Mutlaka hatırlayanlar olacaktır bu filmi. 1966 yapımı bir Western macera filmidir. Karakterlerin özelikleri isimleri olmuştur.
Bu üçlemeyi bizler ebeveynliği anlatırken de kullanıyoruz. Bu üçlemenin kullanılması esasında Edward Tornick’ in bir sosyal deneyi ile başladı. Tepkisiz Surat (Still Face) isimli çalışmasının kısa bir videosunu da ebeveynlik eğitimlerimde mutlaka kullanırım. T
Tornick der ki; ebeveynlik iyi kötü ve çirkin olarak ifade edilebilir. Çalışmaya bebekleri ile katılan ebeveynlerden 10 sn kadar bebeklerine tepkisiz, nötr bir yüz ifadesi ile bakmalarını ister. Bu 10 sn içerisinde bebeklerde meydana gelen fiziksel ve ruhsal olumsuzlukları sıralar. Oldukça etkili olan bu deneysel çalışmanın varlığı ailelere şu durumu daha iyi anlatmamıza vesile olmaktadır; çocukla aynı fiziksel ortamı paylaşmak demek her zaman çocukların ihtiyaçlarının karşılandığını bize göstermez. Bu noktada da asıl bam teli görünür hale gelmektedir ki biz buna TEMAS diyoruz.
Tüm kuramların ortak bir nokta olarak temas ve ilişkiden bahsettiklerini biliriz. Çünkü temas iyileştiricidir, onarıcıdır, güçlendiricidir. Çocukla olan ilişkimizde teması kaçırırsak ciddi sorunlara da alan yaratmış oluruz. Bebeklik döneminden itibaren bebeğin her türlü fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması kadar duygusal ihtiyaçlarının da görülüp onaylanıp kabul edilip ona yansıtılmasına AYNALAMA denir. İşte bu aynı zamanda bebeğimizle kurduğumuz ilk temastır da. Onu severken, sakinleştirirken, beslerken, altını değiştirirken bebeğimizle konuşmak, ağlıyorsa ya da gülüyorsa ya da uykuluysa bunu kendi yüzümüzde o duyguyu vererek onunla sohbet etmek en temel temas ve ilişki halimizdir. Aksi takdirde bebeğimizi sadece ihtiyaçları karşılanması gereken sorumluluk yükleri halinde çevirmiş oluruz. Bu da bebeğimizin bizden kopması anlamına gelir. Onunla saatlerce vakit geçirmek eğer temas yoksa hiçbir anlam ifade etmez ve hem ebeveynde hem de çocukta duygusal sorunlarla birlikte ilişkide kopukluk yaratacaktır.
Buradan hareketle İYİ EBEVEYNLİK bebeğinin ve çocuğunun yaşı kaç olursa olsun her türlü ihtiyacını görebilmek, ona yansıtabilmek ve evladının varlığından keyif aldığını ve onu ne kadar sevdiğini hissettirebilmektir. KÖTÜ EBEVEYNLİK ise doğru olanı bildiği halde zaman zaman yanlış yapabilmektir. Çocuğunu o an için anlayamamak, ilgilenememek, sesini yükseltmek ya da umursamaz vb. davranmaktır. ÇİRKİN EBEVEYNLİK ise kötü olanları uzun süreli ve tekrarlı olarak yapmaktır. Bu diğer taraftan çocuk ihmal ve istismarı anlamına da gelir ki yasal olarak da suçtur. Her çocuk, kötü ebeveynliği sıklaşmadığı sürece telafi edebilir ve ebeveyni ile arasındaki ilişkiyi onarabilir. Ancak çirkin ebeveynliği hiçbir çocuk kendiliğinden onaramaz hiçbirimizin onaramayacağı gibi. Çocuklarımızla iyi temasa geçebilmek için önce kendimizle şefkatli ve olumlu temasımızın olması gerekir.
Kendimizi doyurmadan başkasını doyuramayız. Bu sebeple de evde kaldığımız bu dönemleri temas için bulunmaz bir fırsata çevirmeliyiz. Kendimizle, çocuklarımızla, eşlerimizle ve dostlarımızla temasta kalmak için bu aralar epey zamanımız var. Eğer farkında olmadan da yaptığımız kötü ebeveynlik davranışlarımız varsa bu fırsatta onaralım lütfen. Hepimizin sağlıklı ilişkilere, anlaşılmaya, koşulsuz kabul görmeye, değer verilmeye ve güvende hissetmeye ihtiyacımız var, ama unutmayalım ki en çok da çocuklarımızın buna ihtiyacı var.
EVDE KALIN, SAĞLIKLA KALIN, TEMASTA KALIN …..
PAVONES PSİKOLOJİ
KLİNİK PSİKOLOG
HÜLYA ÜSTEKİDAĞ AYNA