Aslında her gün mübarek ve ibadet edilecek gündür. Ama hepimiz için Ramazan ayı ayrı bir anlam taşımaktadır. Çalışanlar için Ramazan ayında izinli olmak çok güzel, tavsiye ederim. Çünkü dinlenmiş olarak güne başlıyor ve sohbet, vaaz, program, cemaat, mukabele gibi ibadet saatlerine kendinizi ayarlıyorsunuz. Kısaca, Nerede Allah deniliyorsa siz de orada olmak ve oranın feyzinden faydalanmak istiyorsunuz. İşte, Ramazan ayında bu mübarek ayların en güzel vakitlerinden biri de teravih namazındaki duygu yoğunluklarımızdır. Hatimle teravih namazı kılınan Keşif Efendi(Çerkez Hoca) camiinin teravih cemaati özeldir. Esat Coşan Camii cemaati de öyle… Restorasyondan önce Taş Mescit de öyleydi. Cemaat vitir namazına niyetlenirken Kasap Alaettin Abinin semaverindeki çayın fokurtusu duyulurdu. Namaz bitiminde de sırtınızı duvara dayayıp demli çayları içmenin ve çaylı sohbetin tadı halâ damaklardadır. İnşallah Taş Mescit’in restorasyonu en kısa zamanda tamamlanır ve eski coşkusuna kaldığı yerden devam edilir.
Her yıl teravih namazına giderken anneler kız çocuklarının, babalar da erkek çocuklarının elinden tutarak birlikte camilere gidilmektedir. Sadece anne-baba mı, eli öpülesi dede ve ninelerde bu güzelliklerde büyük payları olan insanlarımızdır. Çocuklarımız,, bazen çocuk olduklarını unutmayıp genelde sevimli ama bazen de yaramazlık diye nitelendirdiğimiz davranışları sergilemektedirler. Aslında benim naçizane görüşüm: Eğer, bu arka taraflarda veya cemaatin az olduğu üst katta koşuşturan, gülen ve her türlü dikkat dağıtıcı davranış sergileyen çocuklar, ya kendisi camiye gelemeyen anne-babaların, kendi başlarına camiye gelen çocukları, ya da camide olduğu halde çocuğunu yanında tutmayıp serbest bırakan anne-babaların çocuklarıdır. Yani biz o çocukları sahiplensek sıkıntı olarak kabul edilen ve çocukların azarlanmasına sebep olan olumsuzluklar giderilmiş olacak ve cemaat de, dikkatleri dağılmadan daha huzur içinde ibadetini yapacaktır. Ama daha bugün bir söz okudum çok önemli: “Eğer camide cemaatle namaz kılarken, caminin içinde ve arka tarafında koşuşturan çocuklar yoksa; işte o tehlike demektir. Çünkü çocuklar istenmediği yerlere gitmezler. Daha önemlisi, cami cemaatinin devamı bu çocuklara bağlıdır.” gibi… İşte bu çocuklarımız, yaramazlıklarından(!) dolayı büyüklerden de; ihtar, azarlanma, arka sıralara itelenme veya kovulma gibi karşılık alabilmektedirler.
Unutmayalım ki bizler de çocuk iken, büyüklerin dikkatlerini dağıtıcı çocuksu davranışlar sergilemişizdir. Ama zamanla, oranın yani camilerin oyun yeri olmayıp ibadet yeri olduğunu öğrendik hepimiz. İşte bu çocukların azarlandıklarındaki yüz ifadelerinin bende oluşturduğu duygu yoğunluğunun ürünü olan ÇOCUKLAR adlı şiirimi sizlerin beğenilerinize sunuyorum. Yüce Allah’ın bizlere birer emaneti olan ve evlerimizin gülleri olan çocuklarımıza, camilerimiz daha çok nasıl sevdirilir düşüncesine yoğunlaşmamız gerekiyor, diye düşünüyorum. Örnek olarak; ilimizde Abdulhamithan Camiinde gerçekleştirilen ve ülke çapında olumlu yankılarına şahit olduğumuz “Yedi Yaşındayım, Namaza Başlıyorum”, bazı STK’ların yaz Kuran kurslarını yaz okulu şeklinde ve içinde yüzme, oyun, spor ve kültürel etkinliklerin bulunduğu uygulamalar ile camilerimiz, çocuklarımız için daha çok sevimli hale getirilebilir. Deniliyor ki; Hıristiyan bir baba, çocuğunun en sevdiği oyuncakları satın alıp semtin kilisesindeki görevli papaza önceden veriyormuş. Sonra da yanından geçerken kiliseye uğruyorlar ve görevli papaz çocuğa o sevdiği hediyeleri veriyormuş. Böylece çocuk ile papaz/kilise arasında bir ünsiyet oluşturuluyormuş.
Şükürler olsun ki, günümüzde de benzeri çalışmalar devam ettirilmektedir. Bu konuda emeği sebebi olan her kurum ve kişilere şükran borçluyuz. Ama gönül kârda geziyor, daha fazlası olamaz mı?.. Bu duygularla hayırlı Ramazanlar diliyorum.
ÇOCUKLAR
Terâvihde, mevlitlerde, bayramda
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Sahipli câmide sahipsiz boşta
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Başında takkesi ne mâsum durur
Bilemez secdede başını vurur
Onlarda bulunmaz kibir ve gurur
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Oyalı yazmayı anneden almış
Davranışlarıyla nede çok bilmiş
Giyimine baksan gelinlik olmuş
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Câmi ile cemaâti süzerler
Sıkılırlar aralarda gezerler
Bâzan böyle tenbihatı bozarlar
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Eğilince birbirine bakışır
Bâzan diğer çocuklarla takışır
Ona yaramazlık dahî yakışır
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Kanaatkâr bir şekere sevinir
Arkaya itilse hemen uğunur
Başı sıvazlanır ise avunur
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Bir safta olsalar bir kaçı bâzan
O safta koymazlar tertip ve düzen
Yine de olmasın onları üzen
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Tesbihi dağıtmak onların işi
Tekrar toplamakta bulunmaz eşi
Gülünce sevimli dökülen dişi
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Büyüklerin yanında diz çökerler
Herkesle birlikte boyun bükerler
Duada el açıp boyun bükerler
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Saflarda yan yana çok çocuk varsa
Aralara hemen büyükler girse
Cemaât de fedakârlık eylerse
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Fatih Sultan gül demiştir çocuğa
Güller açar gelir ise ocağa
Herşey biter alınırsa kucağa
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Örnek olsa anne baba evlâda
İyi yetişirler kalmaz belâda
Yardım eyler böylelere Mevlâ'da
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Çocuk doğar zaten dîni İslâmdır
Sonra yanılsa da dünü İslâmdır
Tövbe eyler ise sonu İslâmdır
Câmide ne güzel küçük çocuklar.
Çocuk cam kâsedir içi görünür
Ne ile dolarsa ona bürünür
Sahipsizler sokaklarda sürünür
Camide ne güzel küçük çocuklar.
Rabb'im! içim dolu tutuldu dilim
İlham olmayınca yazmıyor elim
Behlül daha çocuk çok görmeyelim
Camide ne güzel küçük çocuklar.
NOT: Kayın Validemin vefatını öğrenip taziyede bulunan bütün dost ve kardeşlerimiz ile cenazenin Kadirli'ye naklinde yardımcı olan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına Teşekkür ediyor saygılar sunuyorum. M.Z.