Gazete ve görsel yayından öğrendiğimize göre, zamanımızda estetik ameliyat mağdurlarından geçilmez oldu. Kimi burnundan, kimi dudağından, kimide boynundan bıçak altına yatmaktadır.
Bizim dinimiz, mazerete binaen yapılan her türlü operasyonlara onay vermektedir. Mesela:
Nefes almakta güçlük çeken kişi, burnuna operasyon yaptırabilir. Dişleri yanağını yaralayacak şekilde ters olanlar da dişleri düzeltebilir. Kısacası vücudun herhangi bir âzâsına, tedavi maksadı ile müdahale edilmesinde bir sakınca yoktur. Ancak, güzellik maksadı ile yapılan operasyonların tamamı, tabi olan gerçek görüntüyü, dünyevi zevkler ve şeytani duygulara göre değiştirdiği için, bu tür operasyonların tamamı dinimizde yasaklanmıştır. Haramdır.
Şeytan, Hz. Âdem(a.s.) e secde etmemesinden dolayı Allah’ın rahmetinden uzaklaştırıldığı zaman:
“şüphesiz onlara (insanlara) emredeceğim, Allah'ın yarattığını değiştirecekler.” Demişti. (Nisa Suresi 4/119)
Tıbbi bir mazeret olmadan, vücutta yapılan değişiklikler, bu guruba girmektedir.
Şeytanın davetine icabet eden cahiliye Arapları, ciltlerini çeşitli boyalarla renklendirirlerdi. Günümüzde tıp ve teknoloji ilerlediği için, Maneviyatı hesaba katmayan insanlar, boyalarla yetinmeyip, azalarını da değiştirmeye kalkışmaktadırlar.
Yüce Allah(c.c.) insanoğluna vücudunu emanet olarak vermiştir. Yani vücudun tamamı Allah’a aittir. Onun sadece intifa( kullanma hakkı) insana verilmiştir. Bundan dolayı, insanlar, zevk için vücutlarının bir tarafını değiştirme hakkına sahip değildirler. Bu işlemi yaptıranlarla beraber, yapanlar da aynı günaha girmektedirler. Bir hadis-i şerifte:
"İğreti saç takan, taktıran; kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir." Buyrulmuştur.(Ebû Dâvud, Tereccül )
Dişleri yontarak seyrekleştirmek, kaşları kaldırmak ve indirmekte bu hadisin kapsamına girmektedir.
Saçları dökülmüş insanlar, eti yenen hayvanların tüylerinden yapılan perukları kullanabilirler. Ancak, İnsan saçından yapılan peruğun kullanılması haramdır.
Bu konu ile ilgili başka bir hadis-i şerifte şöyledir.
"Bir kadın Resûlullah (s.a.v.)'a gelerek: "Kızım çiçek hastalığına yakalandı ve saçları döküldü. Ben onu evlendirdim, iğreti (peruk)saç takayım mı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Allah takana da taktırana da lânet etmiştir?" diye cevap verdi." (Buhârî Libâs, Müslim, Libâs)
İnsanı en güzel biçimde yaratan Yüce Allah(c.c.), onun makul ölçüler içerisinde süslenmesine de izin vermiştir. Ancak bir organ, doku veya azanın değiştirilmesi yasaklanmıştır. Mesela:
Sahabeden Arfece adlı bir kişinin, savaşta burnu kopmuştu. Gümüşten bir burun yaptırdı. Bunun koku yapması üzerine, Efendimiz(s.a.v.), altından bir burun yaptırmasına müsaade etmiştir (Ebû Dâvûd, Hatem, Tirmizî, Libâs).
Yukarıdaki misaller açık ve nettir. Bir kazada tahrip olmuş insan suratını, eski haline getirmek için ameliyat yapan plastik cerrahın, sevap kazanacağı gibi, güzel bir yüzü, daha güzel hale getirmek için işlem yapan kişide, haram olan bir iş yaptığı için, günah kazanmış olacaktır. Yani meşru mazeret olduğu takdirde, estetik ameliyatta sınır yoktur.
Başta Afrika olmak üzere, dünyanın dört bir tarafında, açlıkla mücadele eden insanlar var iken, zevk için, pahalı fiyatlarla, aynı zamanda işkence çekerek, vücudunun bir yerini değiştirmeye kalkıp, bir enfeksiyon dolayısıyla, azasını kaybetme tehlikesine düşenler, hangi yüzle Allah’tan şifa isteyeceklerdir.
Konumuzu bir ayetle bitirelim:
“Kim bir günah kazanırsa onu ancak kendi aleyhine kazanmış olur. Allah her şeyi bilicidir, büyük hikmet sahibidir.”(Nisa Suresi 4/111) 30 11.2021
Ali KARA
Emekli Müftü