Bugün cumartesi. Haftanın son günü. Yarın günlerden Pazar, şu meşhur 30 Mart yani. Mahalli seçimler için oy kullanacağımız gün.
Bizi 5 yıl yönetecek, temsil edecek belediye başkanlarını seçeceğiz. Partisi önemli değil, yeter ki kariyeri olan, meziyetleri olan, hizmeti şiar edinen kimse olsun, yeter!
Dananın kuyruğu kopacak. Ki son viraj da dönüldü, gidecek yer de kalmadı.
Gide-gele yollar aşındı, arabayı süren de tükendi, arabayı gördüğünde selam verenler, alkış tutanlar da bıktı, usandı.
Kime oy verirseniz verin, kimi desteklerseniz destekleyin, kime gönülden ve göbekten bağlı iseniz siz bilirsiniz de, sandığa gidin ve oyunuzu kullanın!
Bu sizin demokratik hakkınız, vatandaşlık göreviniz!
Kendinizi yönetecek kimseyi seçerken, tabi ki seçici olacaksınız.
Kendiniz için verin, şehriniz için verin!
Ve oyunuza sahip çıkın!
Bugüne kadar adaylar adına ne varsa yazıldı, söylendi. Vatandaşın dilinde tüy bitti, biz yazarların kaleminin de mürekkebi. Aslında bizler kadar adaylar da yoruldu. Gittikleri her yerde hep aynı cümleleri kurdular, aynı sözcükleri telaffuz ettiler, aynı siyah mini elbiseler giydiler, aynı gülümseyen yüzlerle çıktılar seçmen karşısına.
Ve gittikleri adresleri bilmem kaçıncı kez ziyaret ettiler, kimbilir aynı şahsın kaç kez elini sıktılar, kaç kez halini-hatırını sordular, kaç kez ‘hayırlı işler’ temennisinde bulundular, Allah bilir!
Aslında esnaf da, sivil toplum kuruluşları da bıktı, usandı, yoruldu. Gel-git yanında, seçim arabalarının giydirilmiş hali, bozuk ses, çevre kirlilik katliamı, gürültü kirliliği de buna eklenince, vatandaş, “Şu seçim bitse de rahatlasak, yeter artık!” demekten kendini alamadı.
Biz basın mensupları da bıktı, usandı. Yorulduk… Gecesi yok, gündüzü kalmadı. Her ne kadar bize haber lazım olsa da, Maraş’ta yaşadığımız için haber sıkıntısı çektiğimizi söylemek isterim.
Kiminle konuşsam, nereye adım atsan, kime baksan, birkaç haber çıkabilecek.
Yolda yürü, caddede, bulvarda tur at, haber gelir seni bulur.
Sıkıntı çekmezsin.
Ama yorulduk, evi barkı unuttuk, bitap düşmek bir yana, çoğu zaman öğle yemeğine bile vakit bulamadığımız olmuştur da, akşam eve dar düştüğümüzde, evden fırçayı yiyen biz oluyoruz.
“Seçim bitsin, yazacak şey bulamazsınız!” diyenler…
Yanılıyorsunuz sevgili dostlarım. Burası Maraş. Bir siyasetçi ile konuş, bir bürokratı dinle, bir emekli, bir memur, bir simitçi, bir manav, bir çayı, bir işçi ile iki kelam et, dünyanın haberi çıkar sana. Çarşıya çık iki dakika, caddede bir tur at, bak ve seyreyle…
Ama yeter! Bıktım, usandım!
Allah’tan son gündeyiz de, bereket yolun sonuna geldik. Biraz daha sabır!
Haydi sandığa!
Hak’tan hayırlısı…
Mehmet FİSKECİ