Televizyonları izliyorsunuz, gazeteleri de öyle. Başbakan dâhil, hükümeti temsil edenler ne diyor?
“Devlette paralel yapılanma var!”
Bu paralel yapılanmaya en fazla kimin izin ve az verdiğini bir kenara bırakıp, cümlenin aslına hak veriyor ve diyorum ki;
- Eyvallah, haklısınız!
AK parti ve hükümet ne diyor:
“Paralel yapının operasyonlar için düğmeye bastığı tarih manidardır.”
“Ne zaman düğmeye basılsaydı manidar olunmayacaktı?” diye sormuyoruz ve devam ediyorum ki;
- Eyvallah, haklısınız!
AK Parti ve hükümet ne diyor!
“Bu paralel yapı daha önce de Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas kurdu!”
“O kumpas kurulurken pek memnundunuz, savcıların önünü açıyor, askeri vesayetin bitirildiğini söylüyor ve ‘dosyaların içeriğini görelim’ diyordunuz” diye hatırlatma gereği hissetmeden diyorum ki:
- Eyvallah, haklısınız!
AK Parti ve hükümet ne diyor!
“Cemaat, yargıyı ve polisi ele geçirmiş. Bunları temizlemez isek, millet iradesinin üstünlüğünü uygulamaya geçiremeyiz!”
“On yıldır o savcıları, o polisleri siz atadınız, onlara her türlü yetkiyi verdiğiniz sırada aklınız neredeydi?” sorusunu sormadan diyorum ki:
- Eyvallah, haklısınız!
*
AK Parti ve hükümet ne diyor!
“Bunlar İsrail’in ve ABD’nin güdümünde hareket ediyorlar. Siyonistlerle gizli toplantılar yapıyor, Türkiye’de onların emellerine hizmet ediyorlar.”
“En önemli Yahudi örgütlerinden sizler de ödüller almadınız mı, elinizde onca istihbarat örgütü varken bunların bu ilişkilerini görmediniz mi?” deme gereği hissetmeden diyorum ki:
- Eyvallah, haklısınız!
AK Parti ve hükümet ne diyor!
“Devlet otoritesi, hesap vermeyen odak ve zümrelerle paylaşılmaz”
Yüzde yüz hak verdiğim için “Bugüne kadar yaptığınız paylaşım değil de kullanma mıydı?” deme gereği hissetmeden diyorum ki:
- Eyvallah, haklısınız!
*
Ama tüm bunlara “eyvallah” demem, tüm bunlara “haklısınız!” demem, “hakkınızı teslim” etmem, çok önemli bir gerçeği ve soruyu ortadan kaldırmıyor.
“Eyvallah da, bu yolsuzluklar ne olacak?”
Taraflı olduğunuzu düşündüğünüz savcıları görevden aldınız, tamam da yerlerine getirdiğiniz ‘paralel olmayan’ savcılar bu dosyaları ‘hakkıyla’ ele alacaklar mı?
Bakanlarla ilgili iddiaları içeren fezlekeler TBMM Başkanlığına geldiği zaman gereği yapılacak mı?
Hükümet bu yolsuzlukların üzerine ciddiyetle gidecek mi?
Bu pislik temizlenecek mi?
Bunun hesabını yargının sormasına, yürütme izin verecek mi?
Bunlar herkesin aklından geçen sorular. Evet, bugün çok büyük bir çoğunluk, hükümetin ‘paralel devlet’le mücadele etmesini istiyor, bu konuda hükümeti haklı buluyor, hükümete destek veriyor.
Ama aynı çoğunluk yolsuzluk iddialarını da biliyor, duyuyor, görüyor, kimse yazmasa da okuyor.
Ve paralele devletin çökertilmesi kadar yolsuzlukların da hesabının sorulmasını istiyor.
Anladınız mı bilmiyorum.
Anladınızsa da eyvallah!
Anlamadınızsa da eyvallah!