 2001 yılında mesleğe başladım. Ben polisliği çocukluğumdan bu yana çok severdim. Ailem de beni etkiledi, akrabalarımda polis olunca mesleğe adımımı attım. Şu an çocuklarımın bakışında bir sıkıntı yok. Biri 6, biri 9 yaşında. Herhangi bir olumsuz bakışları yok. Tabi yoğun bir tempoda çalışıyorsun yeri gelince, ister istemez eve gidince anne rolüne bürünüyorsun. Onlarda alıştılar. Ben çocuklarımdan önce mesleğe girmiştim. Çocuklarım hep beni polis olarak bildiği için bir sorun yok.

Şu anda bir zorluk yok. Trafik Şubede herkes disiplin içerisinde çalışıyor. Eşimde polis, bu çocuklarımı otomatikman polisliğe itiyor. Yani polis olacağız diyorlar. Anne-baba polis olduğu için çocuklarım da polisliği çok istiyor. Verilen görevi en iyi şekilde yapınca gurur duyuyorsunuz. Emeğin karşılığını vermek çok güzel. Polis olarak emeğinin karşılığını verdiği zaman o bütün olumsuzlukları unutturuyor. Trafik benim için her şey, yine bu mesleğe yeni atansam Trafik Şubede çalışırım.

ÖĞRETMENLİK YERİNE POLİSLİK

Şirin Çakıroğlu: Mesleğe 2001 yılında başladım. Aslında küçüklükten beri hayal ettiğim bir meslek değildi polis olmak. Biraz da babam çok istedi polis olmamı. Arkadaşım ile birlikte sınava girdik ve kazandık. Sınavı kazandıktan sonra gitsem mi, gitmesem mi? Diye çok düşündüm. Biraz da böyle büyüklerin tavsiyeleri ile polis oldum. Başlayınca da hem üniformalı hem de sivil olarak, bu mesleği seviyorsunuz. Ve bağlanıyorsun bağlandıktan sonra da bırakılmıyor. Kişilik olarak karakterime çok uzak. Arkadaşlarımız da şaşırıyor. Sen öğretmen olacaktın polis olmuşun diyenler de oluyor. Öğretmen olmak istiyordum. Nasip ya polis oldum şimdi hiç pişman değilim. Hakikaten mesleğe girince insan ısınıyor. Sanki kendi kişiliğinle oturuyor. Seviyorum bu mesleği. 7 yaşında bir oğlum var, babası da polis. Bazen zayıf kaldığımız noktalarda ‘Oğlum seninle de ilgilenmiyoruz, deyince’ ‘Anne olsun hafta sonu görüşürüz’ diyor. Bize moral veriyor. Onlar bize destek oluyor. Oğlum ileri de kepçe operatörü olmak istiyor.

KAHRAMANMARAŞ ÇOK GÜVENİLİR

Van’da 2 yıl görev yaptım. Van’dan buraya geldiğimde deyim yerindeyse nefes aldım. Orada terör olayları nedeniyle belli saatlerden sonra rahatça çıkıp dolaşmıyorduk. Buraya geldiğimiz de böyle bir sıkıntı yaşamdık. Hem güvenilir hem nezih bir il. Yaşanılabilir, sakin güvenli, burada olmaktan çok gurur duyuyorum.”

Özel haber Mustafa Kılınç

DSC_6787