Cumhuriyetimizin 91. Yılını kutladığımız bu günde onur ve gururlu olduğumuz kadar şehit haberleri dolayısıyla hüznü de bir arada yaşamaktayız.

Bugün Türkiye de vatandaşını düşman ve milleti devletin emrinde gören anlayıştan “Milletin Devleti” anlayışıyla, hizmet odaklı hareket eden bir devlet aklına eriştik. Artık vatandaşlarını kategorize ederek, bu kategorizasyonların çatışması, birbirlerine öfkesi üzerine yönetim anlayışı geride kalmıştır. 76 milyon insanının hepsini hür ve eşit gören devlet anlayışı elbette ki cumhuri yönetime daha uygundur.

Enerjisini kendi içinde tüketen devlet anlayışının da değişmesi ile İnsana “hak ve sorumluluk sahibi yurttaş” sıfatını kazandıran Cumhuriyet, maddi ve manevi kalkınmanın da önünü açmıştır. Çünkü bilimde, sanatta, ekonomide gelişmenin temelinde insanın düşünce gücü ve teşebbüs kabiliyeti yatmaktadır.

Dolayısıyla insanı özgürleştirmek, bir ülkenin her alanda gelişim göstermesinin asgari şartıdır.

Bu noktada Cumhuriyet felsefesinin çağdaş standartlarla ilişkisi son derece önemlidir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve evrensel hak ve özgürlük standartlarının yaşatılması, Cumhuriyetin temel hedefleridir. Cumhuriyet bu topraklarda yaşayan herkese içinde bulunduğu coğrafyasında mal, can ve din emniyetlerini sağladığı gibi bunları geliştirebilecekleri emin vatana sahip olmamızda önemli bir değer katmıştır.

Şüphesiz ki Cumhuriyeti çok iyi anmak, büyük törenlerle kutlamak, onu yaşatmaya yetmez. Cumhuriyet yaşatmak için her alanda çok çalışmak, o çalışmalardan verim almak için de hatalarımızla yüzleşerek, ders çıkararak ilerlemek zorundayız. Aksi takdirde bayramlarımız her yeni yıl hamasi avuntuların kısırlığına saplanacaktır.

Cumhuriyet tarihiyle yaşıt, çok önceden aşmış olmamız gereken birtakım sorunlarımız olduğunu göz ardı edemeyiz. Fakat, demokrasi ve çağdaşlık yolunda kararlı bir Türkiye, bu sorunları da halledecek umut, cesaret ve yönetim anlayışını son yıllarda fazlasıyla yakalamıştır.

Dünyanın ve coğrafyamızın denge ülkelesi olan Türkiye kendine güveni, farklılıkların bir arada yaşama kültürü, özgüven, dünya ile irtibatta açıklık, güvenlik, üretim çeşitliliği ve insanının üretim potansiyeli ile bölgesinde müstesna bir yere sahiptir. Bu çizgiyi korursak, milli birliğimize kurulan kumpasları da bertaraf etmemiz kolaylaşacaktır.

Bu muasır medeniyet yolunda, milli birliğimiz ve tarihi, dini, kültürel değerlerimiz ile aşmamız gereken sorunlar elbette olacaktır. Bizleri ümitsizliğe sürüklemek isteyenleri güldürmeyecek, bu durumlarda acılar ve zorluklara karşı ne karamsarlığın ne de duyarsızlığın tuzaklarına düşmeyeceğiz, Çünkü Milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizi yaşatma azmi tüm düşman ve işbirlikçileri yok edecek güçtedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, ‘Muasır medeniyet seviyesinin üzerine’ çıkararak, dış ve iç tahkir ve tehditlerine karşı koyup, dimdik ayakta duran bir ‘Lider dünya devleti’ haline getirme hedefine ulaştırmak için hiçbir çalışma veya fedakârlıktan çekinmeyen çizgimizi sürdüreceğiz.

Bu duygu ve düşünceler ile Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor Cumhuriyet Bayramınızı yürekten kutluyorum.