İlkinden başlayacak olursak, gerek muhalefetin, gerekse basının, bu kentin en önemli ve ciddi sorunları gündeme geldiğinde, aklımıza gelen ilk proje, bölgesel havaalanı...
Hatırlayacaksınız, daha önce de Gaziantepli ve Kahramanmaraşlı bürokratlar, sivil toplum kuruluş önderleri, milletvekilleri, bakanlar ve iş alemi, Karabıyıklı'ya yapılması istenen havaalanı meselesini diline dolamış, ama cılk çıkmıştı. O toplantı, Madoevin'deki büyük buluşma, aslında bir seçim yatırımıydı, seçmenin ve vatandaşın ağzına çalınan bir parmak bal idi. Bal da bal olsa, millet Anzer balı zannedecek, kilosu 30 liraya satılan, yüzde 90'ı şekerden ibaret bir tatlı sıvı işte.
Oysa ne kadar ümitlenmiş, ne kadar sevinmiştik. Fos çıktı tabi. Dikkat edin, o gün ve saatten sonra aklına getiren, diline dolayan, gündeme getiren var mı, yok! Bitti, gitti... Cılız bir iki ses, o kadar!
Şimdi Narlı konuşuluyor. Kervanhan’da sayın Mahir Ünal gündeme taşıdı bu kez. Bu bölgeye yapılacak uluslararası havaalanı, kuşkusuz kenti uçurur. Hadi bismillah ve inşallah diyelim.
Mevcudu korunur, iyileştirme yapılırsa, halinize şükredin. Siz de çok şey istiyorsunuz birader. En fazla oyu verdiniz diye, neredeyse anasının nikâhını da isteyeceksiniz. Yapmayın bunu!
Vazgeçer miyiz, peşini bırakır mıyız, cayar mıyız, tabi ki hayır. Aklımıza düşüren, bizden daha çok ister görünen sizdiniz. Güç de sizde, imkân da...
*
Bakanlık işine gelince... TSO Başkanı iken, ne zaman yerel ve genel seçim olsa, belediye başkanlığı ya da milletvekilliği için aklımıza gelen, önerilen ilk ve tek isim Mehmet Balduk olurdu. Lider vasıflıydı, karizmatikti, dolu doluydu, kentin ve sanayi sektörünün sorunlarına vakıftı.
Şimdi devir Mahir Ünal devri. Bıçağının önü de kesiyor, arkası da. Borusu her yerde ötüyor. İkna yeteneği ile karizması ve donanımı ile bakanlık beklediğimiz yegane isim. Hangisi olursa artık! Ne zamanki hükümet kuruldu-kurulacak aşamasına gelindi, bakanımızın olmadığını hatırladık ve 'ellere var da bize yok mu?' demeye başladık. Ve tabi ki aklımıza gelen ilk isim Mahir Ünal gibi bir kariyer zenginimiz olunca, onu önermeye, öne sürmeye başladık. Başka yok!
Sayın Ünal'a dair beklentilerimiz büyük ve sürekli olunca, hayata geçmeyince hayal kırıklığı yaşıyor, umutlarımızın bir başka bahara ertelendiğini düşünerek, dilimizi tepemize çekiyoruz.
Olmadı, bir sonraki seçime yine düşünürüz! Mantık bu. Ha, oysa sayın Ünal hak etmiyor mu, yakışmaz mı, elbette yakışır! İstemesini bilmezsen, zor dostum, zor! Her şeyden önce ve öte, Mahir Ünal'ların sayısını artırmamız lazım. Tek çiçekle yaz gelmiyor ki birader!
Lakin ve amma, Denizli’li gelinimiz sayın Sema Ramazanoğlu da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak meclise girerse, kimse şaşırmasın!
Malum,1 Kasım’da skoru 8-0 yapmıştık ya…
*
Yılan hikâyesine döndü, artık kabak tadı verdi. Biz yazmaktan, sizler okumaktan bıktınız, usandınız. Muhalefetin de Allah'ı var, ne zaman ağzını aç desen, başlıyor Göksun yolundan bindirmeye... Fırsat verirsen olacağı bu. Vermeyeceksin. Yapacaksın. Ha bu yıl, ha gelecek yıl derken, ertelenip duruyor. Daha Andırın yol ayrımından merkeze olan 30 km.lik yol için bırakın kazmayı, çivi bile çakılmadı. Bekle, nereye kadar?
Muhalefetin ağzına koz verirseniz, seçmenin diline düşerseniz, olacağı bu. Artık bu yol, gündemden çıkmalı, güç ve imkân elde iken, acilen bitirilmeli, spekülasyonlar sona ermeli.
Bakın, Gölbaşı'na yakın yerden, Aşağı Çağlayancerit'e uzanan 31 km.lik yol için kazma da vuruldu, kepçeler de yola indi. Allah razı olsun! Önümüzdeki yıl ortalarında bitirilecek deniliyor, teşekkür ediyoruz.