Kalemimi kağıda vurduğum her an bir şeylerin eksildiğini hissediyorum… Eksilen anlamlar, yok olan değerler, tükenen yıllar ve belki de tüm Evren… Öyle çok ki tükenenler. Evet, insanlık kimliğini kaybedeli çok oldu, belki de bir avuç insanlarla mutlu olmaya çalışıyoruz. Zaman hızla ilerliyor, zamanın hızla geçmesinden şikayetçiyiz hepimiz… ANLAMLAR hızla tükeniyor. Önce makinenin sonra dijital sistemlerin ritminde parçalanarak hızla geçen bir zamanın çarkında öğütülüyoruz. Tüm düşler kırık bir ayna gibi, TUZ-BUZ… İç zamanımıza uymayan bir dış yaşam, amansızca kuşatıyor hepimizi…
Ne diyor şair;
Yıkıldı yolunu bekleyen bu şehir…
Şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir…
Ne diyorum biliyor musun? Gücü elinde bulunduranları bir süreliğine susturup, mağduru, zayıfı ve ezileni konuşturmak mümkün olsa keşke… Herkes özgürce düşüncesini ifade edebilse keşke… Ama bu keşkelerde kalmasa gerçek olsa, hiç olmazsa bir süreliğine…İngiliz komedyen Russell Brand, bir devrime ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Ben kimim ve ne yapıyorum sorusunu kendimize yöneltelim… Aslında çoğu zaman ne istediğimizi de bilmiyoruz. Dış etkenler amansızca sarıyor her yanımızı, dikkatli olalım oyunlara gelmeyelim, bu vatan hepimizin…Bayrağımıza ve vatanımıza sahip çıkalım…Yaşamımız vatanımızla anlam kazanıyor. Bakınız, kendi hayatımı yaşadığımı zannedişlerim çok oldu, çevremin bana sunduğu hayatı yaşamayı bırakarak kendim olabilme çabasına girdim. Güvenli limanlardan çıkmak, zincirlerime elveda demekle mümkün olabildi. Vazgeçebilmenin zor ama bir o kadar da şart olduğunu öğrendim. Kalbimde fırtınalar koparken, beklentileri bir kenara atıp, karşı tarafa huzur verebilmeyi öğrendim…Karşımdakinin tebessümü ile mutlu olmayı başardım.
Ne diyorum biliyor musun? Acıdır bütün ayrılış kelimeleri, acıdır ölüm… Acıdır, topluluklar içinde birbirine olan bağlılıkların azalması ve ne acıdır ki; nesli tükenen İNSANLIK ve ANLAM. Öyle ya ekosistemler, temizleme, geri dönüşüm, yenileme işlevleri; estetik ve kültürel yararlarıyla çok büyük katkı yaptılar. İnternet, insan kimliğini yeniden tanımlamaya başladı… Artık gerçek kimliğini kullanan insanların sayısı günden güne azalıyor… Her şey bir anlık film karesi, bir tıkla krallar ve kraliçeler geçidi…Durum vahim ötesi, içler acısı… Keşke herkes kendi olabilmeyi başarabilse, yüreğini sunabilse… Artık öyle zor ki doğruyu konuşmak, düzgün insan olabilmeyi başarmak… İşimize hangi yalan-dolan geliyorsa onu konuşuyor ve öyle hareket ediyoruz…Karşıdaki insana verdiğimiz zarar ve yıkım umrumuzda bile değil, dedim ya kimlik kaybı yaşıyoruz…Tabii bu dediklerimize uymayan bir avuç insan var etrafımızda, onlara bakıp belki de insanlığın yeniden canlanacağını hayal ediyoruz.
Ne diyorum biliyor musun? Geçen her yıla teşekkür etmeyi öğrendim, öğrenecek daha çok şeyim olduğunu hissettirdiği için, umutlarımı da yanıma katarak, var gücümle yeni yıla ………………………………………………………………………………………………. “Hoş geldin” diyebilmeyi öğrendim.
NE DİYORUM BİLİYOR MUSUN? KLASİK BİR CÜMLE İLE DE OLSA 2014 YILINDA TÜM DÜNYA DA
ÖZGÜRLÜK VE BARIŞ OLSUN. İNSANLIK ADINA YAŞANAN TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN,
YİNE DE TEBESSÜM DOLU MUTLU BİR YIL DİLİYORUM HEPİNİZE…