1. Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? (Kamer,54/17)

2. Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).” (Fussilet, 41/44)

3. Bu Kur’an, Allah’tan (indirilmiş olup) başkası tarafından uydurulmamıştır. Fakat o, kendinden öncekileri doğrulayıcı ve Kitab’ı (Allah’ın Levh-i Mahfuz’daki yazısını) açıklayıcı olarak, indirilmiştir. Bunda hiçbir şüphe yoktur. (O) âlemlerin Rabbi tarafındandır. (Yunus, 10/37)

Kur’ân’a Sımsıkı Sarılınız.

İbn’ü Şüreyh El- Huzai (r.a) şöyle rivayet ediyor:

Allah’ın Resulü (s.a.v.) bize doğru geldi ve şöyle buyurdu;

— Allah’tan başka bir olan ve ortağı bulunmayan hiçbir ilah olmadığına, benim Allah’ın peygamberi olduğuma  ve (Kur’an’ın da Allah tarafından bana indirildiğine) inanıyor musunuz?

— Evet, (Elbette inanıyoruz Ya Resulallah)

— (Size müjdeler olsun.) Zira bu Kur’an’ın bir tarafı Allah’ın yanında bir tarafı da sizlerin elindedir.

O’na sımsıkı sarılınız. ( O’na inancınız ve bağlılığınız devam ettikçe) bundan böyle sizler (ferdi, ailevi ve sosyal) sapıklıklara uğramaz, katiyen felaketlere maruz kalmazsınız. (M. Zevâid)

Benden sonra  Kur’ân’a inanacaklar daha çok sevap alacaklar.

Ebu Cumatul- Ensari (r.a) anlatıyor:

Onuncusu Muaz olan on kişilik bir topluluk Hz. Peygamber’le (s.a.v.) beraber bulunuyorduk. (Onunla beraber olmanın ne büyük bir yücelik olduğunun da şuurundaydık.) O’na sorduk:

— Ya Resulallah! Biz sana inandık ve itaat ettik. Bizden daha çok sevap alacak bir topluluk var mıdır?

— Allah’ın elçisi (olan ben) aranızda bulunuyor ve size semadan vahiy getirirken sizi bana inanmak ve itaat etmekten ne alıkoyabilir ki?

Hayır hayır, (sizden daha çok sevap alacak topluluk vardır.)

Onlar sizden sonra gelecek nesillerdir. Kendilerine iki kapak arasında bir kitap getirilecek ve ( bu Allah’ın kitabı Kur’an’dır denilecek.) Onlar da (Kur’an olan) bu kitaba inanacak ve içindeki ilahi emir ve yasaklara göre amel edecekler. İşte onlar (beni görmeden bana  ve benim tebliğ ettiğim Kur’an’a inandıkları için ) sizden daha çok sevap alacak olanlardır. (M. İ. Kesîr)

Kur’ân dosdoğru bir hayat yoludur.

Hz. Ali (r.a) “Allah’ın Resulunden bizzat dinledim” diyerek anlatıyor.

Allah’ın Resulü gelecekle ilgili konuşmalarında şöyle buyurdu:

— Aman çok şuurlu olunuz. Zira yakın bir dönemde ( iman ve amel hayatını sarsacak) fitneler olacaktır.

(O’nun vukua geleceğini bildirdiği fitnelerin önemini kavradığım için hemen korunma çarelerini öğrenmek istedim. Bu sebeple) sordum.

— Ya Resulallah ! Bu fitnelerden korunabilmenin çaresi nedir?

Allah Resulü (s.a.v.) şöyle açıklamada bulundu:

— (Çare Allah’ın kitabıdır; o’na uymaktır. Zira ) Allah’ın kitabı Kur’an’dan sizden önce yaşamış bulunan toplulukları (saadet ve felaket) haberleri vardır. Sizden sonra gelecek nesillerin de yararlanacağı hakikat duyuruları vardır. Onda çağdaşlarınızın (düstur edineceği) prensipler de mevcuttur.

O (Hakk’la Batıl’ları) ayıran bir kitaptır. Denenip geçiştirilecek bir kitap değildir.

O’nu bırakanların işlerini Allah başlarına geçirir.

Ondan başkası ile doğru yaşantıya ermek isteyenleri Allah çıkmazlara saptırır.

O, Allah’ın yapışılacak ve yapışanları yükseltecek sağlam bir ipidir.

O, tatmin edecek çok yönlü bir öğüttür. Dosdoğru bir hayat yoludur.

O’na bağlı görüşler eğriliğe; duygular da çirkinliğe sapmaz. Diller de ancak onunla batıllara kayıp sürçmez. Âlimler onun gerçeklerine doyamaz. Çok okumak ve incelemekle cazibesi pörsümez, usançta gelmez, sırları bitmez, incelikleri tükenmez.

O’nu (ölçü edinerek) karar veren doğruya erer. O’na göre amel eden sevap kazanır. Onunla hüküm veren adaletli olur; adalet dağıtır.

O’na çağıran dosdoğru yola yönelmiş ve yöneltmiş olur. O (mükellef yaratık olan) cinlerin dinledikleri zaman kopamadıkları, şöyle söylemekten de kendilerini alamadıkları bir kitaptır.

“… Bizi kendine çekip bağlayan, doğru yola ulaştıran bir Kur’an dinledik ve o’na iman ettik…” (Et- Tac, Tirmizi)

 

Kur’an ehli kullar Allah rızasına ermiş kullardır.

Enes ibn-i Malik (r.a) anlatıyor. Allah’ın Resulu (s.a.v.) şöyle buyurdu:

— İnsanlardan Allah’a ehil olmuş; (onun sevgisine ermiş kullar) vardır.

Sahabeler (bu yüce insanların kim olduklarını öğrenmek istediler de) sordular:

— Ya Resulallah! Bunlar kimler?

— Onlar Kur’an ehli olan; (o’nu okuyan ve o’nun emir ve yasaklarına göre yaşayan) lardır.

(Kur’an-ı okuyan ve o’nunla amel eden kullar da) Allah’ın rızasına ermiş olan kullarıdır. Hem de o’nun has kullarıdır. (İ. Mâce)

Kur’an-ı okuyan ancak amel etmeyen şerdedir.

Ebu Said anlatıyor. Allah’ın Resulü sahabelere şöyle buyurdu:

— Size insanların en hayırlıları ve kötülerinden birer zümreyi tanıtayım mı?

— Tanıt ya Resulallah!

— Yaya ve atlı olarak Allah yolunda cihat eden kişi insanların en hayırlılarındandır.

Allah’ın kitabı Kur’anın ayetlerinden okuyan, fakat bu ayetlerde açıklanan yasaklanmış işlerden sakınmayan kişi de insanların en kötülerindendir. (Teysirul Vusul)

İki ayet öğrenmek iki deveya sahip olmaktan daha hayırlıdır.

Ukbe ibn-ü Amr (r.a) anlatıyor.

Bizler, (fakir mü’minlerin barındığı Medine Mescidindeki) suffe de iken Allah’ın Resulü (s.a.v.) bize doğru geldi ve şöyle buyurdu:

— Hanginiz her gün erkence (Medine dışındaki) Buthan yöresine ve Akik vadisine gitmek ve günaha girmeden, akrabalık ilişkilerini kesmeden, iki büyük hörgüçlü deve ile dönüp gelmeyi sever? (Biz hep bir ağızdan)

— Hepimiz severiz (Ya Resulallah!).

Bu cevabımız üzerine Allah’ın Resulü (s.a.v.) şu müjdeli açıklamada bulundu:

— Sizlerden birinizin her gün erkence Mescide gelerek Allah’ın kitabından iki ayet öğrenmesi (netice itibarıyla) onun için iki deveden daha hayırlıdır. Üç ayet öğrenmesi üç deveden, dört ayet öğrenmesi dört deveden daha hayırlıdır.

(Beş, altı, yedi…) Ayet öğrenmesi, öğrendiği ayetlerin sayısınca deve sahibi olmaktan daha hayırlıdır. (Et- Tac).

Kalplerin cilası Kur’an okumaktır.

Allah’ın Resulü bir sohbetinde şöyle buyurdu:

— Demirin paslandığı gibi kalpler de paslanır.

Bir sahabi tarafından soruldu:

— Kalplerin pasını giderecek, aklatıp parlatacak cilası nedir Ya Resulallah?

— Kur’an okumak, ölümü ve ölüm ötesini anmaktır. (Et- Tac)

Hatim sürmenin fazileti.

İbn-u Abbas (r.a.)  anlatıyor. Bir sahabi şöyle sordu:

— Ya Resulallah! Allah’ın ençok sevdiği amel hangisidir?

— Bitirip başlayanın amelidir.

— Bitirip başlayan kimdir Ya Resulallah?

— Kur’an-ı Kerim’i başından sonuna kadar okuyup bitiren, hatmini bitirince yeniden başlayandır. (Et- Tac)

Beş günden az zamanda hatim yapılmamalı.

Abdullah ibn-ü Amr (r.a.) anlatıyor. Allah Resulüne sordum:

— Ya Resulallah ! (Başından sonuna kadar Kur’an-ı kaç günde okuyayım ?

— Kur’an-ı bir ayda okuyarak hatim yap.

— Bir aydan daha az bir zamanda okuyabilirim Ya Resulallah !

— Onu yirmi günde hatim et.

— Bundan daha az zamanda okuyabilirim.

— On beş günde günde okuyup bitir.

— On beş günden daha az zamanda onu okuyabilirim.

— (Öyleyse) on günde oku.

— Daha az bir zamanda okuyabilirim.

— (O halde) beş günde okuyup hatmet.

— Beş günden daha az bir zamanda da okuyabilirim.

Hadisi rivayet eden Abdullah ibn-ü Amr şöyle diyor:

(Evet, beş günden daha az bir zamanda okuyabilirim dedim ama) Allah’ın Rsulü (beş günden az bir zamanda okumam için ) bana müsaade buyurmadı. (Et- Tac)

 

En büyük ayet Ayetü’l Kürsi’dir.

Ebu Zer (r.a.) anlatıyor. Hz. Peygamber’e sordum:

— Ya Resulallah ! Size vahyedilen Kur’an ayetlerinin manevi değeri en yüce olanı hangisidir ?

Şöyle buyurdu:

— Ayetü’l Kürsi’dir. (M. Zevaid.)

                Ayetü’l Kürsi Bakara suresinin 255. ayetidir.

İhlâs, Felak ve Nas surelerini oku.

Âmir el- Cüheni (r.a.) anlatıyor. Allah’ın Rsulü (s.a.v.) bana buyurdu:

— Oku (Ya Âmir !)

— Neyi okuyayım Ya Resulallah ?

— (Sabahları ve akşamları üçer defa) İhlâs, Felak, Nas surelerini oku. İnsanlar bunlarla korunduğu gibi benzeri olabilecek bir başka (yolla bu) şekilde korunamazlar. (S. Nesaî.)

Yatağına çekildiğinde Kafirun suresini oku.

 

Hz. Nevfel (r.a.) Allah Resulü’ne (s.a.v.) şu şekilde ricada bulunduğunu rivayet ediyor.

— Ya Resulallah ! (Gece yatağına) girdiğim zaman okumam gerekeni bana öğretseniz

— Kafirun suresini oku. Zira O’nu okumak şirk’ten korunmaktır. (M. Mesabih)

 

Kaynak: Rasulullah (s.a.v.) dan Hayat dusturları. 

İmran Kılıç