İnfak, Allah’ın lütfettiği servetten, yine Allah rızası için, eş, dost, akraba ve ihtiyaç sahiplerine yapılan harcamadır. Bu harcamayı yapanlar, hem mala karşı dengeli bir tavır almış, hemde kardeşlik ve paylaşma duygularını muhafaza etmenin mutluluğunu yaşamış olurlar. Yardım alan fakirin, sevincinin görülmesi de, yardım sahibinin gönlünde huzur volkanının kaynamasına sebep olacaktır.
Kişi böylece, Yüce Rabbimizin,
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” Ayetinin gereğini yapmanın mutluluğunu yaşayacaktır. Al-i İmran Suresi 3/92
Bu ayet nazil olduğu zaman, sahabeden bazısı altınını, bazısı hurma bahçesini, bazısı da çok sevdiği atını Allah için feda etmişti.
Müslümanlar Allah için yardımlaşmayı imanın gereği saydıkları için, İslam medeniyeti, aynı zamanda bir paylaşma ve yardım medeniyeti haline gelmiştir. Yani müminler çalışırken sadece kendilerini değil, toplumun menfaatini de düşünmekle mükelleftirler. Çünkü zayıflara yardım etmek, müminlerin bariz özelliklerinden biridir.
İslami anlayışa göre, insanların elinde bulunan her şeyin sahibi, Yüce Allah’tır. Bundan dolayı müminler, Allah’ın verdiği nimetleri bir emanet olarak görür ve onu başkalarıyla, zekât fitre ve sadaka olarak paylaşırlar. Zira paylaşmak, hem hakk’ın, hem de halkın nazarında en büyük meziyetlerden biridir. Bu güzel meziyet, din yolunda yürümenin ve dindarlığı ayakta tutmanın temel şartlarından biridir.
Sahip olduğumuz servetin bizim için çok kıymetli olduğunu hepimiz biliriz. Çünkü insanoğlunun mala karşı meyli, fıtri olarak yaratılışından gelmektedir. Zira ayet-i kerimede:
“Siz malı da çok seviyorsunuz.” Buyrulmaktadır. Fecr Suresi 89/20
İnsanoğlunun kıskanç ve cimriliğini beyan eden bir ayette de:
De ki: Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız, harcanır korkusuyla kıstıkça kısardınız. İnsanoğlu da pek eli sıkıdır!Buyrulmaktadır İsra Suresi 17/100
Şeytanın bize ısrarla tavsiye ettiği cimrilik duygusuna karşı, Ancak, infak elbisesi giyerek kurtulmamız, mümkündür. Çünkü kişi Allah için verdiği zaman, hem nifaktan kurtulmuş, hemde nefsinin cimriliğine karşı yaptığı savaşı kazanmış olmaktadır. Zira ayet-i kerimede:
“Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.”buyrulmaktadır. Teğabun Suresi 64/16
Mal ve paranın harcama şekli, insanın manevi şahsiyetini gösterir. Yani paranın helallık durumunu ölçmek için, onun harcandığı yerlere bakmak gerekir. Zira helalden kazanılan mal, hayırlı yollara harcanırken, haramdan gelen servetinde çoğunlukla şerli yollarda harcandığı görülmektedir.
İnfakın önemini bilen ve bize öğretmek isteyen sevgili peygamberimiz(s.a.v.)in, kestirdiği bir koyunu, Hz. Aişe validemiz dağıtmış, geriye ne kaldı dediğinde:
“Sadece ön kolu kaldı Ya Rasulallah.” Dediği zaman, eşine hitaben, “Desene, ön kolu hariç, gerisi bizim oldu.” Buyurmuştur. Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyame
Yardım yaparken, Efendimizi örnek almalı, onur kırıcı hareketlerden de sakınmalıyız. Yani bizim değer vermediğimiz veya kullanmadığımız kalitesiz ve eski şeyleri fakirlere ikram etmemeliyiz. Zira
Bir ayeti kerimede:
“Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır.” Buyrulmuştur. Bakara Suresi 267
Ayet ve hadislerin hükümlerinden sadece o günkü sahabe değil, hepimiz sorumluyuz. Çünkü onların girmek istediği Cennete, bizde girmek istiyoruz.
Bir hadis-i şerifte:
"Ademoğlunun her ameli katlanır. (Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-kudsîde) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti."Buyrulmaktadır. Kütübi Sitte Trc. 9/419
Yani oruç için bizim tahmin edemediğimiz mükâfatı verecek olan Yüce Rabbimiz, Ramazan ayında yaptığımız yardımlar için de, inşaallah, ummadığımız bir sevapla bizi mükâfatlandıracaktır. Ancak:
Yüce Rabbimizden yardım almak istiyorsak, elimizde olanlarla bizde gerçek fakirlere nazikçe yardım etmeliyiz. Zira bizim Rabbimiz, boşalan yeri kat kat fazlasıyla dolduracaktır. Bunda asla şüphemiz yoktur. 25.04.2021
Ali KARA
Emekli Müftü