Sevinç, Mutluluk Ve Hüzündür Çanakkale

      Bedrin aslanlarıydı onlar….. Ellerinde kuran, dillerinde şehadet, Allah Allah sesleriyle inlettiler Çanakkale’nin taşını toprağını. Yanlarında neleri vardı düşman askerinden fazla. İman dolu göğsü taşıdı...

      Bedrin aslanlarıydı onlar….. Ellerinde kuran, dillerinde şehadet, Allah Allah sesleriyle inlettiler Çanakkale’nin taşını toprağını. Yanlarında neleri vardı düşman askerinden fazla. İman dolu göğsü taşıdı onları bir cepheden diğer cepheye size anlatacağım bir zaferin doğduğu bu topraklarda çatışan kahraman Mehmetçiklerimizin kuralsız başarılarının altında yatan güç, ruh, Çanakkale ruhunun aziz üstünlüğü olacaktır.

                Neydi onları bu başarıya taşıyan? Sayıca az, cephece az, erzak ilaç ve azken bu başarının sırrı neydi? Enver paşanın ağzından müjdelendi. Ehl-i salib’in İslam’ı haritadan istemesine cevaptı haykırışı. Düşman askeri korkmuştu Mehmetçiğin gözlerinden yüreğinde parlayan vatan sevdasından. Bir karış toprağında bile ne canlar vardı. Hasanın kınalı başı, sakar Hüseyin’in kırılan testileri, Kahraman askerlerimizin alın teri. Kaç ayak izi vardı zafere doğru koşan. İnanç gücün önüne geçmiş, sırtlamış mermiyi yürüyordu koca Seyid. Sanki gurur veriyordu ona kemiklerini acı veren sesi. Gök kubbeden rahmet yağıyordu büyük bir tefekkürle düşman üzerine yürüyen yiğitlerimizin üstüne. Ölüm onlar için korku değil, şeref taşıyordu. Bu vatan uğruna toprağa düşen her başın hatırına koşuyorlardı ölüme. Canları analarının bacılarının sevdiklerinin kızlarının daha iyi yaşamaları adına verilecek en güzel hediyeydi. Yaşamayı kimse amaçlamamış yaşatmak için savaşmışlardı. Ceplerindeki oyalı mendil silmişti kiminin gözyaşlarını kiminin bir resim. Anaların feryatları bir sessizdi yaşlar kalbe akıtılıyor yüreklerinin ateşini böyle söndürüyorlardı. Ve yankılandı “Zafer…Zafer..” sesleri gök kubbeyi inletti anaların yüzlerinde onurlu bakışlar her bir can feda olsun der gibi gülümsüyorlardı umut dolu yarınlara. Zafer kokusu sararken etrafı hüzün cereyan ediyordu yüreklerde işte böyle bir harp böyle bir savaş böyle bir gururdu Çanakkale. Çanakkale ecdadımızın bizlere bedelini canlarıyla ödedikleri kutsal bir hediyedir.

 

Bugün dünyanın önemini yeni yeni anladıkları bir cihan harbi bir milletin var oluş mücadelesidir ki Ogün savaş esnasında Pakistan uleması o zamanın yani Pakistan’ın uleması Mevlana’sı Muhammed İkbal meydanda toplanan Çanakkale savaşı için miting yapan kalabalığa seslenir ve o gece gördüğü rüyayı anlatır. Gece rüyasında Resulullah Aleyhisselam rüyasına girer ve sorar Muhammed İkbal’e “Muhammed Bana Ne Getirdin Der” Muhammed ikbal Ya Resulullah sana Çanakkale’de savaşan ümmetinin kanını getirdim der ve bir şişe içerisinde sunar.

 Gördüğü bu rüya üzerine Muhammed ikbal kalabalığa seslenerek” gün yardım günüdür der” ve kalabalık bir anda ellerinde ne varsa altın mücevher para hepsini yardım olarak toplarlar. Orada bulunan bir kadın verecek bir şeyi olmadığından bir yeni doğmuş çocuğu vardır ve çocuğu alır, bir zenginin kapısını çalar evin uşakları çıkar ve kadına sorar ne istiyorsun derler. Kadını dilenci zannederler, kadın “ beyinizle görüşmek isterim” der ve uşaklar onu beye götürürler. Evin beyi sorar “ne istiyorsun” kadın: “ çocuğumu satacağım” der.  Bey yeniden sorar “neden satıyorsun çocuğunu” , kadın; “ihtiyacım var” der ve bey bir miktar para verir kadına, çocuğunu alır uşaklara derki” takip edin bu kadını parayı ne yapacak”. O mübarek kadın parayı alır ve doğru yardım toplanan yere gelir ve paranın hepsini yardım sandığına bırakır. Uşaklar kadını alır tekrar beye götürür olayı anlatırlar. Bey sorar kadına” neden yaptın bunu? çocuğunu sattın ve paranın hepsini bağışladın “ bunun üstüne kadın beye derki “Beyim Çanakkale de din kardeşlerimiz ölüm kalım mücadelesi veriyor ,eğer ben bugün yardım etmezsem Çanakkale düşecek ve benim çocuğum sana değil yarın İngiliz’e uşaklık edecek” der.

Yani arkadaşlar bu bir savaştan öte, bir ümmetin varoluş mücadelesi idi. Bize bu günleri bahşeden yüce Allaha ne kadar hamt edersek de azdır. O gün o savaşta göğüs göğüse çarpışarak şehadet şerbetini içmiş edatlarımıza ne kadar dua etsek az gelir. O günleri yaşayıp bu cennet vatanı bizlere bırakan tüm ümmeti Muhammed’e sonsuz şükranlarımızı sunuyor ve ALLAH BİZLERİ BİRDAHA BÖYLESİNE BİR İMTİHAN İLE İMTİHAN ETMESİN DİYORUM ve RUHLARINIZ ŞAAD OLSUN EY ECDADIM. BU VATAN EMİN ELLERDEDİR

Yazarlar Haberleri