Yağdır Mevlam Kül!1984 yılında büyük bir heyecan ve ümitlerle enerji üretimine başlayan ancak baca gazı arıtma sistemi olmadığı için yanan külleri bacalardan çevreye atmak zorunda kalan Afşin-Elbistan A Termik Santrali geleneksel...
Yağdır Mevlam Kül!
1984 yılında büyük bir heyecan ve ümitlerle enerji üretimine başlayan ancak baca gazı arıtma sistemi olmadığı için yanan külleri bacalardan çevreye atmak zorunda kalan Afşin-Elbistan A Termik Santrali geleneksel rezaletini sürdürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen arıza nedeniyle gece yarısı bacalardan atılan küller çevre kasaba ve köyleri kül altında bıraktı. Başta birçok kanser çeşidi olmak üzere bölge insanına enerji üretimi ile hastalık armağan eden A Termik, ne yazık ki yaşama ihanette halay başı olarak ilk sırada yer alıyor.
Satıldı satılıyor, gitti gidiyor, bitti bitiyor, yapıldı yapılıyor, takıldı takılıyor diye diye yaklaşık 30 yıldır enerji üretimi ile birlikte çevreye ve yaşama hastalık ve zehir saçan Afşin-Elbistan A Termik Santrali yine yapacağını yaptı. Başta en yakın Çoğulhan ve Alemdar kasabaları ile birçok çevre köyde yaşam adeta pamuk ipliğine bağlı. Santral çevresinde yaşayan insanlar özellikle kanser hastalığına yakalanıp can pazarına çıkarken, 30 yıllık Devlet vurdumduymazlığı bir kez daha had safhaya çıktı.
Sabah erken evlerinden çıkan Çoğulhan ve Alemdarlılar, gökten bereket yağmasını beklerken ne yazık ki dev yatırımın(!) kustuğu küllerle karşılaştılar. Evlerin bahçeleri, araçların üzerleri enerji üretiminin bedeli olarak kül olarak insanların üzerine yağdırılırken, Devlet büyükleri ve yetkilileri yine sus pus, yine sessiz. Tıpkı 30 yıldır olduğu gibi.
Türkiye’nin 4 büyük ovası ve tarım merkezi olarak bilinen Elbistan ve Afşin’de yaşama zehir karılırken, ölüme kardeş edilen insanların isyanları yine sessiz çığlık olarak yankılanıyor. Elbette enerji vazgeçilmez ama bedelini insan ve canlıların yaşam hakkı olarak alıyorsan eğer bu vazgeçilmezliğin kutsallığı ne yazık ki artık tartışılmaz oldu. Enerji üretimine evet ama bedelinin insan ve birçok canlının yok edilmesine hayır diyoruz. Ölümün zehire kardeş edildiği bölgede yaşayan insanlarımıza bir kez daha geçmiş olsun derken; ekmek, iş, aş ve geçim çaresizliği ile susan diller acaba kazanlarının karşılığını ne ile verdiklerini bir kez daha fark etmediler mi? Zehire kardeş edilen insanlarımıza bir kez daha geçmiş olsun. Ama asıl geçmiş olması gerekenlerin 30 yıldır bu dev zehir abidesinin küllerini insanının üzerine atılmasına vesile olanlar değil mi? Saygılarımızla.
