MÜNACÂT

                                   Ali Şâkir Ergin Hocama

 

Hayatı doludizgin sürdük karanlıklara,

Süveydâlar, simsiyah geceden daha kara,

Yâ Rabbî! İmdâd eyle bilcümle günahkâra;

 

Gâfiliz, isyankârız; kulluktan atma bizi,

Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi…

 

 

Nefs atı şâha kalkmış, biz âmâde olmuşuz,

Ölümsüz sevdâlardan hep âzâde olmuşuz,

Gönüller çöle dönmüş, nefse bâde olmuşuz,

 

İsm-i Âzam aşkına, Yâ Rab! Ağlatma bizi,

Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi…

 

Anlamadık bir türlü hayatın gâyesini,

Bin parçaya ayırdık kul olma pâyesini,

Hebâ ettik Allah’ım ömür sermâyesini,

 

Kor düştü içimize, ateşe atma bizi,

Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi…

 

Haddimizi aşsak da, rahmetten ümitvârız,

Vahşî”yi “yahşi” eden âyetten ümitvârız,

Sen “Rahmân”sın, “Rahîm”sin; nusretten ümitvârız,

 

Affetmek şânındandır; ye’se uğratma bizi,

Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi…

 

Divâneye döneriz inâyetin olmasa,

Kaybederiz Mahşer’de mağfiretin olmasa,

Biz neyleriz Yâ “Gaffâr”, merhametin olmasa;

 

Lütfeyle “Lütf-i Kadîm”, kara bağlatma bizi,

Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi…

 

Ateşlere yaslanan geceye hitâm olsun,

Gül” yüzlü şafaklara Güneş’ten selâm olsun,

Affet bizi Yâ Rabbî, “Yâr ile bayram” olsun;

 

Hüsrâna uğrayanlar safına katma bizi,

Pişmânız, tövbekârız; nâra dağlatma bizi…

 

                 Dr. Mehmet GÜNEŞ