Büyük Birlik Partisi MKYK Üyesi Alagöz’den Zehir Zemberek Açıklamalar
BBP MKYK Üyesi İbrahim Alagöz, partisinin merhum genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazası sonrası yaşanan hukuki süreçle ilgili olarak sert açıklamalarda bulundu. Özeleştirilerinde yer aldığı açıklamada Alagöz, “Bu kokuşmuş sistemden bizim bir Muhsin Yazıcıoğlu alacağımız var” dedi.
BBP Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Alagöz, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybetmesi sürecini ve gelinen noktadaki gelişmeleri ele alarak yaptığı kamuoyu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kimimiz onun kurduğu partide görev aldık, kimimiz onun adıyla meclise girdik, kimimiz onun referansıyla işe başladık, kimimiz onun adını öne sürerek sivil toplum kuruluşları kurduk, kimimiz onu anlatan kitaplar yazıp prim topladık, kimimiz onun fotoğraflarını paylaşıp ‘like’ aldık. O şehit oldu, biz cesedini ruhundan daha çok sevdik. Ne de olsa hayat devam ediyordu ve hepimize yetecek bir miras bırakmıştı.
Biz payımıza düşenin hakkını verip milyonlarca insanla sokaklara çıkıp onun için adalet aramak yerine birbirimizi yemekle uğraşmayı tercih ettik ya da hiçbirimiz közü avuçlamaya yanaşmadık, maşayı tutmayı tutmayı yeğledik. Onun her zaman övündüğümüz ‘ cesaretinden’ nasiplenmemişiz meğer. Cılız seslerin koynunda saklanmayı seçtik.
Sorumlulara daha doğrusu devletin ta kendisine, katilleri istiyoruz adalet istiyoruz diye sesimizi yükseltemedik. Kontrollü bir şekilde öfkemizi söndürmeye çalışanlara teslim olduk. Her 25 Martta kabri başında en çok pozu verip ona daha çok sahip çıktığımız izlenimi vermek için yarıştık.
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının şehit edildiği suikastla ilgili görülen karar davasında bir kişiye göstermelik bir ceza verildi. 2 yıl. Muhtemelen diğer sanıklar için de öyle olacak. Yine bir araya gelemedik. Yine kim ne demiş ona baktık, onu suçlamaya devam ettik. Meydanlara çıkıp ‘siz bizimle alay mı ediyorsunuz’ diyemedik. ‘Biz 11 yıldır hukuk içinde kalarak bekledik, adaletin tecellisini’ diyemedik!
Kim nasıl anlarsa anlasın, biz Muhsin Başkan için her şeyi yaparız, diyemedik! Keş Dağlarında, karlar altında bıraktığınız devletin itibarını, siz getiremiyorsanız, Muhsin Başkanın alperenleri, ülkücüler, Türk milliyetçileri, bütün vatanseverler olarak biz getiririz diyemedik.
’Durum muhasebesine düşmandan başlanmaz’ demiş Dündar Taşer. Durum muhasebesine hep diğerinden başladık, şapkamızı önümüze almayı hiç akıl etmedik ya da işimize gelmedi bunu yapmak. Olayın sebeplerini hiç içerde aramadık, hep dışarıda aradık. Ona da arama denirse. Belli ki çok organize bir suç örgütü ile karşı karşıyayız. Gerçek suçlular minarenin kılıfını çok profesyonel dikmişler ve görünen o ki teslim olmayacaklar, teslim edilmeyecekler. Öyle de olsa hiçbir şey için geç değil. Hiçbir şey yapamazsak vicdanları sızlatmaya devam etmeliyiz.
Bugün adı bir şekilde Muhsin Yazıcıoğlu’yla anılmış kim varsa; kişi, aile, parti, ocak, sendika, dernek. Başka konulardaki kavgalarını istedikleri şekilde devam ettirme özgürlüğüne sahip olarak yalnızca Muhsin Yazıcıoğlu davasında bir araya gelme erdemini göstermelidirler. 25 Mart 2021 tarihinde düzenlenmesi planlanan bütün programlar 27 Mart 2021 Cumartesi gününe ertelenmeli. Hafta sonu Türkiye’nin bütün illerinden herkes Ankara’ya davet edilmelidir.
Tacettin Dergâhında açık alanda herkesin gözü önünde bütün kişi ve kuruluşların katılımı ile yalnızca Muhsin Yazıcıoğlu davası için bir platform oluşturulmalıdır. Platform başka hiçbir konuda açıklama yapmamalıdır. Platformun resmi iş ve işlemleri organize etmek için basit bir sekretaryası oluşturulmalıdır. Ve yapılacak ilk iş o gün Tacettin Dergâhından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yürümek olmalıdır, katilleri istemek üzere. Her şeyden önemlisi meydanlara dönmeliyiz. Çünkü Muhsin Başkana borcumuz var. Çünkü bu kokuşmuş sistemden bizim bir Muhsin Yazıcıoğlu alacağımız var.”