Değerli okuyucularım bu yazımda sizlere deprem hakkında bildiklerimi ve değerli hocalarımızdan dinlediklerimi aktarmaya çalışacağım.
Bildiğiniz üzere son günlerde yine bizlere korku salan deprem canavarı tekrardan uyandı ve her gün deprem haberleri veya o sarsıntıyı hissetmeye alışmış hale geldik. Bu canavarın uyandığını ben söylemiyorum benim bu gibi bilimsel konularda ahkam kesmek haddim de değil ama yazımın başında da söylediğim gibi değerli deprem uzmanlarımız yazılı ve görsel basında hemen hemen her gün halkımızı uyarıyor naçizane bende kıymetli Kahramanmaraş halkına bir farkındalık oluşturmak için bu günkü yazımda deprem gerçeğinden bahsedeceğim.
Doğu Anadolu fay zonu üzerinde bulunan ilimiz en son 1513 yılında büyük bir deprem ile karşılaşmış, tarihi kaynaklardan edinilen bilgilere göre o zamanki şehrin yerle bir olduğu şu anki gara maraş denen bölgede yerleşimin olduğu belirtiliyor. Bölgede bir gezintiye çıksanız uzman olmaya gerek yok çıplak gözle bile geçmiş de olan depremin izlerini görebilirsiniz. Bingöl Karlıova dan başlayıp Elazığ, Malatya, Adıyaman, Gölbaşı, Pazarcık, Türkoğlu ve Hataya kadar devam eden fay hattı en aktif fay hattı olup, özellikle uzun zamandır büyük deprem üretmeyen Gölbaşı, Pazarcık, Türkoğlu ve Hatay arası her an büyük bir deprem üretme riski ile karşı karşıya bizler hazır mıyız hayır çünkü hiçbir uyarıyı dikkate almıyoruz. Elazığ depremi sonrası bir canlı yayına katılan Prof. Dr. Naci Görür önemli açıklamalarda bulundu. "Doğu Anadolu fay hattının uyandığını" söyleyen Görür, "Palu ve Bingöl arasına ve Sivrice - Malatya - Adıyaman yöresine artık dikkatli bakmak lazım" dedi. Son büyük depremini 1513 yılında yaşayan Kahramanmaraş için ise ayrı bir parantez açtı. Sıradaki beklenen depremin bu fay hattında olacağını söyledi. Yine depremle ilgili Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörlüğü tarafından son günlerde yaşanan depremler sonucunda aktif fay hattında yer alan İlimizde de yaşanabilecek olası deprem ile ilgili önlemler ve yapılabilecekler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla üniversite akademik ve idari personelleri ile ilimizin idari ve mülki amirlerine yönelik 31/01/2020 tarihinde bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarının ardından KSÜ Deprem Araştırma ve Risk Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop tarafından “Deprem ve Kahramanmaraş’ın Depremselliği” konulu bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi.
Depremlerin oluşumuna ilişkin genel bilgileri katılımcılarla paylaşan Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop, Kahramanmaraş’ın depremselliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Doğu Anadolu Fayı’nın 6 parçasından iki segmentinin Türkoğlu’ndan geçtiğini belirten Kop, “Burada en son 1513’te deprem olmuş. Öncesinde de 1114’te büyük deprem var. O tarihten beri bir deprem yok. Bu segment 507 yıldır enerji biriktiriyor. Gölbaşı-Türkoğlu segmenti büyük risk taşıyor.” diye konuştu.
“O yüzden bütün yerbilimciler tarafından burası ‘sismik boşluk’ olarak adlandırılıyor. Bu da 400 yılda bir büyük deprem üreten segmentte 100 yıl gecikmiş bir deprem beklentisi doğuruyor.” Diyen Kop, “ Ayrıca Doğu Anadolu Fayı dışında Kahramanmaraş’ın tam merkezinden geçen bir fay zonu var. Bu zon da 2012’de keşfedildi. Daha önce bilinmiyordu. Şehirdeki birçok bina bu fayın üzerinde. Bunların bir kısmı eski bina, bir kısmı da 2004 sonrasında yapılmış yüksek katlı binalar. Bilimsel çalışmalara göre 28 kilometrelik bu fay 6,7 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem üretebilir.” şeklinde konuştu.
Sıvılaşma tehlikesine karşıda uyarılarda bulunan Dr. Öğretim Üyesi Kop, “Kahramanmaraş’ın birçok ilçesi ve özellikle merkezinin güneyi alüvyonal zemine sahip. Burada ‘sıvılaşma’ denilen başka bir tehdit var. Eğer su seviyesi zemine yakınsa, zemin alüvyonal bir yapıdaysa, deprem sırasında taneler arasındaki bağ kopuyor, dolayısıyla o zaman zemin yeniliyor ve su gibi davranıyor. Dolasıyla ne kadar sağlam bina yapmış olsanız, su içindeki bir bina zemine batabiliyor veya çökebiliyor.” ifadelerini kullandı.
Olası bir deprem tehdidine yönelik olarak alınabilecek en kolay, en ucuz ve en güvenilir önlemin sağlam zeminlerde sağlam binalar inşa etmek olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Kop, “Bu kapsamda yapılaşmada 1. sınıf tarım arazisi olan ve sıvılaşma olasılığı bulunan ovalardan uzak durmalıyız. Binalarımızı ve binalarımızın bulunduğu zeminleri kontrol ederek, bir an önce zeminler için gerekli iyileştirme, binalar içinse gerekli güçlendirme ya da kentsel dönüşüm faaliyetlerini gerçekleştirmeliyiz.” diye konuştu.
Ne demiştik değerli okuyucular hiçbir uyarıyı dikkate almıyoruz demiştik yani ben söylemiyorum bunları uzmanlarımız söylüyor ama ne bizim yerel yöneticilerimiz uyarıyı dikkate alıyor ne de vatandaşlarımız şehrimiz de son yıllarda olan yapılaşma çılgınca uyarıları dikkate almadan sanki deprem olmayacakmış gibi vurdum duymazlık yeni yapılan binalar birbiri ile yarışıyor yükseklikte zemin inanın hiç detaylı etüt çalışmaları yapılmamıştır. Şehrimizde özellikle sorumlu olan yöneticiler birinci derecede bu gidişatın sorumluları. Neden derseniz şehrimizin bu gün bir röntgeni çekilse yani inceleme raporları çıkarılsa yüzde yetmişi denetimsiz yapılmış binalardır.
Nerden biliyorsun diyeceksiniz ben kendi oturduğum siteden biliyorum maalesef 2015 yılında yapılmış binalar bu gün oturum izni alamıyoruz neden derseniz çünkü o zamanki denetim birimleri denetlememiş bina yüzde on olduğunda yapı denetim firması denetimi bırakmış ben bunun kesinlikle bilinçli yapıldığını düşünüyorum çünkü inşaatın yüzde onu tamamlandığın da kat mülkiyeti tapusu verilebiliyordu o tarih de daha sonra bu oranı devlet yüzde kırka çıkardı yani bu oran yapıldığında bankadan kredi çekebiliyorsunuz daha sorası daireyi sattılar ilgililerden denetim var mı yok koca koca binalar dikiliyor kimse sormuyor tabi yetkili birimler iş oturum izni almaya gelince belediyenin ilgili birimi bize sizin bina yüzde onu yapılmış daha diyor yani yüzde doksanı kaçak eh günaydın neredeydin diye sorarlar adama ben mi denetleyeceğim yapıyı aymazlık bu birde bu yüzde onluk yapıya abone veriyorlar demiyorlar ki yapan firmaya kardeşim bina bitmemiş yani binanın yüzde doksanı nasıl yapıldı bilen yok Allah'a emanetiz anlayacağınız yetkili birimler tarafından şehrimiz ve insanlarımız dikkate alınmıyor şu an bir deprem olsa inanın şehrimiz eski yapıları ve yeni yapıları olmak üzere bir çok bina yıkılır yada değerli hocamın söylediği gibi batar veya yatar binalarımız.
Ne olur değerli yöneticilerimiz bu konuya yol yakınken daha çok ehemmiyet gösterin yapı denetimleri daha sıkı yapın ve şartları uymayan yapıları derhal kentsel dönüşüme alın bu benim size bir vatandaş olarak çağrımdır. Maide Suresi 32. Ayet "kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Allah'a emanet olun kalın sağlıcakla.