Kıble yürekli, Hilâl bakışlı, “Gül” gönüllü,
Turan düşünceli ve “Kitap Şuuru”na sahip;
Türk’ün yürek sesi, Türk Dünyası’nın ilim nefesi,
Türk milliyetçiliğinin son efsânesi, ülkücü hareketin bilgesi
ve bir Osmanlı çelebisi olan bu güzel insanın azîz hâtırasına…
* * *
O; medeniyet seyyahı durumuna düşürülen ve temel değerlerinden uzaklaştırılan Türk Milleti’ne ve küresel kültür emperyalizmiyle karşı karşıya kalan Türk gençliğine; bu kimlik ve kişilik kaybından çıkış yolunun; Horasan Erenleri’nin ideâllerine sarılmaktan ve yeni nesilleri “millî kültür rûhu”yla buluşturmaktan geçtiğini bir ömür bıkıp-usanmadan yazıp-anlatan, ama ne yazık ki, yaşıyorken kadr ü kıymeti -hak ettiği ölçüde- “bizim mahalledekiler” tarafından bile yeterince anlaşıl/a/mayan çok büyük bir mefkûre ve aksiyon insanıydı.
* * *
Nevzat Kösoğlu; bu millete istikamet verecek ve nesiller boyu istifâde edilecek çok kıymetli eserler veren velut bir erbâb-ı kalem olmanın yanında; millî kültür hayatımızın temel eserlerini yayımlayan “Ötüken Neşriyat”ın kurucularından olup, bu kültür ve edebiyat pınarının bugünlere gelmesini sağlayan güzîde bir yayıncıydı... Ayrıca o; Ötüken Kitâbelerin’den günümüze kadar Türk Edebiyatı’nın en güzel örneklerinin derlendiği Türkçe’nin en kapsamlı edebiyat ansiklopedisi olan XIV ciltlik “Büyük Türk Klasikleri”nin ve XXX ciltlik “Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi”nin redaktörlüğünü yapan çok önemli bir kültür adamı ve dünden yarına atılmış gök mavisi bir imza idi
O; 1970 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Sekreter Yardımcılığına seçildi, 1977 genel seçimlerinde MHP'den Erzurum milletvekili olarak parlamentoya girdi, 1980 darbesinin ardından tutuklandı, 12 Eylül darbesinde pek çok masum vatan evladı gibi Medrese-i Yusûfiye’de çile çekti ve bir buçuk yıl hapis yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra; politikayı fikir ve düşüncelerine hizmet vasıtası olarak görmediği, “siyâsette uygun adım yürüyemediği” ve kendisine siyâsetin dışında ihtiyaç olduğunu anladığı için aktif siyasetten çekildi. Bu davranışıyla da siyâsetin bir “meslek” değil, bir “hizmet aracı” olduğunu fiilen ortaya koydu. Bütün mesaisini araştırma, eğitim, tefekkür ve cemiyet hayatına yönlendirdi. Fikir ve düşünce alanındaki çalışmalarına hız verdi. Kültür hazinemizin paslanmaya yüz tutmuş kilitlerini açmak için var gücüyle gayret gösterdi. Yayıncı, yazar ve bir fikir adamı olarak hayatını dolu dolu sürdürdü. Ve son nefesine kadar Türk Milleti ve Türk Dünyası ve Türk Kültürü üzerine fikir ve gönül teri döktü... O; düşünen, yazan, fikir üreten, konferanslar veren, millî, tarihî, içtimâî meseleleri tefekkür eden, topluma ve gençliğe yol gösteren, Türk Dünyası Birliği’nin kültür temellerini inşâ yolunda çok önemli çalışmalarda bulunan, her zaman akıl danışılan ve her söylediği kaale alınan gerçek bir âkil adamdı… Nevzat Kösoğlu; ömrünün en verimli son 30 yılında milletimize birbirinden kıymetli otuza yakın eser hediye etti… Eğer o, siyâsî arenada ömrünü tüketseydi, zannederim bu kadar kıymetli eserler veremezdi…
Nevzat Kösoğlu; tarih ve siyâset felsefesi, sosyal meseleler, milliyetçilik, kültür ve medeniyet konularında kaleme aldığı; “Kitap Şuuru”, “Milli Kültür ve Kimlik”, “Türk Kimliği ve Türk Dünyası”, “Küreselleşme ve Milli Hayat-Türk Olmak ya da Olmamak”, “Türk Milliyetçiliği ve Osmanlı”, “Türk Dünyasında Yeni Bir Medeniyet Tasarımı”, “Türk Dünyası Tarihi ve Türk Medeniyeti Üzerine Düşünceler”, “Hukuka Bağlılık Açısından Eski Türkler’de, İslâm’da ve Osmanlı’da Devlet”, “Türk Olmak ya da Olmamak”, “Tarihe Konuşmalar”, “Geçmiş Zamanın Peşinde Yahut Vaizin Söyledikleri” isimli kitapların müellifidir. Bu kıymetli kitaplar; keskin bir zekânın, büyük bir birikimin, analitik bir değerlendirmenin, yorucu bir çalışmanın, titiz bir gayretin ve ilmî bir disiplinin eseridir. Türk milliyetçiliğinin fikri plandaki zirve isimlerinden birisi olan Nevzat Ağabey’in her değerlendirmesi, düşünen beyinler için bir ölçü, bir mihenk oluşturmuş, her kitabı yepyeni bir bakış açısı ortaya koymuştur. O, sadaka-i câriye hükmünde olan çok kıymetli telif eserlere imza atmıştır. Verdiği eserlerde; hem dışımızda meydana gelen küresel gelişmelere dâir sosyolojik tahliller ve tespitler; hem de içe dönük tenkitler ve tavsiyelerle Türk milliyetçilerine yeni ufuklar açmıştır.
O; Türk Milleti’ne ve düşünce hayatımıza hizmet etmiş, milletimizin hamurunu yoğurmuş olan inanç, ideâl ve fikir adamlarının hayatlarını ve eserlerini -biyografinin çok ötesine geçecek tarzda ve ilmî araştırmalarına, şahsî analizlerini de ekleyerek- orijinal bir bakış açısıyla kaleme almış; “Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Ziya Gökalp”, “Peyami Bey”, “Dündar Taşer”, “Galip Erdem”, “Bediüzzaman Said Nursî”, “Milliyetçilikte Yeni Arayışlar / Yahya Kemal”, “Şehit Enver Paşa” kitaplarını yazmıştır. Ayrıca, anıları da; “Hatıralar yâhut Bir Vatan Kurtarma Hikâyesi” başlığı altında kitaplaştırılmıştır.
O; XX. yüzyılın başında Devlet-i Aliyye’yi ayakta tutabilmek ve tarihin akışını değiştirebilmek için “yürekleri büyük, hayâlleri kadar fedâkârlıkları da gerçekleri aşan”, “hayatlarıyla günümüz insanına çok şeyler söyleyecek olan”[1] Osmanlı’nın son dönem aydınlarından ve “sönen bir kibritin son alevi” diye tesmiye olunan, “Bir Hilâl uğruna batan” “büyük düşünen, büyük hayâller gören” iki büyük “ülkücü”yü hakkını vere vere yazdı. Mustafa Çalık’ın ifâdesiyle söylersek; “Bediüzzaman’la Enver Paşa’yı aynı mîzan ve miyar ile değerlendirip idrak ve irfan dünyamızda yan yana koyabilmek sadece O’nun başarabildiği bir işti.”[2] Ve zâten Nevzat Kösoğlu, bu çok zor işi başaracak güçte ve enderi-i nâdirattan olan bir allâmeydi.
O; Türkistan’ın bağımsızlığı yolunda kendini fedâ etmeyi cana minnet bilen, 42 yıllık ömrüne akıl almaz olaylar ve kahramanlıklar sığdıran, “Yenilgi kabul etmeyen neslin” bayraktarı “Şehîd-i Âlâ ve Gâzi-i Namdâr İsmâil Enver Paşa”yı yıllar süren yorucu bir çalışma, araştırma ve inceleme sonuncu ilmî bir bakış açısıyla kaleme aldı. “O mübârek bir neslin başbuğu” diye vasfettiği “Şehit Enver Paşa”nın Türk tarihindeki yerini, yaptıklarını, yapamadıklarını, yapmaya çalıştıklarını, ülkülerini ve hayâllerini tafsilatlı olarak yazdı. Ve onun; İttihat ve Terakkî’den Trablusgarp’a, Babıâli’ye, Sarıkamış’a, oradan Pamir Dağları’nda yalın kılıç şehit oluşuna kadar uzanan ve büyük bir ülkücülük destânı olan hayat hikâyesini ve ideâllerini çok çarpıcı bir biçimde ve tarihî belgelere dayanarak anlattı. Nevzat Kösoğlu, bu çok önemli kitabında; yıllar yılı beyinleri formatlayan yalan-yanlış bilgilerin tarihî hakîkatlerini ortaya koyarak Enver Paşa’nın doğru anlaşılmasına çok büyük katkılar sağladı ve ilminin zekâtını gelecek nesillere ışık saçarak dağıttı.
[1] Nevzat Kösoğlu, Bedüzzaman Said Nursî Hayatı-Yolu-Eseri, 11
[2] Mustafa Çalık, Mürşid’in Ardından, www.turkiyegunlugu.net, 10 Ekim, 2013