Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu temel atma ve açılış programına katılmak üzere geldiği Kahramanmaraş’ta 16 Nisan’da yapılacak referandumun startını verdi.
[otw_shortcode_button href="https://marastahaber.com/foto-galeri/cumhurbaskani-erdogan-kahramanmarasta-konustu-113992h.html" size="medium" icon_position="left" shape="square" color_class="otw-red"]Cumhurbaşkanı Programı Fotoğrafları[/otw_shortcode_button]
Kahramanmaraş Havaalanında karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma Namazı’nı Abdulhamithan Camii’nde kıldı.
Müftülük Meydanı’nda gerçekleştirilen toplu temel atma ve açılış törenleri Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.
Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç: “Bir hamaset destanı nakşedildi bağrına /Yurdumun arslanları öldü iman uğruna / Ruhlarda bayraklaşan Allah için savaştır / Bu şehitler diyarı işte bu yer Maraş’tır” dizeleriyle başladığı konuşmasında: “Güçlü Türkiye yolunda ilk günkü aşkla peşinde yürümekten onur duyduğumuz, Hak ve hakikat davamızın yılmaz savunucusu, mazlumların gür sesi, Kendisini aziz milletimize adamış, Saygıdeğer Cumhurbaşkanım, İstiklal Mücadelesinin meşalesini yakan Sütçü İmamların, , Arslan Beylerin, Rıdvan Hocaların, Senem Ayşelerin diyarına hoş geldiniz.
Saygıdeğer Cumhurbaşkanım
Son 15 yıldan bugüne sizinle birlikte tarihe tanıklık etmenin gururunu yaşıyoruz.
Yaklaşık bir asır önce vatanımız işgal edildiğinde bu asil millet nasıl esaretin zincirini kırıp ülkemizin üzerindeki kara bulutları dağıttıysa,
15 Temmuz günü devletimize sirayet eden, asker kıyafetine bürünmüş, emperyalist güçlerin maşası olan alçak Fetullahçı teröristler aracılığıyla ülkemizi işgal etmeye çalışanlara karşı, asil ve kararlı önderliğinizle tam bağımsızlık yolunda yeni bir destan yazıldı.
15 Temmuz’da sadece Türkiye değil tüm gönül coğrafyamız kazandı.
Ümmetin son kalesi Türkiye’mizi yıkarak gönül coğrafyamızı yakmaya çalışanlara karşı bu millet 15 Temmuz’da tankların önüne yatarak gözünü kırpmadan canını ortaya koydu.
Ama bu saldırılar ve kuşatmalar sadece tanklarla, silahlarla, kurşunlarla yapılmıyor. Yıllarca Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, ekonomisini çökertmek ve yargıyı, eğitimi, sosyal hayatı dizayn etmek isteyen küresel güçler ve işbirlikçileri milletin iradesine ipotek koyarak, parlamentoyu kilitleyerek Türkiye'yi sürekli durdurdular. Halkın değerlerine savaş açtılar.
Müslüman olan bir ülkede yıllarca başörtüsü yasaklandı, bunun da en ağrını adı Sütçü İmam olan üniversitede biz yaşadık. Şiir okumanın bile suç sayıldığı günler, Katsayı engellemeleri, darbeler, parti kapatmalar. Ve parlamenter sistemin Cumhurbaşkanı seçmesini 367 garabetiyle engellemeye kalktılar” diye konuştu.
Başkan Erkoç, Büyükşehir Belediyesi olarak yaptıkları hizmetlerden de bahsederek devam ettiği konuşmasında: “İstiklalin öncü şehri Kahramanmaraş, İstikbal mücadelesi verdiğiniz bu kutlu yürüyüşte her zaman olduğu gibi yanınızda olmaya devam edecek.
“Gölgenden korkanlar dursun beride, / Namertler, alçaklar kalsın geride, / Elinde sancakla en ileride, / Sen yürü ardından dağlar yürüsün, /Ardından asırlar, çağlar yürüsün” diye konuşarak sözlerini tamamladı.
Daha sonra kürsüye Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Kültür ve Turizm eski Bakanı ve AK Parti Milletvekili Mahir Ünal ile Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak birer selamlama konuşması yaptılar.
Selamlama konuşmalarının ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş’ın Türkiye’nin sigortası ve garantisi olduğunu söyledi.
KAHRAMANMARAŞ TÜRKİYE'NİN SİGORTASIDIR, GARANTİSİDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada: “Sevgili Kahramanmaraşlılar, değerli kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbele selamlıyorum. Buradan sizin aracılığınızla tüm ilçe, mahalle Maraşlı kardeşlerimizin her birine ayrı ayrı sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum. Kahramanmaraş'ın mert evlatlarını, kadirşinas insanlarını gönülden selamlıyorum. Her biri birbirinden kıymetli güzel adamların, şairlerin, mütefekkirlerin, gönül insanlarının memleketi Kahramanmaraş'ı hürmetle selamlıyorum. Maraş, Maraş, can Maraş. Canlara canan Maraş. Canlara canan olan kahramanlığını ismiyle tescillendiren Maraş Türkiye'nin sigortasıdır, garantisidir.
Bileklerinin, yüreklerinin haklıyla düşmanı 97 yıl önce 12 Şubat 1920'de bağırlarından söküp atmış. Sütçü İmam'ın attığı o ilk kurşunla yanmaya başlayan, Rıdvan Hoca'nın nefes vererek harladığı hürriyet ateşini vatanına, inancına, bayrağına, ezanına yönelik her saldırıda yeniden yükseltmiştir Kahramanmaraş. Bugün de eğer ülkemizin, milletimizin başına bir müsibet bela olursa buna ilk ve en güçlü tepkilerden birisi Kahramanmaraş'tan gelir. Nitekim 15 Temmuz'da İstanbul, Ankara'da, ülkemizin her köşesinde, sokaklarda meydanlarda Sütçü İmam'dan bayrağı devralan edeler, efeler, zeybekler, seymenler, gakkoşlar, dadaşlar, kızanlar kol geziyordu” dedi.
'MEYDANLARA İNİN' DEDİĞİMİZDE HALKIMIZ YÜRÜDÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimine de değinerek: “ 15 Temmuz'da günümüz işgalcilerin, FETÖ ve yandaşlarının halkıma silah çekenlerin karşısında aynı mücadeleyi verdik. 248 insanım şehadete yürüdü. Allah Allah diyerek yürüdü. Şehadet diyerek yürüdü. Çünkü şuheda gövdesi bir baksa da yerler gökler diyerek yürüdü. Eğilmez başlar diyerek yürüdü ve eğilmedi başlar. Bunlar F-16, tank, helikopterlerle saldırdı. Benim o gururlandığım milletim, sevgili kardeşlerim, halkım vatandaşım onlara ta Marmaris'ten hep beraber meydanlara inin diye haber gönderdiğimiz zaman halkım yürüdü.
Benim kardeşlerim tankların karşısına çıktılar. F-16'lar bomba yağdırdı, helikopterler bomba yağdırdı şehit oldular. Tankların altında hanım kardeşlerimiz kaldı, paramparça oldular. Ama şehadete yürüdüler, onlar cennete yürüdüler. 2 bin 194 gazimiz vardı, onlar da şehadet için yollarda yürüdüler. Böyle bir milletin reisicumhuru olmaktan daha güzel ne olabilir ki? Kim ne derse desin ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Kim ne derse desin çıkaracağız. O günler yakındır. Benim kardeşlerimin karşısında paslı yürekler vardı. Benim milletim mangal gibi yürek taşıdığını hamdolsun, dosta düşmana göstermiştir” diye konuştu.
BENİM ATAM 21 YAŞINDA ÇAĞ AÇTI ÇAĞ KAPATTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet’in 21 yaşında çağ açıp çağ kapayan bir padişah olarak
tarihe geçtiğine dikkat çekerek: “Onlar her seçimde her halkoylamasında aynı hezeyanları ortaya saçmaktan geri durmuyorlar. Dünya değişti, Türkiye değişti. O zaman doğan çocuklar artık delikanlı oldu, şimdi oy kullanacaklar. Genç kız oldular. Ama bunlar yerlerinden 1 milim kımıldamadılar. Şimdi biz geldiğimizde iktidara 30 yaşında seçilme hakkı vardı. Seçme 18, seçilme 30. Dedik ki, seçilmeyi 25'e indirelim. Dedik ki, batıda, her yerde seçilme yaşı 18. Bizde niye olmasın? Bizim gençlerimiz en az onlar kadar akıllı.
Son günlerde ne diyorlar; eski Türkiye bugünden daha iyiydi diyorlar. Onların hayalindeki Türkiye'yi hatırlıyorsunuz değil mi? 25 günlük hükümetler kuruldu bu ülkede. Biz gelene kadar tüm hükümetlerin ortalama ömrü 16 ay. 16 aylık hükümetlerle bir ülke ayakta durabilir mi? O Türkiye bizi bitirmişti. Siyasi çekişmelerin, sosyal çalkantıların, ekonomik krizlerin adeta anamızı ağlattığı o kabus günlerini unutmadınız değil mi? Ekmek kuyruklarını unutmadınız değil mi? Gazyağı kuyruklarını unutmadınız değil mi? Dedelerimizin, ninelerimizin nüfus kağıtlarındaki o mühüre bir baksınlar. O Türkiye tek parti döneminin Türkiye’sidir” diye konuştu.
HAVADA BULUT ESKİ TÜRKİYE'Yİ UNUT
14 yıldır Türkiye’de çok büyük hizmetler başarıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan: “ Gençler CHP'li il başkanlarının valilik yaptığını bilir misiniz? Bu ülkeyi bunlar ileri götürebilir miydi? Ve götüremediler! Ülkemizi patinaj yaptırmanın ötesinde geri götürdüler. Bunlar o Türkiye'nin özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Şimdi Meclis'te varlığı pamuk ipliğine bağlı bir hükümet olsun istiyorlar. Bu puslu havayı kendilerine ikbal devşirmek için kullanmak istiyorlar. Çocukların tekerlemesi vardır: Havada bulut, sen bunu unut derler... Biz 14 yıldır Türkiye'yi işte bu alacakaranlık kuşağından uzak tutmak için çalıştık, mücadele ettik. Birilerinin aklının fikrinin hala eski Türkiye'de kalmasını engelleyemedik. İnşallah 16 Nisan onların son umut kapılarını da kapatıyor.
Biz bunlara gelin Türkiye'ye yeni bir anayasa kazandıralım diye adeta yalvar yakar olduk. Ama anlatamadık. Her seferinde topu taca atarak bizi ve milletimizi kandırdıklarını düşündüler. Şimdi yeni anayasa değişikliğiyle getirilen Cumhurbaşkanlığı sistemi tüm gücü ve yetkiyi milletimize teslim edilince feverana başladılar. Ayak ısırmaktan, burun kırmaya kadar Meclis'e yakışmayacak her şeyi arsızca yaptılar. Bunların isyanı sisteme değil millete. Bunlar Tayyip Erdoğan'a karşı değil millete karşı. Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan'a çıkacağıma elimde bir belge var mı? Yok! Biz faniyiz ama sistem bu noktada kalıcı. Dolayısıyla biz fani olanı değil baki olanı konuşuyoruz. Benim bu mücadeleyi şahsi mücadele gibi görecek kadar karaktersiz değilim.
Cumhurbaşkanlığı sistemi evet şahsımın projesidir. Belediye başkanlığımdan bu yana savunduğum, ısrar ettiğim bir reformdur. Ülkemize ve milletimize faydalı olacağına inandığım için bu sistemin mücadelesini verdim, veriyorum. Şayet milletimiz 16 Nisan'da evet derse Türkiye Cumhurbaşkanlığı sistemine geçecek. Bundan sonraki ilk seçimlerde de milletimiz kime teveccüh ederse bu sistemin ilk Cumhurbaşkanı o olacak. Birileri diyor ki, istediğiniz neyi yapamıyorsunuz da sistemi değiştiriyorsunuz? Bizden önce gelenler niye yapamadılar? Mesele insan meselesi, bunun yanında sistem de güçlü olursa insanla sistemi birleştirirseniz o zaman güçlü olursunuz.
Atama isterdin, olmaz derlerdi. Sayın Cumhurbaşkanım ben bu isimle çalışmak istiyorum, ama olmaz derlerdi. Tutturdu olmaz. Bu isim uluslararası saygınlığı olan bir isim. Tutturdu yapmadı. Niye? Bir tanesinin başı örtülüydü ondan. Bir diğerini teklif ettim, hanımının başı açıktı ve Amerikan vatandaşıydı. Onu da kabul etmedi. Bunlara rağmen buralara geldik. Bu işler şahıslara bağlı olmasın, ülkenin geleceği kişilerin tercihlerine, gayretlerine endekslenmesin diye işi bu sisteme bağlamaya çalışıyoruz. Bugün kapı kapı dolaşıp sistemi engellemeye çalışanlar ilk Cumhurbaşkanlığı seçimde karşılarından destek isteyeceklerdir. Benim sizlerden ricam o gün geldiklerinde meydanlarda söylediklerini, Meclis'te yaptıklarını hatırlatınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından 569 milyon liralık yatırımların toplu açılış ve temel atma törenleri gerçekleştirilerek topluca kurdele kesildi.