Yazarımız Fatih Erdoğan'ın Yeni Makalesi: NE ÜLKE AMA
Ortalık toz duman. Her gün gündem değişiyor. Gazetelerde bir gördüğünüzü bir daha göremiyorsunuz. Televizyonlarda bir duyduğunuzu bir daha duyamıyorsunuz. Değişen gündemleri takip etmek, anlamak ve yorumlamak biz sade vatandaşlar için adeta imkânsız. Doktorların yazdığı ilaç reçetelerini okumak nasıl mümkün değilse ülke gündemini takip etmekte o denli imkânsız. Birisi ‘Son on beş günde ülkemizde neler yaşandı’ diye bir soru sorsa size ne cevap verirsiniz. Aynı soruyu kendime sorulmuş kabul ederek cevap aradığımda bulduklarım işte şunlar:
İlk önce masum taleplerle başlayan ancak birkaç gün sonra rotasından çıkartılan Gezi olayları, Kürt Açılımında 2. Aşamanın Başlatılması, Diyarbakır’da ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’ adı altında bir toplantı yapılması ve iki gün süren toplantının ardından yenilir ve de yutulur olmayan bir bildirge yayınlanması. Lice de bir gurup PKK’lının devletin bir karakolunu yakıp kül etmesi. Cizre’de bir başka PKK’lı gurubun kendi kurdukları polis teşkilatı marifetiyle yol kesip kimlik kontrolü yapması. FİFA tarafından Fenerbahçe ve Beşiktaş’a hiçte adil olmayan bir şekilde ceza verilmesi. 12 ayrı puan türünde 12 ayrı birincisi bulunan LYS sonuçlarının açıklanması. Mısır da canlı yayın eşliğinde darbe yapılması. Aklı başında babacan diye nitelendirilen geçmiş bakanın kırıp döktüklerini tamire geldiği söylenen Milli Eğitim Bakanı tarafından ‘dershanelerin kapatılacağının’ tekrar söylenmesi…
Her birisi ayrı bir gündem yaratan bu konuları tam olarak anlayabilene aşk olsun. Gezi parkı eylemleri hükümeti devirmek için mi yapıldı? Kürt açılımında 2. Aşama başlatıldı mı? APO serbest mi bırakılacak? Bundan böyle doğuda karakollar ve HES’ler yapılmayacak mı? PKK kendi polis gücünü kurdu mu? Fenerbahçe ve Beşiktaş Şampiyonlar Ligine katılmayacak mı? Mısır da yapılan darbe mi? SBS kaldırıldı mı? Dershaneler kapanacak mı?
Bizim ülke ne ülke ama! Yüzü aşkın televizyon kanalında sabahlara kadar tartışılmasına rağmen bu ve benzeri soruların cevabı hala belirsizliğini korumaktadır. Ben otuz yıllık eğitimci olmama rağmen bu soruların cevabını bulamıyorum. Sahi sizce dershaneler kapanacak mı? Bu konuda ne dersiniz? Konuyla ilgili bilgi ve belgeniz varsa ne olur paylaşalım…
ORUÇ TUT HUZUR BUL
Mübarek Ramazan-ı Şerif yarın başlıyor. Günler uzun havalar çok sıcak. Bu yüzden tutulacak olan oruçlar çok değerli olacak. Kuşkusuz Allah için aç kalmak, susuz kalmak, yemekten ve mubah olan şeylerden bir süreliğine olsun uzak durmak biz kulları farklı bir biçimde geliştirecek ve olgunlaştıracaktır. Oruç’un sayesinde belki de birbirimizi daha iyi anlamaya çalışacağız. Tok açın halinden, oruç tutan sağlıklı oruç tutamayan hastanın halinden daha iyi anlayacaktır. Ramazan, sahur, iftar, teravih gibi sevap kazanma fırsatının çok olduğu bir aydır. Bu ay, Kur'an'ın her bir harfine diğer aylarda kazanılan sevabın kat kat fazlasının verildiği bir Kur'an ayıdır. Zikir, evrâd, tahmid, tehlil, münâcât ve yakarışların zirve noktada olduğu bir zikir ayıdır bu ay.
Bu kadar çok sevaba nail olunabilecek bu ayda önyargıdan uzak, fitne ve fesada bulaşmadan yaşamalı, gıybetten uzak durmalıyız. Hane halkına, konu ve komşumuza, eş ve dostlarımıza bildik ve bilmediklerimize karşı her zamankinden daha fazla sabırlı ve hoşgörülü olmalıyız. Oruç tutana da tutamayana da saygılı davranmalıyız. Sağlığımız el veriyorsa orucumuzu eksiksiz tutmalıyız. Sağlığımız el vermiyorsa oruç tutamıyorsak tutamadığımız orucun fidyesini vermeliyiz. Fakir ve fukaralara gücümüzün yettiği elimizden geldiği ölçüde yardım yapmalıyız. Bu mübarek ay boyunca saframıza yalnız oturmamalıyız. Bu ay içerisinde kırgınlıkları, dargınlıkları, küskünlükleri sona erdirmeliyiz. Bolca Kur’an okuyup sıkça namaz kılmalıyız. Bir sonraki ramazan’a çıkıp çıkmayacağımız belli olmadığı için bu ramazanda geçmiş günahlarımızdan mutlaka arınmalıyız. Rabbim bizleri kurtuluşa eren kullarına dâhil etsin inşallah…
RAMAZAN’IN HİKMETİYLE İLGİLİ ÜÇ HADİS
Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur." Buhari, Savm 5
Bir rivayette de şöyle buyrulmuştur: "Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).''Buhari, Savm 2, 9
Bir kadın Resulullah (sav)’a gelerek: "Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana (bir mani) arz oldu ne yapayım?" der. Resulullah; "Ramazan’da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hac gibidir" buyurdular. (Ebu Davud, Hac79