Okula başlamak hem çocuklar hem de ebeveynler için heyecan verici olsa da bazen içinden çıkılmaz karmaşık bir durum haline gelmektedir. Bu değişim süreci aileler ve çocuk için kaygı uyandırabilir. Yeni oluşacak ortam çocuklar için bilinmezlik oluşturabilir. Bazı çocuklar yeni arkadaş ve öğretmeni için sabırsızlanırken bazıları ebeveynlerinden kopmakta zorluk yaşayabiliyor. Peki neden her çocuk bu sürece farklı tepki veriyor? Çocuklar mı bizden ayrılamıyor biz mi çocuklardan ayrılamıyoruz? Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren anneye bağımlı bir şekilde yaşamımıza devam ederiz. Fakat bu zaman geçtikçe dış dünyaya doğru açılma eğilimi göstermektedir. Bu süreçte sadece çocuğun ebeveynden ayrışması değil, ebeveynin de çocuktan ayrışması gerekmektedir.
Kaygı bulaşıcı mıdır?
Birçok duygunun bulaşıcı olması gibi kaygı da bulaşıcıdır. Ebeveynler bu süreçte kaygı durumunu yoğun yaşayabiliyor. Çocuğun okula alışıp alışmayacağı, yemek yiyebilecek mi, arkadaşlarını sevecek mi gibi daha birçok düşünce ebeveyni yoğun kaygı durumuna sürükleyebilir. Fakat bizler ne kadar çocuğa bu kaygıyı hissettirmemeye çalışsak da çocuklar sizin bu kaygılı durumunuzu gerek bakışlarınızdan gerekse okulla ilgili sorularınızdan almaktadır. Okul ile ilgili kaygı duyduğunuz durumları çocuklara sormaktansa öğretmeni ile paylaşıp , bilgi almak her zaman en sağlıklı yol olacaktır. Özellikle çocuğun yanında okul veya öğretmeni ile ilgili olumsuz söylemlerde bulunmak çocuğu daha çok kaygılandıracaktır. Önce bizler sakin olmalı, sonra çocuğumuzdan o sakinliği beklemeliyiz.
Çocuklar bu dönemde neden zorlanır?
Bir bilinmezlik içinde olmak, neden arayışlarının cevapsız kalması, güven duymadığı bir ortam olması veya kuralsız bir ortamdan kuralı olan bir ortama geçiş yapması çocuğu zorlayabilir. Çocuk okula neden gittiğini ve gideceği yerin nasıl bir ortam olacağını bilmelidir. Bu süreci çocuğun yaşına uygun, net ve anlayacağı şekilde açıklamalıyız. Sorularını kaçamak şekilde, konu değiştirerek ya da doğru olmayan şekilde yanıtlamamalıyız.
Bu süreçte ebeveynler ne yapmalı?
Öncelikle okul başlamadan okulu ve öğretmeni tanıtmalı gerekirse okula gidip, göstererek içeride nasıl bir ortam olacağını heyecanla anlatması ebeveynler için oryantasyon sürecinin ilk basamağı olabilir. Çocuklar özellikle bağlanma figürüyle bu oryantasyonu yapıyorlar ise bunu da bir öğretmene yapıyorlar ise o geçişi sağlamalarındaki ilk referansları ebeveynleri oluyor. Öğretmenin ve arkadaşlarının onu çok sevdiğini, onunla tanışmak için sabırsızlandıklarını söylemek çocuğun okula pozitif bir şekilde bakmasını sağlayabilir. Okula başladığı zaman aşamalı olarak okula geçiş yapmakta her zaman fayda vardır. Çocuğun güven duygusunu sarsmadan okula alıştırmak gerekir. Bu süreçte ebeveynlerin istikrarlı ve sabırlı olması çocuğa bu süreçte kolaylık sağlayacaktır. Yaşanılan bu sürece zaman tanımalıyız.
Okula uyum süreci her çocukta farklı şekilde ilerlemektedir. Bazı çocuklar ilk hafta alışabiliyorken bazılarında ise bu süre bir ayı bulabiliyor. Çocuğa süreci açıklarken tüm bedeni ve zihniyle o anın içinde olmasına çaba göstermeliyiz. Çocuğu anlamalı, yanında olduğumuzu hissettirmeli, durumu açıklamalı, dürüst ve net cevaplar vermeliyiz. Ebeveyn, çocuğun öğretmeni ile güvenli ilişki kurmasına ve geçişine destek olmalıdır. Öğretmen ve okulla ilgili pozitif bir dil kullanmalıyız. Ebeveyn, cocuğa kendini kötü hissettiği an öğretmeni ile paylaşabileceği, öğretmenin ona destek olacağını ve öğretmenin güvenilir biri olduğunu söylemesi çocuğun öğretmeni ile güvenli ilişki kurmasını destekler. Öğretmen ve aile iş birliği içinde gitmelidir. Çocuk ile vedalaşırken çok fazla uzatmamalı, okula bıraktığımızda ise kapıdan veya pencereden gözetlememeliyiz. Önce bizim bıraktığımız ortama güven duygumuzun oluşması gerekir. Okula uyum süreci aslında hayatımızda ki diğer geçişleri de hatırlatmaktadır. Bu oryantasyon süreci çok zor geçen ve alışamayan çocuklar için bir uzmandan destek almakta fayda vardır.
Psikolog Kübra Öksüz