BASINA VE KAMUOYUNA:
Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, adaletin ve demokrasinin egemen olduğu bir ülkenin ütopya olmaktan çıkması için, fabrikaların bacalarını tüttüren, tuğlaları üstüste koyup binaları yükselten, topraktan bereket fışkırtan, bilgisayarın tuşlarında dünyayı bizlerle buluşturan, temizleyen inşaa eden, çizen, eken, biçen, toplayan ve bizleri haberdar eden, kısaca üreten işçi kardeşlerimizin alnının terinin, emeğinin karşılığını alması gerekliliğine olan inancımla; Öncelikle 1 MAYIS EMEGİN VE İŞÇİNİN BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
Özlemini duyduğumuz bu değerlerle inşa edilmiş bir ülkenin ve hatta bir dünyanın artık çok uzaklarda bir ütopya olmadığının bilinciyle yüzümüzü güneşe dönüp. aydınlık yarınları birlikte kurmak en büyük özlemimizdir.
Biz, yıllardır binlercesi iş başında öldürülen işçiler ve yaşamak için ölümüne çalıştırılan işçiler olsun istemiyoruz.
Biz, simit hesabıyla ne kadar iyi durumda olduğu iddia edilen asgari ücretli işçinin insanca yaşamasını istiyoruz,
Biz, işçi kardeşlerimiz taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşmeli personel uygulamalarıyla köleliğe mahkum edilsin istemiyoruz; şantiyede, fabrikada, okulda, hastanede, atölyede, işyerlerinde, medyada, bankada, plazada, ambarlarda çalışırken yakalarımızın rengiyle, statülerimizle ayrıştırılıp güvencesiz çalıştırsın istemiyoruz; biz kıdem tazminatı için direnenleri saygıyla selamlıyoruz.
Biz, emeğinin karşılığını asgari ücretle yoksulluk sınırında alan, grev ve gerçek toplu sözleşme hakkı, örgütlenme ve siyaset yapma hakkı yok sayılan, mezarda emekliliğini sürgünlerde bekleyen kamu emekçilerinin bu muamemleye muhattap olmasını istemiyoruz.yi Emekçi kardeşlerimiz en insani ve en temel haklarını savunduğunda "terörist" damgası yemememli, tutuklanmamalı bu ülkenin onurlu insanları olarak yaşamalıdır diye haykırıyoruz.
Biz, işçi kardeşlerimiz isteklerini, taleplerini haykırdığında "polis destanıyla", adalet sarayıyla, yasakla, sürgünle, sansürle, panzerle, TOMA'yla, copla, gaz fişekleriyle, hapishanelerle, tabutluklarla karşılaşsın istemiyoruz.
İşte işçi kardeşlerimizle beraber haykırıyoruz:
Biz, savaşa ikna edilmek için üzerine 7-8 füze fırlatılması planlanan bir ülkenin yurttaşlarıyız; bin kere hayır, iktidardakilerin gücünü arttırmaktan başka bir anlamı olmayan savaşlarda ölmek, sakat kalmak, bedel ödemek istemiyoruz. Kürt sorununun savaşla çözülmeyeceğini yıllarca büyük bedeller ödeyerek görenler olarak kardeşlerimizle, komşularımızla savaşa hayır diyoruz!
Bu 1 MAYIS ın barış, mutluluk, huzur ve insanca yaşamın başladığı bir dönemin başlangıcı olması dileğiyle bir kez daha başta basın emekçisi kardeşlerimiz olmak üzere tüm emekçilerin bayramını kutluyorum.
ÜNAL ATEŞ