BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, kısa süre önce bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyı yaşadı. Yaklaşık dört ay önce 25 yaşındaki oğlu Sidar Sakık, Çankaya Yıldız'daki evlerinden atlayarak hayata veda etti. BDP'li vekil, olaydan beş yıl önce de eşi Gülsima Sakık'ı toprağa vermişti. Ardından ablasının vefatıyla sarsıldı. Sakık, yaşadığı acıların ardından sessizliğini ilk kez Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) bozdu.
Meclis'te MHP'li Oktay Vural'ın annesi vefat ettiğinde acı paylaşılırken kendi acısının paylaşılmamasına tepki gösterdi. "Vural'ın annesi öldüğünde gösterilen hassasiyet benim oğlumda neden gösterilmedi?" diye soran Sakık, "Gencecik bir çocuk, yaşamını yitirmiş. Meclis böyle bir sorumluluk duygusu içinde olmazsa bütün umutlarımız yıkılıp gidiyor. Yani ölüde bile siz acıyı ortaklaştıramıyorsanız, sizin bir arada yaşama şansınız olmaz, olamaz da. Emin olun bütün hayatım boyunca hep birlik ruhunu savunan biriyim. Ama öyle anlar geldi ki aynı yerde ayrı havayı teneffüs etmekten bile yani kaçmaya çalışıyorum ve bir arada yaşamak istemiyorum."
Meclis İdare Amiri Sakık, eşinin cenazesinde de buna benzer olaylar yaşadığını, eşinin Ankara'ya gömülmesine bile karşı çıktıklarını anlatıyor: "Ortak vatan toprağı deyip, eşimi Ankara'ya gömüyorum. Aileme rağmen, mücadele arkadaşlarıma rağmen! Bu bir mesajdır diyorum. Ama ne yazık ki AKP'li Gölbaşı Belediye Başkanı buna engel olmaya çalıştı. Neyse defnettik, aradan bir kaç gün geçti ablamı kaybettim. Biz inançlı insanlarız. Yan yana gömülmeyi isteriz. Ablamı eşimin yanına gömmek istedik. Ama AKP'li belediye başkanı Gölbaşı'nda bize yer vermedi. AKP'den onlarca insan, bakanlar bile devreye girdi bize yer vermedi. Sonra seçimi kaybettikten sonra arayıp bir özür diledi. Daha sonra MHP belediyeyi aldı oradan. AKP'li Meclis üyeleriyle tartışırken 'bir teröristin cenazesini getirdiniz' dediler eşim için, Gölbaşına defnettiniz. Bir ara düşündüm eşimin cenazesini götürmek istedim. Fakat dedim: Sadece bu ırkçılar yok bu ülkede. Bu ülkede vicdan sahibi olan insanlar da var. Ama ne yazık ki dönüyorsunuz aynı şeyi Parlamento'da görüyorsunuz. Yani birinin annesi ölüyor. Oktay Vural'ın annesi ölmüş; bütün Parlamento Grup Başkanvekilleri söz alıyor tek tek. Evet dedim, çok insanı bir şeydir ama biraz vicdan sahibi olmalısınız. Aynı hassasiyeti yani her ölüm erken ölümdür ama gençlerin ölümü daha çok yakar, daha çok iz bırakır ve siz böyle bir normal ölümde değil. Böyle ömrünün baharında yaşama veda ediyorsa ve arkada acı bir hayat bırakıp bize gidiyorsa bizim acımızı anlamalısınız. Hassasiyetimizi anlamalısınız ama ne yazık ki olmuyor. Ne yazık ki sadece kuru sözlerle İslamiyet, Müslümanlık, kardeşlik falan. Bunlar benim açımdan hiçbir şey ifade etmiyor. Eğer onlar bu şekilde İslamsa ben İslam değilim onlar bu şekilde insansa ben insan değilim. Çok acılar yaşadık ve bunları konuşurken de üzülerek söylüyorum ama ne yazık ki realitesi de bu."
BDP Milletvekili Sakık, eşinin ve oğlunun sistemin kurbanı olduklarına dikkat çekti. Eşinin oldukça sağlıklı olduğunu, çocuklarının ise okulda saldırıya maruz kaldıklarını duygulanarak anlatıyor: "Her gün çocuklarımız okulda saldırıya maruz kalıyordu. Eşim kapıda, ben kapıda, o stresten eşimi kaybettim. Oğlum bu sistemin mağdurlarından. Çünkü kimliği, Sırrı Sakık'ın oğlu olması yetiyordu. Ortancı oğlum okulda 78 yerinden bıçaklandı. Ülkü Ocakları, Alperen dedikleri birimler tarafından. Böyle acı dolu yıllar yaşadık."