Ramazan PAK, 1955’te K.Maraş’ın Sarıçukur köyünde doğdu. K.Maraş İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne girdi. Ramazan PAK ile Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nde beraber okuduk. Mezuniyete sonrası Ramazan PAK, Erzincan Endüstri Meslek Lisesi’ne Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak atandı. Ben ise Fatsa İmam Hatip Lisesi’ne atandım. Stajyerliklerimiz kalktıktan sonra tayinimizi K.Maraş’a yaptırmak için Ankara’da buluştuk. 1980’in Temmuz ayında ikimizin tayini de K.Maraş Ortaokulu’na depo tayini olarak yapıldı. Ben, kendi ilçem Göksun İmam Hatip Lisesi’nde göreve başladım, Ramazan ise K.Maraş İmam Hatip Lisesi’ne atandı. Ben 4 yıl Göksun’da çalıştıktan sonra sırasıyla Manavgat ve İslahiye’de idareci olarak 1994’e kadar çalıştım ve 12 Eylül 1994’te kendi isteğimle K.Maraş İmam Hatip Lisesi’ne geldim ve Ramazan PAK hocayla 2012’ye kadar 16 yıl beraber çalıştık. 2004’ten 2012’ye kadar ben Müdür Başyardımcısı olarak çalıştım, Ramazan Hoca ise birkaç yıl Müdür Yardımcılığı yaptıktan sonra öğretmenliğe tekrar döndü ve 2020’ye kadar çalıştıktan sonra da emekli oldu ve 18 Ocak 2022’de de her fani gibi o da Hakk’a yürüdü. Vefatından bir gün önce oğlu Harun’u aramış, babası hakkında bilgi almıştım. Ancak Harun, ümitsiz konuşmuş, durumunun ciddi olduğunu söylemişti.

                Yukarıdaki paragrafta anlatılanlar, Ramazan Hoca ile olan birlikteliğimizi anlatın ifadelerdir. Bu veda yazısında benim asıl anlatmak istediğim şey, Ramazan Hoca’nın eğitim kariyeri ve öğretmenlikteki örnek meziyetleri hakkında olacaktır.

                Yüksek İslam Enstitüsü ve İlahiyat Fakültesi mezunlarının branşları oldukça çeşitlidir. Bu yüksek okullardan mezun olanlar, ihtiyaç durumuna göre Kur’an, Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam, Hitabet, Dinler Tarihi, Temel Dini Bilgiler, Siyer, İslam Tarihi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi gibi derslerin hepsine girebilirler. Ancak bazı öğretmenler, bu branşlardan bazı dersler üzerinde daha başarılı oldukları için okul idarecileri, hangi öğretmen hangi ders üzerinde daha yetkili ve etkili ise o dersi veya dersleri o öğretmene verirler. Eğitimden pek anlamayan, öğretmenlerini iyi tanımayan bazı idareciler ise ders ve öğretmen farkı gözetmeden istediği dersi istediği öğretmene verir, bu durum hem öğrencilerin hem velilerin ve hem de öğretmenlerin tepkisine yol açabilir.

                Ramazan Hoca, İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri içinde hemen hepsine girebilecek bir kapasitede olmasına rağmen onun üzerinde çalıştığı ve kitaplar da yazdığı Fıkıh dersi üzerinde daha çok ihtisaslaşmıştı. Müdür Başyardımcısı olduğum dönemlerde Ramazan Hoca’ya sadece Fıkıh derslerini veriyordum. Çünkü Ramazan Hoca, bir akademisyen gibi Fıkıh ve İslam Tarihi üzerinde araştırmalar yapıyor, yazılar yazıyor, öğrencilere kendi ders notlarından ders veriyordu. Tıpkı üniversitelerdeki hocaların kendi ders kitaplarını okuttukları gibi Ramazan Hoca da kendi yazdığı Fıkıh Usulü isimli kitaptan ders işliyordu. Yine Ramazan Hoca’nın İslam İlmihali adlı bir başka kitabı daha var. Her ne kadar bazı öğrenciler Ramazan Hoca’nın derslerinden zorlandıklarını söyleseler de bu öğrenciler, mezun olup imam olduktan veya İlahiyat Fakültesi’ne girdikten sonra Ramazan Hoca’nın kıymetini çok iyi anladıklarını ifade ediyorlardı.

                Ramazan Hoca’nın zengin bir kütüphanesi vardır. Sürekli okuyan, araştıran, yazan Ramazan Hoca gibi birinin İlahiyat Fakültesi’nde akademik kariyer yapması çok iyi olurdu. Ancak K.Maraş’a İlahiyat Fakültesi ilk açıldığında o zamanın İlahiyat Fakültesi dekanı, Ramazan PAK, Cemal NAR, Hüseyin BAHAR … gibi hocaları İlahiyat Fakültesi’ne alarak onlardan yararlanabilir ve onların akademik kariyer yapmalarını sağlayabilirdi ama olmadı.

                Kadim dostum, arkadaşım Ramazan PAK Hoca’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, öğrencilerine ve tüm eğitim camiasına başsağlığı diliyorum.  18.01.2022

Hacı PARLAK