Bugün 24 Kasım Öğretmenler günü Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Diyen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Kasım 1928’de açtığı “Millet Mekteplerinin” ve kendisinin Başöğretmen oluşunun yıl dönümü.
Bu günde; Öğretmenler ve öğrenciler arasında sevgi, saygı ve dayanışma ortamını güçlendirmek, mesleğe yeni atanan öğretmenlerde öğretmenliğin yüceliği bilincini uyandırmak, emekli olanları saygı ve ölenleri de rahmetle anmak gerekir.
Yetişme tarzım ve karakterim gereği kişilerin hep güzel ve olumlu yönlerini gördüm. Hatasız insanoğlu olmayacağına göre hataları ve çirkinlikleri görmemeye çalıştım. Hak etmeyen kimseyi de yağcılık olsun diye övmedim, övmemde.
Bugün 24 Kasım Öğretmenler günü. Gazete, radyo ve televizyonların bir gün de olsa öğretmenleri hatırladığı gün. Ben de bu vesileyle değer verdiğim iki eğitimciyi buradan saygıyla anmak istiyorum.
Birincisi Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde ikin emekli olan eğitimci Erdoğan Turgut. Onunla ilk tanışmamız 1997 yılı Ağustos ayında İlimize atandığı ilk günlerde olmuştu. Gelişi siyasi düzeyde olumsuz lanse edilmişti. Eğitim camiasında tedirginlik var idi, herkes kuşkuluydu yalana gerek yok aynı duygulan bende taşıyor idim. Kendisi bizzat bana şunları söyledi:
“Öğretmenlik mesleğinin değerini yükseltmek için öğretmenlerin birbirini sevmesi, sayması ve dayanışması gerekir. Ben bu ortamı oluşturmak için buradayım. Öğretmen de bir insandır, elbette bir fikri olacaktır, herhangi bir partiyi de benimseyecektir, partililerle gezecektir, sohbet edecektir ama öğretmen asla bir partinin militanı olmamalıdır. Kapım her zaman öğretmenlerime ve personelime açıktır. Dertlerinizi sizler dile getirin, hiçbir zaman particileri araya sokmayın, sizlerle görüşmekten mutluluk duyacağım.”
İlk zamanlar inanmamıştık ama aradan geçen zaman onu haklı çıkardı. Erdoğan Turgut Sözüne sadık kaldı siyasi hareket etmedi, kapısını hep öğretmenle açık tuttu, öğretmenler arasında dayanışma ve sevgi ortamına ilk defa ivme kazandırdı. İyi davranışlar sergileyerek başarılı bir yöneticilik yaptı. Emekli oldu, Kahramanmaraş’tan ayrıldı ama kopamadı. Ya geldi ya da telefonlara arayarak hasret giderdi.
İkinci eğitimci ise Belma Cihan hanımefendi. O da kendisini ülkesine, sevdiği mesleğine adamış erdemli, öğretmenlik mesleğini doya doya yaşayan emeklilik döneminde bile vazife aşkıyla yanan, öğretmenlik günlerinde bile hiçbir öğrencisi ve velisinden kır çiçeklerin dışında hediye kabul etmeyen, fedakâr bir İlkokul öğretmeni.
Sınavlara giren öğrencilerinin streslerini yüreğinde hissetmiş, sonuçları ilk defa velilere o ulaştırmış ve müjdeyi o vermiştir. Belma Cihan öğrencileri mezun edip, okullar kazandırmakla yetinmemiş, onların lise ve yükseköğrenimleriyle de bizzat ilgilenmiş, tüm mezun ettiği devre öğrencilerinin birbirleriyle olan ilişkilerini kuvvetlendirmek için yönlendirmiş ve yönlendirmeye de devam etmektedir.
Örnek davranışlarını beğendiğim ve beni etkiledikleri için kendilerine saygı duyduğum bu eğitimcilerin ve tüm eğitim camiasının “Öğretmenler Günü ”nü kutluyor başarılar dileğimle saygılar sunuyorum.
Oğuz KARAKOÇ Öğretmen