Dünyada ilk turizm faaliyeti 1841 yılında İngiltere’de Thomas Cook tarafından 570 kişilik bir grubun bir festivale götürülmesiyle başlamıştır. İlk resort otel ise İber yarımadasında (İspanya) kurulmuştur.
Dünya’da eşine az rastlanacak kadar doğal, tarihi ve kültürel zenginlikleri olan ülkemizde turizm faaliyetleri maalesef çok geç gelişmeye başlamıştır. Anadolu toprakları ilk çağlardan itibaren gezginlerin uğrak mekanı olmasına karşın, Osmanlı topraklarında gerçek manada ilk turizm faaliyeti 1863 yılında açılan Sergi-i Osmani etkinliğine Avusturya'dan turistlerin gelmesiyle başlamıştır. Aynı yıllarda İstanbul'dan da yurt dışına turistler gitmeye başlamıştır.
Bacasız sanayi diye anılan turizm, ülkeye direkt olarak döviz girişi sağlayarak dış ticaret dengesini sağlamaya yardımcı olmaktadır. Zira turizmden elde edilen bu gelirler, petrol ve doğalgaz gibi önemli enerji kaynakları olmayan ülkemiz için hayatidir. Ayrıca turizmin, artan ekonomik etkisi ile inşaat, ulaşım, ticaret başta olmak üzere 35 farklı sektörü harekete geçirir.
Cumhuriyet döneminde özellikle 1980 sonrası Antalya’ya uygulanan turizm yatırım teşvikleri ile yüzlerce yıldızlı otel ve tesis yapılmıştır. Bu sürecin meyveleri 90’lı yıllarda toplanmaya başlanmış ve yıllık 10 milyon turiste ulaşılmış olsa da turizmin altın çağı 2000’li yıllardır. Bazı yıllar terör, savaş ve ekonomik krizler nedeniyle düşüler yaşanmış olsa da 2019 yılında ülkemize gelen turist sayısı 50 milyonu aşarak tüm zamanların rekorunu kırmıştır. Aynı yıl turist başına düşen harcama miktarı 666 dolar ve toplam yıllık gelir 34,5 milyar dolardır. Burada şunu da belirtmek gerekir ki; ülkemize gelen turistlerin kişi başına harcama miktarı yüksek değildir. Ülkemiz ekonomisi için önemli bir sektör olan turizm gelirlerinin ihracata oranı ortalama %15’ler civarındadır.
Günümüz Dünyasında en çok turist çeken ülke 87 milyon turist ile Fransa, turizmden en çok gelir elde eden ülke ise 210 milyar dolar ile ABD’dir. Türkiye gelen nüfus sayısına göre Avrupa’da ilk 5’te, Dünyada ise ilk 10’lardadır. Her ne kadar turist başına harcama düşük olsa da bu büyük bir başarıdır. Türkiye’ye gelen turistlerin çoğu Rusya ve başta Almanya olmak üzere Avrupa’dan gelmektedir. 2022 yılında rekabet edeceğimiz ülkeler her zamanki gibi Mısır, Fas, Tunus, İtalya, Fransa ve İspanya’dır. 2022 yılı turizm sezonda Türkiye’nin turizmde yüksek rakamlara ulaşması beklenmektedir.
Pandemi nedeniyle 2020 ve 2021 kayıp yıllardır. Ancak başta uluslararası ilişkiler olmak üzere her şeyin normal seyrinde gitmesi ile 2022’de pandemi etkisinin azalacak ve böylece turizm açısından verimli bir yıl olacaktır. 2022 yılında 40 milyon turist ve 30 milyar doların üzerinde turizm geliri beklenmektedir. Uluslararası ilişkilerdeki riskler ürkek bir yapıya sahip turist davranışlarını çok çabuk etkilemektedir. Bu açıdan ülkemizin AB ile olan ilişkilerinin sağlıklı olması ayrıca diğer ülkelerle bölgesel ortaklıkların kurulması önem taşımaktadır.
Türkiye turizmin daha da iyiye gitmesi için, başta Çin ve Uzakdoğu olmak üzere farklı kıtalardan ve ülkelerden turist çekebilmesi, deniz turizmi yanında kayak, dağ, sağlık, kongre turizmi gibi alternatif turizm çeşitlerinin desteklemesi, kıyılara hapsolmuş turizm faaliyetlerin iç ve doğu bölgelere doğru yayabilmesi ve turizm sezonunu 2-3 aylık yaz döneminden 12 aya genişletebilmesi gerekmektedir. İyi bir planlama ve uygulama ile Dünya sıralamasında ilk 5’i zorlaması mümkündür.
Dr. Nurullah KILINÇ