ALLAH’A İMAN

ALLAH’A İMAN
Yüce Rabbimizi biz Kur’an ve sünnet’ten öğreniriz. Onun dışında bir şey bilmeyiz. Kul Allah’ı nasıl dü­şünürse düşünsün, Allah (c.c) onun düşündüğü gibi değildir. Çünkü Allah (c.c.) mekândan münezzehtir....

Yüce Rabbimizi biz Kur’an ve sünnet’ten öğreniriz. Onun dışında bir şey bilmeyiz. Kul Allah’ı nasıl dü­şünürse düşünsün, Allah (c.c) onun düşündüğü gibi değildir. Çünkü Allah (c.c.) mekândan münezzehtir. Kul düşünürse mekân içerisinde dü­şünür. Kulun aklından geçen şeylerin hepsi de, yaratılmışların sıfatlarıyla ilgilidir. Yani biz Allah (c.c.)’ın varlığını göremediğimiz için, O’nu sıfatlarıyla tanırız. 

Bir ayet-i kerimede Rabbimiz kendini tanıtırken, 

“İlâhınız bir tek Allah’tır. Ondan başka ilâh yoktur. O Rahman ve Rahîmdir.”Buyurmaktadır. ( Bakara Suresi 2/163) 

Rahman ve Rahim sıfatlarını kısaca şöyle özetleyebiliriz. 

O, sevdikleri ve sevmedikleri için sayısız nimetler veren, onlara rahmet ve merhamet eden, yaşamaları için, lazım olan bütün rızıkları yaratan ve kullarına cömert davranandır. 

O Merhamet sahibidir verdiği nimetlere şükredenleri daha büyük nimetlerle mükâfatlandıran ve kulunu seven bir ilahtır. 

Yüce Rabbimiz İhlâs Suresinde de kendini şöyle tanıtmaktadır. 

“De ki O, Allah birdir. Allah sameddir. O doğurmamış ve doğru­lmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur” buyurmaktadır. (hlas suresi 112) 

Bu sureyi kısaca özetlemek gerekirse; 

Allah (c.c.) birdir. Eşi benzeri, ortağı, yoktur. Varlığı tarif edilecek nitelikte değildir. Mekândan münezzehtir. yaratılmış­lara benzemez. O hayal edilenlerin dışındadır. O ancak, kendi kendisini tarif ettiği gibidir. 

Allah samed’dir: ihtiyaç için müracaat edilen tek varlıktır. Her çeşit ihtiyaca cevap veren tek yetkilidir. Yaratılmışlar için düşünülen tüm sıfatlardan münezzehtir. Doğmak ve doğurmak, onun yarattıkları için söz konusudur. Varlığının mevcudiyetinden dolayı kimseye sorumlu değildir. Her şey ona muhtaç ve sorumlu, ama O hiçbir şeye muhtaç ve sorumlu değildir. O’nun hiçbir dengi yoktur. Başka bir kuvvetin yardımına da ihtiyaç duymaz. “OL” dediği zaman istediği her şey, anında oluverir. O mevcut parçaları birleştiren değil,  yoktan var eden bir ilahtır. 

Rabbimiz başka bir ayette: 

“Şüphesiz biz diriltir ve biz öldürürüz ve her şeye biz vâris oluruz” buyurmaktadır. (Hicr15/ 23) 

Bu ayetle Rabbimizin yaratma ve yok etme sıfatlarını da öğrenmiş oluyoruz. Başka bir ayette: 

 “Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar. Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık” buyrulmaktadır.  (Zuhruf Suresi 43/32) 

Bu ayetle bütün canlıların rızıklarının Allah (c.c.) tarafından da­ğıtıldığını öğrenmiş oluyoruz. 

Allah’ın varlığına inanmak istemeyenler bile, başı dara girdiği zaman ondan yardım isterler. Hiçbir şeyin kendiliğinden olmadığını ve ola­mayacağını bilir, ancak inatlarından dolayı inkâr ederler. 

Bir hadis-i şerifte: 

            “Kim kalbinden tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet ederse, Allah ona cehennemi haram kılar.” Buyurulmaktadır. (Buhârî, İlim,) 

Ancak imanı koruyan amelleri de unutmamak gerekir. Sözle teslim olan kişi, Kur’an ve sünnette emredilen bütün ibadetleri de yerine getirmeye söz vermiş olmaktadır.  Yani sözle verilen imanı korumak için, İmanın ve İslam’ın şartlarında belirtilen maddelere uymak, Allah’ın çizdiği sınırlardan dışarıya çıkmamak ve O’nun verdiği hükümlere teslim olmak gerekir. 21.08.2022

                             Ali KARA

                          EmekliMüftü