Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Kemal Görmez, “Kentsel dönüşümü TOKİ kafası ile hareket eden bir yönetimin idaresine bırakırsanız o iş kentsel dönüşüm olmaktan çıkar, rantsal dönüşüm olur.” dedi.

 

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Mühendislik Fakültesi ve Kahramanmaraş Belediyesi’nin birlikte düzenlediği ‘Deprem ve Kentsel Dönüşüm’ paneline konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Kemal Görmez, kentsel dönüşümün çevre ve şehircilik bakanlığının inisiyatifine bırakmanın yanlış bir karar olduğunu savundu.

Türkiye’deki merkeziyetçi yapının kırılarak yerini yerel yönetimlere bırakması gerektiğini söyleyen Görmez, şöyle konuştu: “Ben burada kentsel dönüşümün yasal ve yönetimsel bölümünü tartışmak istiyorum. Deprem Türkiye’nin ciddi bir sorunudur ve ülkemizde ciddi bir kentsel dönüşüme ihtiyaç duyuluyor. Fakat hazırlanan kentsel dönüşüm iş ciddi bir fiyaskodur. Kentsel dönüşümü sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurarak o bakanlığın iyi niyetine bırakmakla iyi şeyler yaptığımızı düşünüyorsak burada yanılıyoruz demektir. Türkiye’de zaten yüzyıllık bir merkeziyetçi devlet geleneği var. Zaten bu gelenek Türkiye kentlerini bu hale getirmiştir. Tarih tekerrürden ibarettir. Türkiye toplumu yeni bir tekerrürü yaşıyor. Özellikle 2000’li yıllarda devlet merkeziyetçi yapıdan vazgeçerek yerel yönetimlerden elini çektiğini ümit etmişken, tarih yeniden tekerrür etti. 1950 ve 1954 yılları arasında Adnan Menders döneminde yapılan iyi şeyler bir anda kötüye döndü. Daha sonraki yıllarda rahmetli Turgut Özal imar planı yapma yetkisini yerel yönetimlere devretti. Fakat tüm bu yetkileri 1987 yılından itibaren geri almaya çalıştı. Şimdi biz 2003 yılında Türkiye de tam bir yerel demokrasi, iyi bir belediye kanunu çıktı derken, karşımıza ne olduğu belli olmayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çıktı. Bu bakanlık gelişmiş ve demokratikleşmiş bir ülke için züldür. Çevre işini toplu konut ile beraber çözmeye kalkarsanız bu ülkeye ihanet etmiş olursunuz. Kentsel dönüşüme ilişkin bir yasa çıkartıp belediyelerden yetkileri alıp tamamıyla TOKİ kafalı bir yönetimin idaresine bırakırsanız, bu iş kentsel dönüşüm olmaz, rantsal dönüşüm olur. İmar işi dünyanın her yerinde belediyelerin işidir, merkezi idareye bırakılmayacak kadar büyük bir iştir. Çünkü yerel demokrasi ancak imar üzerinden geçer.

 

Basit mimari hatalarla zamanı bilinmeyen depremlerde yıkımlarının olduğunu ifade eden Kaplan, şunları kaydetti:

Kendi hatalarımızla yaptığımız binaların depremde yıkılmasına engel olamıyoruz. Ülkemizin kaynaklarını maalesef bilinçsizce yaptığımız yapıların yıkılması sonucu israf ediyoruz. Ülkemizdeki yapılarının yüzde 30’u deprem bakımından dayanıksız. Ayrıca ülkemizde yüzde 50 oranındaki yığma yapıların çok önemli bir kısmı mühendislik ve mimarlık tekniğine göre inşa edilmemiş durumda.

Türkiye’de her türlü afeti dikkate alarak kentsel dönüşüm yapılması gerektiğini ve afete hazırlık döneminin iyi gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Kaplan, ”Afet öncesi önleme, iyileştirme evresi çok önemlidir. Afetten önce hazırlıklı olmak, afet esnasında tetkik, afetten sonra da geri dönüşüm olmak üzere bazı evreleri iyi uygulamak gerekiyor. Şu anda biz ülke olarak iyileştirme sürecindeyiz. Kentsel dönüşüm afet önleme bakımından bir fırsattır. Afete hazırlıklı olmanın yegane çaresi, bütün tarafların bir araya gelmesidir. Afet zararlarının azaltılması kentsel dönüşümün temel gerekçesidir. İller için afet master planları hazırlanmalıdır.”

 

Panelde ayrıca İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel, Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet, Kahramanmaraş Belediye İmar Müdürü Melike Özdemir, Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şube Başkanı Enver Erdal da birer sunum yaptı.