Akbolat: Bu Çağrıya Kulak Verin!
Tema Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilcisi Abdurrahman Akbolat, Tema Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Deniz Ataç’ın “Yeşil Yol” projesine yönelik “Yalnızca biyolojik çeşitlilik değil, Karadeniz kültürü de tehdit altında” dediği çağrıya dikkat çekti.
Akbolat’ın dikkat çektiği çağrı şöyle:
Yalnızca biyolojik çeşitlilik değil, Karadeniz kültürü de tehdit altında
“Yeşil Yol” projesi Samsun’dan başlayarak Hopa’ya kadar Doğu Karadeniz’de doğa, kültür ve canlı yaşamını tehdit ederken Karadeniz’e alternatif gelir getireceği iddiaları da gündeme geliyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç “TEMA Vakfı Yeşil Yol olarak bilinen projeye hukuki itirazını ilk kez 2011 yılında yaptı. 2011’de 1/100.000 ölçekli Ordu-Trabzon-Rize-Giresun-Artvin-Gümüşhane Çevre Düzeni Planı’nın bölgenin doğal varlıkları açısından tehdit oluşturabilecek bölümlerinin iptali için dava açtık. Planda Yeşil Yol projesine ‘yayla turizminin geliştirilmesi için yaylalar arası entegrasyon’ olarak yer veriliyordu. İptalini talep ettiğimiz kararlardan biri de planın Yeşil Yol projesi ile ilgili olan bölümüydü. Bilirkişi Raporu lehimize geldi. Dava ise devam ediyor” dedi.
Bölge doğal ve kültürel değerlerini koruyarak zenginleşebilir
Yeşil Yol gerçekleştiği takdirde Karadeniz dağları, ormanları, meraları, su varlıkları, flora ve faunasının geri dönüşü olmayacak bir şekilde zarar göreceğine dikkat çeken Ataç, Doğu Karadeniz yaylalarına doğu-batı yönünde sahile hiç inmeden yeni bir yolun yapılmasıyla bütün yaylaların kolaylıkla erişilebilir hale gelmesinin yapılaşma ve kitle turizmine yol açacağını belirtti. TEMA Vakfı Başkanı, “Karadeniz’e ek gelir sağlanmalıdır. Ancak bunu yaparken bölgenin doğal ve kültürel değerlerinden vazgeçmemek gerekir” dedi. TEMA Vakfı’nın Artvin Macahel’de başarılı bir ekoturizm ve kırsal kalkınma projesi gerçekleştirdiğini hatırlatan Ataç, bunun doğal ve kültürel değerleri koruyarak bölgenin zenginleştirilmesi için örnek oluşturabileceğini vurguladı.
Tehlike altında türlerin yaşam alanları tahrip olacak
Yeşil Yol’un Samsun’dan Hopa’ya kadar Karadeniz yaylalarını yüksek rakımdan, denize paralel bir şekilde birbirine bağlaması planlanıyor. Bu yüksek dağ ekosistemlerinin yer aldığı bir güzergah. Bu güzergahtan geçecek bir yol nadir ve tehlike altında olan türlerin yaşam alanlarının tahrip olmasına neden olacak.
Dünyadaki biyolojik çeşitlilik açından 34 sıcak noktadan biri tehdit altında
Doğu Karadeniz Bölgesi, biyolojik çeşitlilik açısından dünyadaki önemli 34 sıcak noktadan biri olan Kafkasya Ekolojik Bölgesi'nin Anadolu’daki uzantısı. Bu yüzden bölge, önemli düzeyde biyolojik çeşitliliğe sahip, endemizm oranı yüksek bir bölgedir. Bölgenin neredeyse tamamında çok sayıda endemik bitki, kuş, memeli, sürüngen, kelebek ve böcek türü yaşamakta.
Turizm talebinde artış çarpık yapılaşmaya neden oluyor
Yakın zamanda bölgedeki yaylaların birçoğu aynı zamanda yayla turizmi ve doğa sporları faaliyetleri için de kullanılmaya başlandı. Ancak bu çok katlı betonarme ev ve tesislerde artış olmasına neden oldu. Yeşil Yol ve beraberinde getireceği turizm talebindeki artış daha fazla betonarme yapılaşmaya yol açacak. Bu da Doğu Karadeniz Bölgesi’nin neredeyse tamamında bulunan yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip önemli doğal alanlara zarar verecek.
Milli parklar, yaban hayat ve doğal sit alanları tehdit altında
Yolun geçeceği Doğu Karadeniz Dağları çok sayıda milli park, tabiat parkı, yaban hayatı geliştirme sahası, özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanına ev sahipliği yapıyor.
“Geleneksel yaşam tarzına uygun değil”
2013 yılında bölgede yapılan mahkeme keşfi sonrası hazırlanan Bilirkişi Raporu'nda, yaylalar arası entegrasyon önerisinin bilimsel kriterlere uygun olmadığı belirtiliyor.
Bilirkişi Heyeti tarafından, yol inşaatlarıyla çok özgün doğal özellikleri olan vadilerin ve doğal çevrenin tahribatına neden olabileceğine dikkat çekildi. Yaylalar arası entegrasyon önerisi şehircilik ve planlama ilkeleri açısından uygun bulunmadı.
Bilirkişi Heyeti, yaylaların karayolu ile birbirlerine bağlanması halinde, araç trafiğinin denetlenmesinin zor biçimde artacağı, yaylalardaki geleneksel yaşam tarzını sürdürmenin zorlaşacağı, bu durum da, yaylaların doğal yapısını olumsuz olarak etkileyeceği” yönünde görüş bildirdi.