Referandum sürecinin başlamasıyla birlikte Anayasa paketini en çok tartışan partilerin başında MHP geliyormuş.
MHP'ye gönül vermiş milyonlarca insan 'Evet' ve 'Hayır' konusunda ciddi anlamda ayrışmış durumdaymış.
Bahçeli'nin AK Parti ile birlikte meclisten geçirdiği anayasa paketine 'Evet' diyen de, 'Hayır' diyen de varmış.
MHP’liler kendi içinde büyük çelişkiler yaşıyormuş ve ‘biz bu noktaya nasıl geldik’ diye birbirlerine soruyorlarmış.
Bir rivayete göre; Devlet Bahçeli'nin çağrısı tabanda karşılık bulmamış. MHP'lilerin hatırı sayılır kısmı bu anayasa paketine 'Hayır' oyu verecekmiş.
Sokakta dolaşan rivayetler üç aşağı beş yukarı böyle. Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz izlenim ise 16 Nisanda MHP yönetimi ve teşkilat mensupları ‘EVET’, MHP seçmeninin büyük bir bölümü ise ‘HAYIR’ diyeceği yönünde…
‘HAYIR’ oyu kullanacak olan MHP’liler fikirlerini açık açık söylemek istemiyorlar. Partilerine zarar vermekten korkuyorlar. ‘EVET’ oyu kullanacakmış gibi davranan birçok MHP’li sandığa gittiğinde ‘HAYIR’ oyu verecek gibi.
MHP’yi çok iyi bilen bir dostuma; MHP niçin bu durumda diye sordum. Cevabı birebir yazıyorum:
“Sayın Bahçeli Erdoğan’ın yürüttüğü açılım politikasına da 17–25 Aralık olaylarına da destek vermemiş aksine ağır sözlerle muhalefet yapmıştı. Hatta işi bir adım daha ileri götürerek, ‘Versin Bilal’ı alsın iktidarı' diyerek işin içine Erdoğan'ın ailesini de sokmuştu. O tarihlerde Sayın Bahçeli'nin, Erdoğan'a karşı yapmış olduğu muhalefet seçmen nezdinde karşılık bulmuş ve 7 Haziran seçimlerinde oy oranını artırarak 16,3’e çıkarmış ve 80 milletvekili kazanmıştı. Yenilenen 1 Kasım seçimleri MHP için çok büyük bir hüsranla sonuçlanmıştır. 80 Milletvekili 40’a düşmüş, bu başarısızlığın hesabını üslenen kimse çıkmamıştır. Parti içi muhaliflerin Genel Kurulu, Kurultayı toplama girişimlerinin engellenmesi, sonrasında ömürlerini verdikleri partilerinden ihraç edilmeleri ve durup dururken Anayasa değişikliğinin ve Partili Cumhurbaşkanlığının önünü açan düzenlemeye ‘EVET’ denmesi kafaları iyice karıştırmıştır. Birçok yerde teşkilatların kapatılması ve seçilmiş il başkanlarının görevden alınması ise işi tam bir iç hesaplaşma haline dönüşmüştür. İşte o hesaplaşma her gün büyüyerek devam etmektedir. Partisini 7 Haziran seçimlerine; 'Her Türk ferdi Türkiye Cumhuriyetine başkan olur ama Erdoğan bu ülkeye başkan olamaz' sözleriyle götüren Sayın Bahçeli bugün Erdoğan'ı sırtına alarak başkanlığa doğru taşımak istemektedir. Bu durum MHP’li seçmen tarafından bir türlü kabul görmemektedir. Olay budur.”
Dostumun analizi doğrumu diye defalarca düşündüm, yapılan analize katılmamak ne mümkün. Söylenenler bence de bire bir doğru.
Yıllarca partisine gönül vermiş, her seçimde maddi ve manevi olarak yürekten çalışmış, her şartta oyunu kullanmış MHP'lilerin bir bölümü partili cumhurbaşkanlığına 'Hayır' oyu kullanacak diye 'hain' ilan edilmemelidir.
‘HAYIR’ kampanyası yürüten kişilere yönelik engelleme çalışmaları yapılmamalı. Tertemiz Ülkücü gençler bu davaya hizmet eden büyüklerinin karşısına çıkartılmamalıdır.
16 Nisanda sandıktan EVET de çıkabilir HAYIR da çıkabilir. Milletin kararına kim ne diyebilir ki?
Ben Sayın Bahçeli’nin 16 Nisanda yapılacak olan referandumda, Partili Cumhurbaşkanlığına ‘HAYIR’ oyu verecek olan vatandaşları ve MHP’lileri hainlikle suçlayacağına inanmıyorum. Çünkü Sayın Erdoğan ve kurmayları, PKK ve Onun Lideri Abdullah Öcalan’la her gün görüşürken, PKK’nın siyasi uzantısı HDP’li siyasetçilerle kol kola gezip Dolmabahçe Sarayında basın toplantısı yaparken, türlü hakaretleri yapmış, kendisini hainlikle ve ihanetle suçlamıştır. Üstelik ‘dünyanın neresine kaçarsan kaç seni yakalayıp getireceğim ve yüce divanda yargılayacağım’ diye bar bar bağırmıştır. Şuan kol kola girdiği Sayın Erdoğan için söylediklerinden pişmanlık duymaması mümkün değildir. Bu sebeple ‘büyük lokma ye büyük konuşma’ öğretisinden mutlaka ders almıştır. Bu yüzden ‘HAYIR’ diyenlere hakaret etmez, hain demez diye düşünüyorum.
20 Mart 2017 Çarşamba günü MHP den ihraç edilen Sayın Meral Akşener ilimize geliyor. Muhtemelen toplantısına katılanlardan referandumda ‘HAYIR’ oyu isteyecek. Bakalım toplantısı engellenecek mi? Toplantıya katılacak olan ve Meral Akşener istedi diye değil, ‘EVET’ vermeyi içlerine sindiremedikleri için ‘HAYIR’ diyecek olan Ülkücüler, ihanetle suçlanacak mı? Bu saatten sonra mümkün değil ama tüm Ülkücüler el ele, kol kola yürüse ne güzel olacak…