Kurban Bayramı, İslam dininin yaygın olduğu tüm coğrafyalarda büyük bir manevi değere sahiptir. Kurban Bayramı’nda aile fertleri bir araya gelerek birlik ve beraberliğin simgesi olan uzun sofralar etrafında buluşurlar. Sizde sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve mutlu bir bayram geçirmek isterseniz yeterli ve dengeli beslenmeye önem vermelisiniz.
Bayramlar beslenme düzenimizde değişikliklere sebep olan dönemlerdendir. Özellikle kurban bayramında et tüketiminin yanı sıra tatlı tüketimi de ciddi derecede artar. Beslenme düzenimizde meydana gelebilecek değişikliklere karşı önlem almazsak çeşitli sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Bu sıkıntılar; sindirim güçlüğü, mide rahatsızlıkları, kabızlık, tansiyon yüksekliği ve kalp çarpıntısı gibi birçok rahatsızlık olabilir. Özellikle şişmanlık, kalp-damar hastalığı, hipertansiyon, mide rahatsızlığı, böbrek hastalığı ve diyabet hastalığı olan bireyler beslenmelerine daha fazla dikkat etmelidir. Yaşlılar ve çocuklar da risk grubuna dahildir. Bu nedenle bu bireylerde tüketim daha dikkatli bir şekilde sağlanmalıdır.
Etler vücudumuzun yapı taşı olan proteinlerin en önemli kaynağıdır. Etler iyi kalite proteinin yanı sıra; demir, çinko magnezyum, fosfor, A vitamini, B1 vitamini, B6 vitamini, B12 vitamini, konjuge linoleik asit ve doymuş yağ içerir. Fakat etler C ve E vitamini içermezler. Bu nedenle etler mutlaka sebzelerle pişirilmeli ve ya etlerin yanında C Vitamini içeriği yüksek sebze, salata ya da taze sıkılmış meyve suları ile tüketilmelidir. Bu şekilde tüketilmesi hem besin çeşitliliği sağlanması açısından hem de demirin emilimi açısından önemlidir.
Etin lezzeti, kıvamı, kokusu ve besin değerlerinin korunması pişirme yöntemi ile yakından ilişkilidir. Etler ızgara, haşlama ya da yağsız bir şekilde sebzelerle tencerede pişirilebilir. Kızartma ve kavurma gibi pişirme yöntemlerinde çok uzun süre ısıyla temas ettiğinden, ette kanserojen madde oluşumuna sebep olmaktadır. Etin mangalda pişirilmesi durumunda dış kısmı hızlı bir şekilde pişer ve proteinler katılaşır böylece etin iç kısmı çiğ kalır. Etin az pişmesi ya da çiğ tüketilmesi etin kalitesini düşürür ve besin zehirlenmesine neden olabilir. Bu nedenle et orta, kor ateşte ve uzun süre pişirilmelidir.
Et ile yapılan yemeklerde ilave yağ kullanılmamalıdır. Kırmızı et, doymuş yağ içeriği yüksek bir besindir. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği ise daha da yüksektir. Bu nedenle etlerden görünür yağlar ayrılmalı ve ekstra yağ eklenmeden pişirilmelidir.
Toplumumuzda sıkça tüketilen sakatatların( ciğer, kelle, paça vb.) kolesterol içeriği çok yüksek olduğu için kesinlikle tüketilmemelidir.
Bayramda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise tatlı tüketimidir. Bayram boyunca tatlı tercihi ve porsiyonu konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Bayramda şerbetli tatlılar ya da çikolata yerine sütlü tatlılar, meyveli tatlılar ya da light dondurma tercih edilebilir. Günde 1 porsiyonun üzerinde tatlı tüketmemeye dikkat edilmelidir.
Su, metabolizmanın sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi ve vücudun arınması için önemlidir. bayramda meydana gelen beslenme alışkanlıklarının değişimi nedeniyle su tüketiminin önemi daha da artmaktadır. Bayramda su tüketimi arttırılmalı ve günde minimum 8-10 bardak su tüketilmelidir. Ayrıca asitli ve gazlı içeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Etler asitli ve gazlı içecekler yerine ayran, cacık veya yoğurt ile tüketilmelidir. Bayramda çay ve kahve tüketimi de sınırlandırılmalı, şekersiz bir şekilde tüketilmeli ve açık çay tercih edilmelidir.
Kurban bayramı’nda kesilen hayvanlarda Rigor Mortis denilen bir sertleşme safhası meydana gelir. Yani etlerin kesildikten sonra 24-36 saat bekletilerek yumuşaması ve yenilebilir hale gelmesi gerekir. Toplumumuzda sıkça karşılaştığımız kesilir kesilmez birkaç saat içinde etin tüketilmesi durumunda et henüz Rigor Mortis evresinden çıkmadığından ciddi hazımsızlıklara, mide ağrılarına ve besin zehirlenmelerine neden olabilir. Bu nedenle kesilmiş olan etler 24-36 saat boyunca dolapta bekleyerek bu evre atlatılmalı ve daha sonra tüketilmelidir.
Bayramda fiziksel aktivitenin arttırılması büyük bir öneme sahiptir. Beslenme şeklinin bayramda ağırlaşmış olması nedeniyle rutin olarak yapılması gereken fiziksel aktivite daha da arttırılmalı ve böylece denge sağlanmaya çalışılmalıdır.
Tüm okurlarımıza, tavsiyelerimize kulak vererek geçirecekleri sağlıklı ve mutlu bayramlar dilerim.
Şeymanur AKKURT