Tazeoğlu, çok derinden duyulan sevginin, seven taraf için ürkütücü bir durum olduğunu, sevilen tarafa ise sorumluluklar yüklediğini belirterek, ”Eğer aynı derin sevgiyi, sevilen taraf yaşamıyorsa bu kez korkutur ve kaçış yaşanabilir. Bu yüzden teraziyi dengede tutmak lazım”dedi.

Son kitabı ‘Yaralı’nın ilk imza gününü Şanlıurfa Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde gerçekleştiren, ardından Adana Optimum Outlet AVM ve Kahramanmaraş Piazza AVM’de okurlarıyla buluşan Tazeoğlu, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Herkes kendinden bir parça buluyor

Gittiği her üç kentte de yoğun bir sevgi seliyle karşılaşan Tazeoğlu, bu kadar çok sevilmesini, yazdıklarında herkesinkendinden bir parça bulmasına bağladı.

Hayal gücü mü derin sevgi mi?

Tazeoğlu, kendisine böylesine anlam yüklü sevgi sözcüklerini yazdıran gücün  duyguları olduğunu, hayal gücünün ise zaman zaman devreye girdiğini belirterek, şöyle konuştu:

”Ben sanırım aşkı biraz daha farklı bir boyutta, yani  daha derinlemesine yaşıyorum. Hatta şunu söylerler; bir erkeğin adeta kadın duygusallığıyla sevmesi çok karşılaşılan bir durum değildir. Bu yüzden bir çok kadın da bundan korkarak hayatımdan çıkmıştır.”

Tanıdık duygular

“Hüsranla biten bir aşkı biraz acıyla yoğurarak hüzünle kitaba dönüştürüyorum. İnsanlar da çok tanıdık duygular buluyor.  Bir de anlatma kabiliyetim var. Okurlarımla ortak paydalarda ve acılarda buluşuyoruz aslında. Tabii hayal gücü de devreye giriyor. Neden? Çünkü, yazdığınız kişiyi deşifre etmemek adına bir kurgu üretmek zorundasınız. O kurgunun içinde saklamak ve o şekilde romanı ve hikayeyi ortaya çıkarmak gerekiyor. İşte hayal gücü bu noktada devreye giriyor.”

Küçük okurlarım beni mutlu ediyor

Her yaş grubundan okur kitlesinin yanı sıra çocuk yaşta okurlarını da imza kuyruklarında görmekten mutlu olduğunu anlatan Tazeoğlu, şöyle devam etti:

”Onların heyecanı ve gözlerindeki pırıltı beni çok mutlu ediyor. Genç kuşaklara birşeyler vermek adına yola çıkmış  bir yazar olarak, onlara kitap okuma alışkanlığını kazandırmak bile büyük bir gurur. Bugün beni okurlar, yarın bir başka yazarı. Önemli olan okur kitlesini artırmak.”

Fabrika gibi kitap üretmiyorum

Kahraman Tazeoğlu, bir fabrika gibi çalışmadığını belirterek, ”1-1,5 yılda bir kitap yazıyorum. 6 ayda bir yazanlardan değilim. Ben çok çabuk tükeneceğimi düşünmüyorum. Her şeyin bir sonu var, bunun da bir sonu olacak; fakat şimdilik kendimi o sona yakın görmüyorum açıkçası. Ben tadında kitap yazıyorum” dedi.

Orijinalinden önce korsanı geldi

Tazeoğlu, korsan kitaplarla emek hırsızlığının devam ettiğini de belirterek, ”Mesela, Yaralı’nın orijinali doğu illerine ulaşmadan korsanı ulaştı. Bu beni çok üzdü, ama burada yapabileceğim tek şey devleti göreve çağırmak, onu da bütün yazarlar yapıyor” diye konuştu.