Her göz aynı şeyleri görmez, her kulak aynı şeyleri duymazmış. İnsanlar duyduklarını ve gördüklerini her zaman aynı şekilde yorumlamazlarmış. Eğer böyle olmasaymış düşüncelerde hiç ayrılık olmazmış. İnsanlar arasında hiçbir konuda tartışma, kavga ve savaş çıkmazmış. Çünkü her insan ayrı bir bireymiş. Yani her birey ayrı bir insanmış. Bu yüzden insanlar aynı anadan ve babadan dünyaya gelen kardeş olsalar bile olayları farklı yorumlarlarmış.
Bilirsiniz Maraş’ın yerlisi olan erkekler genellikle sosyal yaşamı çok sevmezler. Sinema, tiyatro, konferans izlemezler. Sivil Toplum Kuruluşlarında görev almazlar. Bireysel yaşamayı daha çok severler. Kalabalıktan ve paylaşmaktan çok haz duymazlar. Bu sebeplerden dolayı herhangi bir kulüp ve dernek faaliyetlerine katılmak istemezler. Maraşlı erkeklerin çok azı ara sıra hac arkadaşları ile bazen de cemaat arkadaşları ile toplanarak bir araya gelirler. Bu toplantılarda genellikle yeme içme toplantısından öte gitmez.
Pazar akşamı böyle bir toplantıdaydım. Söz döndü dolaştı Kürt meselesinde kilitlendi. Anladığım kadarıyla bu mesele siyasi görüşü ne olursa olsun Türklerin kanına dokunuyor. AK Partilisi de, MHP’lisi de, CHP’lisi de bölücü Kürt talepleri karşısında aynı şeyleri düşünüyorlar. Toplantıda ağzı laf yapan birkaç kişinin konuşmalarını dinlediğimde bu kanata vardım.
— Gücüme gidiyor arkadaşlar, ülkemizde uzun zamandan beri izlenen politikalarla ‘Kahramanlar hain, hainler kahramanmış gibi gösterilmeye’ çalışılıyor. Bizim kuşak için malum olan Şemdin Sakık, Abdullah Öcalan ve Barzani gibi katiller bu günlerde gençlere hayat kurtaran kahramanlar gibi sunuluyor. Birileri tarafından son günlerde Türk insanına oynanan en büyük oyun bence budur.
— Haklısın arkadaş, Şemdin Sakık denilen hain 18 yıl dağda kalmadı mı? Bu süre içerisinde PKK’nın ikinci adamı olmadı mı? Bu ‘eli kanlı katil’ 18 yıl boyunca Türk Kürt demeden masum insanları öldürmedi mi? Yakalandığı günden bu yana (14 yıl) kuş sütü ile beslenmiyor mu? Bu eli kanlı şimdilerde Ergenekon davasında gizli tanıkmış. Pes vallahi. Yaptıkları yetmezmiş gibi birde Sakık’ı şirin gösterecek haberler üretiliyor. Güya ‘Şemdin Sakık Kürt gençlerine örnek olsun diye askerlik yapmak istiyormuş.’ İnsan Allahtan korkmazsa kuldan utanır be!
— Abdullah ÖCALAN; bildiğimiz kadarıyla kanlı PKK terör örgütünün elebaşı değil mi? Örgütün hapishanelerdeki elemanları tarafından iki aydan beri tutulduğu söylenen ölüm oruçları ve onlara destek vermek adına iki haftadan beri ülkeyi yakıp yıkan hain örgüt sempatizanları Öcalan’ın ‘Açlık grevlerini bırakın’ çağrısı üzerine bu sabahtan itibaren cezaevlerinde tutulduğu söylenen sözde açlık grevlerini sona erdirmişler. BDP’liler de hiç gecikmeden açıklamayı patlatmışlar; “Sayın Öcalan bir kez daha lider ve önder olduğunu ortaya koyan önemli tarihsel bir duruş sergiledi. İnsan yaşamına ne kadar önem verdiğini ortaya koydu. Takdir edilecek çabaların herhangi bir insanın yaşamına zarar gelmeden sonuçlanması için güçlü bir çağrı yaparak eylemin sonuçlanmasında en önemli rolü ve katkıyı sundu” diyerek 50 Bin kişinin katilini adeta bir kurtarıcı olarak takdim etmişler. Bu yapılan Sakık için yapılanların aynısı değil mi? Onlarda utanma bizde ise akıl yok! Başka ne denilebilir ki?
— Osmanlıdan bu yana Barzani denilen aşiret reisi yakaladığı her fırsatta Türklere ihanet etmez mi? İşte bu utanmaz adam geçtiğimiz günlerde “Zamanında dörde bölünerek dört ayrı devletin içerisinde sürgün hayatı yaşayan Kürt halkları bu dört devletten koparılacak topraklarda ‘Büyük Kürdistan Devletini’ mutlaka kuracaklardır” demiş. Her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti ve Türkler için etrafına zehirler saçan bu hain AK Partinin büyük kongresine davet edilmedi mi? Kongreye katılanlara alkışlatılmadı mı? Bu yapılanları halk görmese bile Allahın gördüğünü bilmiyorlar mı? Yaptıklarının yanlarına kar kalmayacağını kestiremiyorlar mı?
Aktardıklarım en hafiflerinden sadece birkaç örnek. Gece boyunca Suriye politikaları, Başkanlık tartışmaları, Büyük Şehir Yasası yerden yere vuruldu. Vatandaş bir şeylerden rahatsız olmaya başlamış artık. Sayın Başbakanımızın sık sık kullandığı Mehmet Akif’in şiirini belli ki bundan sonra vatandaşlar AK Parti politikalarını tenkit ederken kullanacaklar.
AK Partili yetkililere; ‘Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum’ diyerek karşı çıkacaklar. Demesi bizden.