Biz Kahramanmaraşlılar, depremin ardından geçen on üç ay içinde şehrimize getirilen hizmetlerden o kadar da memnun olmadık. Ve yaşadığımız memleketin "bir sahibi" de var mı acaba diye hep düşündük, her yerde aradık ama bulamadık. Sahipsize,sahip çıkacak o da ya deprem altında kaldı öldü, ya da kurtarıldı ama derin yaralı olduğu için Maraş’a sahip çıkmadı.
Maalesef kötü günler yaşadık o gece: Olay Kahramanmaraş’ta geçiyor. İki yaşlı Mehmet Dede ile Şerife Nine, sabah namazlarını kılmak için yataklarından kalkıyor, abdestlerini alıyorlar ve sabah ezanının okunmasını bekliyorlar. Maraş Lehçesiyle: Dışarıda lapa lapa kar yağıyor. Poyraz delice esiyor. Vakit ilerledikçe karın da hızı artıyor, tipiye dönüşüyor. Dışarıda biriken kar artık diz boyuna varıyor. Yaşlılar, sünmeye yüz tutmuş sobaya iki odun atıyor, camdan sessizce dışarıyı seyretmeye devam ediyorlar ve bir yandan da ezen sesini bekliyorlar. Kar iyice bastırıyor, Dede ve Nine’nin oturduğu odanın pencerenin pervazına kadar kar savrukları yükseliyor. Mehmet dede dışarıdaki manzaradan gözlerini ayırmadan "kar biraz daha yağarsa adam boyunu aşacak" diyor. Şerife nine iç çekiyor: “Kar çok yağarsa ya kapanırsa yollarımızı kim açacak kapanırsa yollarımız” "Sahipsiz memleket!"
Bu fıkra değil Mehmet dede ile Şerife Nine’nin o gece yaşadıkları: Sabah namazını kılmayı beklerken saat tam 04.17'de kıyametin alameti kopuyor. Kıyametin alametini Mehmet dede şu sözleriyle bana bizati anlattı: “Sabah namazını kılmayı beklerken, bir gübürtü geldi. Evin dış kapısına doğru koştum, komşulardan biri kapıya vurdu sandım ve baktım kimse yok. Tekrar oturma odasına geldim, avrat sordu bana ‘herif kimmiş o’ bende kimse yok rüzgâr çarptı herhalde dedim, ancak aradan kısa süre sonra öncekinden daha şiddetli gübürtü yine başladı. Avrat kalk oturma zelzele oluyor herhalde dedim ve dış kapıya doğru koştuk. Gözlerimizi açtığımızda avratla ben sokak ortasında karın, suyun içinde bulduk kendimizi. Ben böyle bir gübürtü görmedim, yer gök yarıldı kıyamet koptu sandık, yıldırım çaktı, pis bir koku yayıldı ortalığa. Yanı başımızda oğlumun evi vardı, avrat çocuklara bak onlara ne oldu, torunlara bak diye bağırdım. Allah böylesi zelzeleyi bir daha yaşatmasın inşallah”
Yıkıldı Maraş, Yandı Elbistan
Bugün tekrar o yaşanan felaketi sizlere hatırlattığım için üzgünüm. 6 Şubat 2023 depreminde Memlekette en az 14 bin Kahramanmaraşlı hemşerimiz hayatını kaybetti. Geçtiğimiz ay, depremin yıl dönümünde, Vilayet binası önünde toplanan Maraşlılar, deprem sırasında saat tam 04.17'de duran saat kulesine yürüdüler. Yürüyüş sırasında çekilen bir videoyu izledim. Vatandaşların attıkları sloganlardan birisi de şuydu: "Sahipsiz memleket!" 6 Şubat günü Türkiye'nin 11 kentinde büyük yıkıma yol açan depremin üzerinden 13 ay geçti, değişen bir şey yok desek yeridir. Yapılan bir şeyler var âmâ o da yetersiz. İçişleri bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 48 bin 448 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. Ancak bölgede çok sayıda kayıplarımız da var, kayıp vatandaşlarımız hakkında yeterli bilgiye sahip değiller yakınları? Yine bakanlık, "Yaşamını yitirenlerden 6 bin 660'ı yabancı uyruklu ve çoğu Suriye vatandaşı" olduğunu da söylemişti. Önceki gün Kahramanmaraşlı meslektaşım gazeteci-Mahmut Beyaz’ı aradım, Memleketimin son halini, hemşerilerimizin günlük yaşamının normale dönüp, dönmediğini sordum. Meslektaşımdan aldığım cevap ise “Selahattin bey, İnsanlar mutsuz ve moralsiz, memleketimiz Sahipsiz” oldu…