Bahaettin Karakoç, Aday Öğretmenlerle Söyleşiye Katıldı.

Türk edebiyatının “Dede Korkut’u” ve “Beyaz Kartal’ı” olarak bilinen 86 yaşındaki Kahramanmaraşlı ünlü şair Bahaettin Karakoç, Kahramanmaraş Onikişubat ve Dulkadiroğlu İlçelerinde adaylık sürecine tamamlamaya çalışan...

Türk edebiyatının “Dede Korkut’u” ve “Beyaz Kartal’ı” olarak bilinen 86 yaşındaki Kahramanmaraşlı ünlü şair Bahaettin Karakoç, Kahramanmaraş Onikişubat ve Dulkadiroğlu İlçelerinde adaylık sürecine tamamlamaya çalışan aday öğretmenlerle söyleşi programına katıldı.

[otw_shortcode_button href="https://marastahaber.com/foto-galeri/sair-karakoc-aday-ogretmenlerle-birlikte-oldu-102926h.html" size="medium" icon_position="left" shape="square" target="_blank"]Habere Ait Fotoğraflar İçin Tıklayın[/otw_shortcode_button]

Soycak şair bir ailenin ilk erkek çocuğu olarak Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğan, baba ve anne tarafları oldukça varlıklı ve hoca takımından olan, gözlerini dünyaya açtığında oyuncaklarla değil kitaplarla karşılaşan, 25 eseri ve çok sayıda ödülü bulunan, kendine has üslubuyla yeni bir çığır açan şair Bahaettin Karakoç, Onikişubat İlçesi Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde aday öğretmenlerle karşılıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.

“Şiire ilkokul üçüncü sınıfta başladığını, o yıllarda, gezici başöğretmenler, müfettişler ve okul başöğretmenleri tarafımdan şiirinin alınarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nca çıkarılmakta olan büyük boy ve resimli İlköğretim Dergisinde yayımlatıldığına” dikkat çeken şair Karakoç daha sonra şu ifadelere yer verdi:

“O yaşlarda yazdığım bu manzumelerin şiir olduğunu da bilmiyorum. Manzum şeylerdi, ama biz şiir diye yazıyor, şiir budur diye gidiyorduk. Teorik ve pratik olarak fazla bir bilgimiz yoktu anlayacağınız. Pratiğimiz parmak hesabı, hece ve bir de ses olarak redif, kafiye ve ayaklardan ibaretti; bunlarla yürütüyorduk.

Ben ilkokuldan on iki yaşında mezun oldum. Bu süreçte, en ciddi şiirim, Behçet Kemal Çağlar’ın çıkardığı Yurt dergisinde yayımlandı. Bu şiir, köyüme ait bir güzellemeydi ve o zamanlar bayağı tutmuştu.

Yine o yıllarda Simavi’lerin Yedi Gün diye bir magazin dergisi vardı, bir şiir de oraya gönderdim. Bu derginin ilk kapağının iç kısmında, Nihat Sami Banarlı ile Behçet Kemal Çağlar’ın dönüşümlü olarak yönettikleri bir “Sanat fidanları” bölümü vardı. On-on beş gün sonra derginin yeni sayısı geldi. Şöyle bir yazı vardı:

“Sayın Bahaettin Karakoç-Elbistan. Zengin bir hayal dünyanız var. Heceyi güzel kullanıyorsunuz, biraz daha çalışırsanız iyi bir şair olabilirsiniz.”

O an gayr-i ihtiyari bir tepki verdim ve kendi kendime “Demek siz beni küçük bir şair biliyorsunuz öyle mi?!. Daha çalışsam olacakmışım...”

Kızdım. Dağlara, taşlara, harman yerine çıktım; etrafa bakarak, kızarak dolaşıyorum. Bulutları görüyorum, sanki burnumdan çıkıyor... İşte böyle dolaşırken yine kendi kendime dedim ki:

“Türkiye’nin en büyük şairlerinden biri olacağım, söz veriyorum... Allah’ım sen beni utandırma.

Şükürler olsun Allah’ıma benim duamı kabul etti ve o günden sonra ne yazdıysam Allah rızası için yazdım ve yazmaya devam ediyorum.

Ben Türk edebiyatının, Türk edebiyatı olarak doruklara tırmanabileceğini hiç zannetmiyorum. Biz hala bir sömürge edebiyatını, bir şablon edebiyatını devam ettirmekteyiz. İşte bunu yıkmak lazım... Ve ilerleyen yaşıma rağmen hiç durmadan yazıyorum” dedi.

Aday öğretmenlerin farklı sorularını da cevaplandıran Şair Karakoç bir aday öğretmenin “Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman” şiirini kime yazdınız? Sorusu üzerine; “ O alan yasak bölge” diyerek soruyu cevapsız bıraktı.

Türk Edebiyatının Beyaz Kartalı Bahaettin Karakoç aday öğretmenlerin isteği üzerine kendi şiirlerinden birkaç tanesini de okudu. Daha sonra aday Öğretmenlerden Ethem Bulduk Şair Karakoç’tan izin alarak sahnede onun “Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman” şiirin seslendirdi.

Faydalı ve kalıcı bir söyleşi sonunda aday öğretmenler program bitiminde Türk edebiyatının “Dede Korkut’u Bahaettin Karakoç’la bol bol hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Eğitim Haberleri