4. Yargı Paketi Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Komisyonda sunum yapan Adalet Bakanı Ergin pakette AİHM ihlal kararlarına konu olan yedi kanunda yirmi maddelik değişiklik yapmayı planladıklarını söyledi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Öcalan’ın yeniden yargılanması ile ilgili olarak, “Öcalan dosyası bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bu, Türkiye’ye yazılı olarak iletilmiştir. Getirilen düzenlemede sadece adı geçen 221 dosya süre olmadan yargılanabilecek ve orada da Öcalan’ın ismi yok” dedi.

TBMM Adalet Komisyonu, kamuoyunda 4. Yargı Paketi olarak bilinen ‘İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı görüşmeye başladı.

Tasarıya ilişkin bir sunum yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tasarıyla özgürlük ve güvenlik hakkınıniyileştirilmesi, ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesi, adli yardım sisteminde iyileştirmeler yapılarak adalete erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere AİHM’nin ihlal kararlarına konu olan 7 kanunda ve toplamda 20 maddede değişiklik öngörüldüğünü söyledi.

Bakan Ergin, tasarı ile özgürlük ve güvenlik hakkına ilişkin mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla düzenleme öngörülen hususları şöyle sıraladı:

“AİHM’nin konuya ilişkin kararları dikkate alınmak suretiyle Ceza Muhakemesi Yasası’nın 105. maddesi değiştirilerek duruşma dışında yapılan tahliye talepleri hakkında mahkeme veya hakim tarafından savcılık mütalaası alınmaksızın karar verilmesi öngörülerek silahların eşitliği ilkesine uyum sağlanmaya çalışılmıştır. Yine CMK’nın 108. maddesinde değişiklik öngörülerek soruşturma aşamasında tutukluluğun incelenmesi işlemini şüpheli veya müdafiin dinlenmesi suretiyle yapılması da getirilen düzenlemeler arasındadır. Hakim veya mahkeme kararına itirazı düzenleyen CMK’nın 270. maddesine bir fıkraeklenerek CMK’nın 101 ve 105. maddeleri uyarınca yapılan itirazlarda cumhuriyet savcısından alınacak mütalaanın başvuran veya müdafiiye tebliğ edilmesi zorunlu hale getirilmektedir.

CMK’nın ‘koruma tedbirleri nedeniyle tazminat’ başlıklı 141. maddesine bir bent eklenerek yakalama veya tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen itiraz hakkından yararlanamayanlar için tazminat imkanı getirilmektedir. Yine CMK’nın 144. maddesinin 1. fıkrasının a bendi yürürlükten kaldırılarak, gözaltı ve tutuklulukta getirilen süreleri başka bir mahkumiyetinden indirilenlerin de 141. madde kapsamında tazminat hakkından yararlanması düzenlenmektedir.”

Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarının önemli bir kısmını da ifade özgürlüğünü düzenleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin oluşturduğunu ifade eden Ergin, “İfade özgürlüğü AİHS korunan en temel aklardan birisidir. Toplumun ürettiği ortak iyiye açık bir saldırı, toplumsal güvenliğe yakın ve somut bir tehlike oluşturmadığı sürece her fikre, her inanışa, her düşünceye en geniş ifade zemini sağlanmalıdır. Demokrasi fikrinin ifade özgürlüğü talebinin olabildiğince dar, güvenlik ihtiyaçlarının ise belirsiz bir genişlikte ele alınmasına asla tahammülü yoktur. Temel hak ve hürriyetler özü itibariyle bireyin dokunulmaz, alelusul el atılamaz güvenli bir alan inşa etme arzusuna dayanır. Ulusal güvenlik kaygılarıyla bireysel güvenlik taleplerine sırt çeviren toplumlar, birey ve devlet arasındaki gerilimi tırmandırarak, sonuçta ulusal güvenliği sağlayacak bir sosyal destek ve siyasal meşruiyetten yoksun kalabilirler. Türkiye’nin ağırlıklı olarak geçmişin yasal ve yapısal sorunlarından kaynaklanan ifade özgürlüğü alanındaki olumsuz görünümü elbette üzüntü vericidir. Ancak ifade özgürlüğü alanında Türkiye’de son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir” dedi.

Bu bağlamda Basın Yasası’nın yenilendiğini, radyo ve televizyonların dilinin özgürleştirildiğini, TCK’nın yoğun eleştirilere konu olan 301 maddesi başta olmak üzere ifade özgürlüğü önünde engel oluşturduğu söylenen birçok hükmün gözden geçirildiğini söyledi.

TMK’DA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Terörle Mücadele Yasası ve Türk Ceza Yasası’nda yapılması öngörülen değişiklikleri de sıralayan Ergin, “TMK’nın 6. maddesinin 2. fıkrasında yer alan suçun unsurları yeniden düzenlenmektedir. AİHM Terörle Mücadele Yasamızın 6. maddesiyle ilgili yerleşik içtihatlarında ne yasaklanmış bir örgütün mensubu olan bir kişinin konuşması ya da açıklama yapmasının ne de herhangi bir kimsenin hükümetin politikaların sert bir şekilde eleştirmesinin ifade özgürlüğü hakkına müdahale edilmesini haklı kılmadığı belirtilmiştir. AİHM, metinlerin bütünüyle şiddeti teşvik edip etmediğinin belirlenmesi için metinde kullanılan terimlerin dikkate alınmasının uygun olacağını vurgulamıştır. Bu itibarla AİHM içtihatları uyarınca yasaklanmış örgütlerin yazılarını yayınlamanın kamuyu, terör suçlarını işlemeye özendirme ya da terörizmi yüceltme riski taşıyıp taşımadığını değerlendirebilmek için sadece mesajı veren kimliğine ve kime verildiğine değil, yazının veya mesajın içeriğine dikkate dilmesi gerektiğini öngörmektedir. Yapılması gereken düzenlemeyle terör örgütlerinin her bildiri veya açıklaması değil, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya bu yöntemler ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden bildiri ve açıklamaların basılması ve yayınlanması suç olarak kabul edilmektedir. Böylece suçun unsurlarını daha somut hale getirilmesi ve ifade özgürlüğü alanında AİHM standartları ile uyum sağlanması amaçlanmıştır” şeklinde konuştu.

Bakan Ergin, tasarı ile ayrıca, propagandanın örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yapılması durumunda suç oluşturacağının düzenlendiğini söyledi.

“ÖCALAN YENİDEN YARGILANACAK MI?”

Bakan Ergin, ceza hükmünün AİHM tarafından sözleşmenin ihlali suretiyle verildiğinin tespit edilmesine rağmen, yargılamanın yenilenmesi imkanı bulunmadığı için icra edilemeyen belli sayıda karara özgür ‘yargılamanın yenilenmesi’ imkanı getirmek üzere CMK’da geçici madde eklenmesine ilişkin tasarının 17. maddesine değinerek, şunları kaydetti:

“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından bugün itibariyle toplam 221 kararın icra süreci denetlenmektedir. Asıl ihlal konusu olan Devlet Güvenlik Mahkemeleri 2004 yılında kaldırılmasına rağmen, CMK 311. maddesinde yer alan ‘zaman kısıtlaması’ nedeniyle söz konusu davaların başvuranları yeniden yargılanma imkanında yararlanamamakta ve ülkemiz uluslar arası arenada sürekli eleştirilere maruz kalmaktadır.

Bu konuda Abdullah Öcalan’a da ‘yeniden yargılama imkanı getirileceği’ şeklinde iç kamuoyunda tartışmalar yapılmış olup, daha önceden yapılan girişimler de bu nedenle sonuçsuz kalmıştır” dedi.

Bakan Ergin, komisyona verilen arada gazetecilerin Öcalan’ın yeniden yargılanmasına ilişkin sorularını cevaplandırdı. Ergin, “Öcalan dosyası bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bu, Türkiye’ye yazılı olarak iletilmiştir. Getirilen düzenlemede sadece adı geçen 221 dosya süre olmadan yargılanabilecek ve orada da Öcalan’ın ismi yok” dedi.