Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Kışla Sağlık Yerleşkesi’nde düzenlenen “Renal Transplantasyon İmmunololisine Güncel Yaklaşım” konulu toplantıya katıldı.
4 oturum halinde gerçekleştirilen konferansta ilk oturumun başkanlığını Türkiye’de organ nakli yapan ilk Türk bilim adamı olan Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal yaptı. Prof. Dr. Haberal, “Hacettepe Üniversitesi ülkemiz için sağlığın ve tıbbın bir dönüm noktasıdır. Rahmetli İhsan hocam Hacettepe’yi kurmamış olsaydı bugün burada olamazdık. Hacettepe’nin kurulmasıyla tıpta eski çağ kapanmış, yeniçağ açılmıştır ve yakın çağa da hazırlık yapmıştır. Çünkü orada yetişen bizler, artık dünyada bir takım ilklerin altına imza atıyoruz. Ülkemizin bugün ulaştığı noktayla gurur duyuyorum” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Prof. Dr. Nurhan Özdemir başkanlığında Dr. Henry Stephens tarafından “İmmunogenetics and Renal Transplantation in the UK” konulu konferans katılımcılardan büyük ilgi topladı. Ardından, Prof. Dr. Ruhan Düşünsel, Prof. Dr. Gökhan Moray başkanlığında gerçeklen ikinci oturumda, Prof. Dr. Bilkay Baştürk tarafından Transplantasyon Öncesi İmmunolojik Değerlendirme ve Prof. Dr. Sevgi Mir tarafından “İmmunulojik Yüksek Riskli Hastaya Yaklaşım” konulu iki ayrı konferans verildi.
MKH Transplantasyonu Yöntemleri ve Kullanım alanları
Mezenkimal Kök Hücre (MKH) ve Transplantasyon konulu üçüncü oturum ise, Prof. Dr. Hakan Özdoğu, Prof. Dr. Ali Anarat başkanlığında Prof. Dr. Duygu Uçkan Çetinkaya, “MKH Transplantasyonu Yöntemleri ve Kullanım alanları” konulu sunum yaptı.
Prof. Dr. Duygu Uçkan Çetinkaya, canlı vücudunda bulunan, kendini yenileyebilen ve aynı zamanda vücudun ihtiyacına göre farklılaşarak diğer doku hücrelerine dönüşebilen hücrelerin ‘‘kök hücreler’’ olduğunu belirtti. Çetinkaya, "Farklılaşmamış kök hücrelerin diğer hücrelerden farkı, başlangıçtaki hücrenin karakteristik özelliklerini taşıyan en az bir benzer hücre oluşturabilme ve tek bir hücreden birden fazla hücre serisine farklılaşabilme yeteneğidir. Mezenkimal kök hücreler (MKH), kemik iliğinin stroması içinde yer alan, uzantılı, fibroblast benzeri multipotent hücrelerdir. Mezenkimal kök hücreler başta kemik, kıkırdak, yağ, tendon, stroma gibi bağ doku kökenli hücreler olmak üzere birçok farklı doku hücresine dönüşebilirler" şeklinde konuştu
"MKH’ler sayıca çoğaltılmaya elverişli, dayanıklı hücrelerdir"
Mezenkimal kök hücrelerin (MKH), erişkin kök hücre tipi olduğunu belirten Prof. Dr. Çetinkaya;" Stromal kökenli olmaları nedeniyle genel anlamda “destek hücresi” özelliği taşımaları, MKH’lerin tıbbın birçok alanında kullanım potansiyelinin temelini oluşturmaktadır. Birçok dokudan elde edilebilen, sayıca çoğaltılmaya elverişli, dayanıklı hücrelerdir" ifadelerini kullandı.
Mezenkimal Kök Hücrelerin Klinikte Kullanım Alanları
Hasarlı miyokarda kardiyomyosit sağlayacak MKH aktarılması, günümüzde kalp nakli dışında tedavi seçeneği olmayan hastalar için umut verici görüleceğini ifade eden Prof. Dr. Çetinkaya, "By-pass cerrahisi ve reperfüzyon tedavisi bu hastalıklar için eskiden beri bilinen sınırlı tedavi seçenekleri olmalarına rağmen ölüm riskini de arttırmaktadır. Mezenkimal kök hücre tedavisi ile bu hücrelerin hasarlı kalp dokusuna göç etmeleri sonucu doku yenilenmesine bağlı olarak iyileşmenin mümkün olabileceği gösterilmiştir. Ayrıca bu yöntemin cerrahi bir işlem gerektirmemesi de tercih edilmesinin bir diğer nedenidir" diye konuştu.
"Kanser tedavisinde de kullanılmaktadır"
İmmünosupresif, immünomodulatuar etkileri nedeniyle MKH'ler otoimmün hastalık tedavisinde umut verici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çetinkaya,"Bu konuda deneysel araştırmalar olmakla beraber klinik uygulama deneyimi günümüzde son derece kısıtlıdır. Ancak bu hücrelerin kullanılabilmeleri düşünülmektedir. MKH’ler, radyoterapi ve kemoterapi sonrasında hasar gören kan hücrelerinin yerine konulmasını sağlamak amacıyla kanser tedavisinde de kullanılmaktadır. Günümüzde insandaki sinir sistemi hastalıklarının önemli bir kısmında tam iyileşme sağlayan tedavi yöntemleri geliştirilememiştir. Bunlar arasında multipl skleroz, nörodejeneratif hastalıklar ve travmatik sinir kesileri gelmektedir. Omurilik yaralanmalarında etkin rejeneratif tedavilerin yakın bir gelecekte mümkün olabileceği yapılan çalışmalar sonucunda gösterilmiştir" dedi.
"MKH uygulamaları gelecekteki tedavi modellerini etkileyecek"
Günümüzde farklılaştırılan MKH’lerin tedavide kullanılmaları için hücrelerin çoğalma kontrol mekanizmalarının ve genetik yapılarının çok iyi bilinmesi gerektiğine de değinen Prof. Dr. Çetinkaya ;"Elde edilecek hücrelerden oluşturulacak hücre-doku ya da organların hasarlı olan bölgeye aktarılması yerine koyma ve tamir etme tedavilerinin yolunu açacaktır. Bugün gelinen noktada MKH uygulamaları gelecekteki tedavi modellerini etkileyecek gibi görünmektedir. Ancak bu heyecan verici noktada bu hücrelerin tedavide kullanılabilmesi için henüz cevaplanması gereken çok sayıda soru ve yapılması gereken uzun takipli klinik çalışma sonuçlarının görülmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Son olarak, Prof. Dr. Aydın Türkmen tarafından “Renal Transplantasyonda MKH Transplantasyonu” konulu bir konferans düzenlendi. Toplantının son oturumunda ise Prof. Dr. Esra Baskın ve Prof. Dr. Siren Sezer başkanlığında olgu sunumları yapıldı.