Doç. Dr. Murat A. Karavelioğlu; “Tarihin Edebiyatı: 15. ve 16. Yüzyıl Kasidelerinde Tarihi Arka Plan,”Kasideye Medhiye (Biçime, İşleve ve Muhtevaya Dair Tespitler) Uluslar arası Sempozyumu, İstanbul Şehir Üniversitesi 27 Nisan 2012, İstanbul 2013; Klasik Yayınları, İstanbul 2013, 380-455.

 

Bilim dallarının ihtisaslaşması birçok konuda fayda gösterirken özellikle sosyal bilimlerde disiplinlerarası çalışmaların zayıflamasına ve bilim adamlarının kendi alanları dışına çıkmamak gibi sakıncalı bir alışkanlığın içine sürüklenmesine sebep olmuştur.Bu durum her zümrenin kendince ortaya çıkardığı büyük ölçüde işlevsiz bir bilgi yığının meydana gelmesine sebep olmuştur. Binbir emekle okunan, transkripte edilen metinlerimizden ne ölçüde yararlanabiliyoruz şüpheli. Doç. Dr. Murat Ali Karavelioğlu, bildirisine bu hususta sevindirici bir gelişme olan disiplinlerarası çalışmaların son yıllardaki artışına dikkat çekerek başlamış. Fen bilimlerindeki ortak çalışmaların, teknoloji ve bilim ortaklığının ürünleri günlük hayatımıza kadar girmişken sosyal bilimlerin her alanında kabuğunu kıran çalışmaların yapılmasına ihtiyaç olduğuna şüphe yoktur.

 

Eski Türk Edebiyatı alanının temelini teşkil eden metin neşirleri konusunda hâlen büyük bir gayret gösterilmesine rağmen neşredilen metinlerin incelenmesi noktasında henüz gereken ivme kazanılamamıştır. Murat A. Karavelioğlu, bu noktada edebî bir metinden tarih çalışmaları için de faydalanılabileceği konusunda yol gösterici bir çalışma hazırlamış.

MURAT KARAVELİOĞLU’NA GÖRE OSMANLI KASİDELERİ

 

Çalışmanın temelini oluşturan metin Mecmua-i Kasaid-i Türkiyye,’nin[1] içerisinde 15 ve 16. yüzyılda yaşamış Osmanlı şairlerin kasidelerinin yer almasının yanında Zâtî ve Mahremî gibi bazı şairlerin başka hiçbir yerde yayımlanmamış kasidelerini de ihtiva etmesi açısından önemli bir mecmua olduğu zikredilerek mecmua içerisinde birçok tarihi olaya işaret eden kasideler arasından bir sınırlamaya gidilerek aşağıda sıraladığımız meseleler etrafında yazılmış olanlardan alıntılar yapılmış ve değerlendirilmiş:

  1. Osmanlı’nın Karamanoğlu’na Bakışı
  2. İstanbul’un Fethi
  3. Kili ve Akkirman Kalelerinin Fethi
  4. Motun Kalesi’nin Fethi
  5. Cem Sultan’ın, Ağabeyi Sultan 2. Beyazıt’a Bakışı
  6. Davut Paşa’nın Macarlarla Barış Diplomasisi
  7. Yavuz Sultan Selim’in Suriye ve Mısır’ı Fethi
  8. Belgrad’ın Fethi
  9. Rodos’un Fethi
  10. Mohaç Zaferi
  11. Alaman Seferi
  12. Irakeyn Seferi
  13. Elkas Mirza’nın Osmanlı Devleti’ne İlticası
  14. Nahçıvan Seferi
  15. Özdemiroğlu Osman Paşa’nın Kafkas Seferi
  16. Eğri Seferi ve Haçova Savaşı

 

Kasidelerden yapılan alıntıların tarihî veri olarak değerlendirilmesi konusunda ne tür bir yarar sağlayabileceği üzerine burada bir örnek vermek gerekirse hâlen ihtilaflı olan Osmanlı gemilerinin İstanbul’un fethinde Haliç’e nasıl indirildiği meselesinde Fatih devri şairlerinden Aşkî’nin şu beyitine bakmakta fayda var:

Ol Sikenderkeştîyiyürütdiyisebahrde

Sen Sikenderkeştîyehōşberdeitdürdüñ sefer

“İskender gemilerini denizde yüzdürdüyse İskender gibi cihangir bir hükümdar olan sen de gemileri karada yürüttün”

Yukarıdaki beyit gibi birçok örneğin görülebileceği bu çalışmanın hem edebiyat hem tarih araştırmaları için faydalı veriler ortaya koyduğu bir gerçektir.Bu çalışmada olduğu gibi edebî metinleri merkeze alarak eleştirel bir gözle yapılacak disiplinlerarası çalışmalar çeşitli bilim dalları için ortak payda üretecektir.

[1]Murat Ali Karavelioğlu, Mecmua-i Kasâid-i Türkiyye, Ankara: TDK, 2015.