Vatan, bayrak aşkım, nazlı yar/arım
Yârime söz eden başı yararım
Varsın hiç olmasın aşktan yararım
Cânanda kimsenin gözü olmasın
Buradaki (yararım) sözcüğünün her üç anlamı da dizelerde kullanılan sözcüklerle ortaya çıkıyor. İlk dizedeki (yar/arım) yar arım veya yar yarım şeklinde anlıyoruz. Bu slaş işaretini son zamanlarda birçok şairimiz kullanıyor. Aynı sözcüğe iki değişik anlam vermeye yarıyor. Burada da yine benzeri amaçlanmış olsa gerek diye düşünüyorum. İkinci dizede “yarmak” fili, üçüncü dizede “yarar” sözcüğü anlamlı ve konu ile bütünleşmiş. Son dizemiz ise diğer dörtlüklerdeki gibi (z) kafiyesi ve (olmasın) redifi ile üstteki dizelerdeki konuyu sonuca bağlıyor.
…
Hilâldir kaşları, gözler sürmeli
Açılmaz kalbinin dili sürmeli
Varıp kapısına yüzün sürmeli
Gözlerinde yâdın izi olmasın
Bu dizelerde “sürmeli” sözcüğü üç değişik anlamı ile ve başarılı bir kurguyla konu bütünlüğü olacak şekilde kullanılmış. İlk dizedeki sürme güzellik amacıyla gözlere sürülen boyadır. İkinci dizedeki sürme ise bir çeşit kilit anlamı taşıyan sözcüktür. Kalp dilinin sürmeli olması demek kalbine kimseyi almak istememesi, kilitli olması anlamındadır. Üçüncü dizedeki “sürmeli” ise önceki sözcüklerden anlaşılacağı gibi “kapısına yüz sürmek gerek” anlamında, yani kapında yalvarmak anlamındadır. Dördüncü dizede ise konu bağlanmış ve ilk dörtlükteki kalıp aynı kalarak yine (z) kafiyesi ve (olmasın) redifi kullanılmıştır. Buradaki (yâd) sözcüğü başkaları, yabancı, el anlamındadır. “Yeter ki başkalarına bakmasın” anlamı taşımaktadır.
…
Sen rakkas ol, ben defini çalayım
Sen ibrişim ipek, bense çalayım
Bir bilsem kalbini nasıl çalayım
Cânânımın gayri nazı olmasın
Üçüncü dörtlükte “çalayım” sözcüğü yine üç değişik anlamıyla kullanılmıştır. İlkinde def çalmak eylemi, ikincide çala sözcüğünden iyelik, üçüncüde çalmak eylemi kastedilmiştir. Çala sözcüğünü günlük hayatta pek kullanmayız ama mısır küspesi, mısırın dal kısmı, hayvanlara yedirilen tahıl sapları, mısır koçanı, olmamış meyve, deste halindeki otu bağlamak için ottan yapılmış ip gibi birçok anlamı olduğunu internetten araştırarak öğrendim. Buradaki en yakın anlamı yine aynı dizedeki ibrişim sözcüğüyle amaçta benzerlik, değerde ise zıtlık oluşturacak “ottan yapılmış ip” olmalı diye düşünüyorum. Dörtlüğün son dizeleri ise yine konuyu bütünleştirip (Yeter ki) gizli sözcükleriyle birlikte, yine (z) kafiyesi ve (olmasın) redifi kullanılmıştır.
…
Sen gönlümde saklı eşsiz define
Gücendim kalbinden beni def’ine
Ölsen bile gelmem gayri define
İster ki ömrümün yazı olmasın
Dördüncü dörtlükte “define” sözcüğü ile üç dizede tam cinas yapılmış. İlk dizede hazine, gömü anlamında, ikinci dizede kovmak anlamındaki “def” sözcüğüne –ine eki almış, üçüncü dizede ise defin sözcüğüne –e eki alarak aynı sözcük oluşturulmuştur. Son dizede yine diğer dörtlüklerdeki asıl yapı oluşmuş, (z) kafiyesi ile “olmasın” redifi konu bütünlüğünü sağlayacak şekilde dörtlüğe ustaca işlenmiştir.
…
Yaradan gözüne çekmiş kalemi
Fethettin sevdiğim gönül kalemi
Beni bırakırsan derde kal emi?
Bensiz şu hayatın hazı olmasın
Beşinci dörtlükte ise kalemi sözcüğü ilk iki dizede yine tam cinas, üçüncü dizede ise mürekkep cinas olarak kullanılmıştır. İlk dizedeki “kalemi” sözcüğü önceki sözcüklerden anlaşıldığına göre göze sürme çekmek için kullanılan kalem sözcüğü –i eki almış. İkinci dizede kale sözcüğü –mi eki alarak yine tam cinas oluşmuş. Üçüncü dizede ise kal ve emi sözcükleri birleştirilerek mürekkep cinas oluşmuştur. (Burada belirteyim “emi” sözcüğü aslında “e mi” şeklinde yazılsa daha uygun olabilirdi.) Son dizede yine aynı kafiye ve redif kullanılarak anlam bütünlüğü içerisinde dörtlük bitirilmiştir.
…
Çeşmimden dökülen sanki kan adın
Senin de kırılsın kolun kanadın
Ya beni kanattın ya sen kanadın
Aşkım sana sargı bezi olmasın
Bu dizelerde Farsça bir sözcük olam (çeşm) sözcüğü kullanılmış ama bu sözcük halk arasında, Halk Edebiyatımızda ve türkülerimizde sıkça kullanıldığından Türkçeleşmiştir. Anlamı bildiğimiz gibi (göz) demektir. İlk dizede “kanadın” cinası iki ayrı sözcük birleştirilerek mürekkep cinas, diğer dizelerde ise tam cinas olarak kullanılmıştır. İkinci dizede kanat sözcüğüne ek alınca dil kurallarımıza uygun olarak (t) harfi yumuşamış ve (d) olmuştur. Üçüncü dizede ise (kanamak) sözcüğünden geçmiş zaman ikinci tekil şahıs ekleri alarak aynı sözcük oluşturulmuştur. Son dizede yine aynı kafiye ve redif özellikle ikinci ve üçüncü dizeyle bağlantılı olarak kullanılmış, kanayan kanada “sargı bezi” kullanılmasından geniş zaman olumsuz istek yapılarak başarıyla sonlandırılmıştır.
…
Dinmez oldu akıttın göz/yaşımı
Sevdanla kocattın bu genç yaşımı
Fidan iken kuruttun sen yaşımı
Nurgül’üm gönlünde sızı olmasın.
Bu dizelerde yine “yaşımı” sözcüğü aynı sözcük kullanılarak anlam değiştirerek kullanılmıştır. İlk dizede göz yaşı, ikinci dizede yaşadığımız yıl sayısı, üçüncü dizede tazelik anlamında aynı sözcük kullanılmıştır. Evet, taze fidan yaş olur, yeterli güneş, su, hava sıcaklığı ve topraktan aldığı mineraller yoksa fidan kurur elbette. Burada çok güzel bir benzetme (teşbih) sanatı kullanılmış. Son dizede ise Türk Halk Edebiyatımızda aşıkların, ozanların ve birçok şairimizin yaptığı gibi “mahlas” kullanılarak bu güzel esere çok başarılı bir imza atılmıştır.
İçtenlikle bu değerli çalışmasını kutluyor, nice başarılı çalışmalar diliyorum.
Yılmaz ÖRMECİ
Ankara, 28.08.2019