Sevgilerin En Üstünü Allah Sevgisi

Kullarını sayılamayacak nimetlerle donatan Yüce Rabbimiz sevgilerin en üstününe layıktır. Allah’ı sevmek O’nu bilmeye ve tanımaya bağlıdır. Çünkü insan ancak bildiğini ve tanıdığını sever. Bunun için, Allah’ı sevenler ancak O’na inanlardır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “İnanlar arasında Allah’ı bırakıp O’na koştukları eşleri ilah olarak benimseyenler ve onları Allah’ı severcesine sevenler vardır. Müminlerin Allah’ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir.”(Bakara 165) Allah sevgisi İslam’daki manevi hayatın temelidir. Bu temele dayanmayan ibadet ve ahlak İslam SWaçısından bir şey ifade etmez.Tevbe suresi 24.âyeti kerimesinde ifade edildiği üzere bir mü’min Allah’ı, Resulünü ve Allah yolunda mücadele etmeyi  babasından,oğlundan,kardeşlerinden, eşlerinden, kabilesinden, servetinden, ticaretinden ve meskeninden daha çok sevmezse Allah’ın emrini(azabını) beklemesi gerekir diye buyrulmuştur.

Esmaül Hüsna (En güzel isimler)dan biri el-Vedud, Yüce Rabbimizin mümin kullarını çok sevmesidir. Sevmek sadece dille ifade edilen bir durum değil davranışlarla ortaya konulan bir duygudur. Büyük veli Rabiatül Adevî hz.: “Allah’ı severim dersin O’na itaat etmezsin .Eğer sevgin gerçek olsaydı O’na itaat ederdin. Çünkü seven sevdiğine itaat eder”. Yine Rabiatül Adevî: “Ey Rabbim eğer ibadeti cennet için yapıyorsam cennetine koyma; eğer cehennem korkusuyla ibadet ediyorsam cehennemine koy,ben sadece senin rızan  için kulluk ediyorum”.

Allah’u Teâlayı sevmek, ancak O’nun gönderdiği Peygambere tabi olmakla mümkündür. Kur’an-ı Kerim’de “Ey Muhammed de ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder. (Âl-i İmran 31) Efendimiz Rabbimiz’in sevgilisi olarak habibullah,Hz İbrahin Rabbimizin dostu makamını kazanıp halilullah olmuştur. Sevgi Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimetlerden biridir. İnsan fıtratı sevmekten ve sevilmekten huzur bulur. A’l-i İmran suresi 14. âyet-i kerimede: “Kadınlara, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar dünya hayatının geçici menfaatidir. Halbuki varılacak en güzel yer Allah’ın katındadır. Hiç bir sevgi Allah sevgisinin önüne geçmemelidir.

Hz. Ömer’den rivayetle Peygamberimizin huzuruna Havazin kabilesinden bir takım esirler gelmişti. Bunların içinde emzikli bir kadın vardı, çocuğunu kaybetmişti. Esirler arasında kendi çocuğunu bulunca hemen bağrına bastı, sevgiyle çocuğunu emzirmeye başladı. Bu yüksek şefkat ve sevgiyi gören Peygamberimiz de: “Şu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?” diye buyurdu. Biz: “Atmaz.” dedik. Peygamberimiz de: “İşte Allah Tealanın sevgisi bu kadının çocuğuna olan  sevgi ve şefkatinden daha fazladır.” Buyurdu.

Allah sevgisi insanı Allah’a yaklaştırır ve O’nun rızasını kazanmaya vesile olur. Davud (as)’ın duası: “Allah’ım senden senin sevgini ve seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaşturacak amelleri isterim. Allah’ım senin sevgini nefsimden, çoluk çocuğumdan ve soğuk sudan daha sevimli kıl.” şeklinde idi. Efendimiz, Peygamberimiz (sav) gecenin bazen yarısını, bazen yarıdan fazlasını ayakta ibadetle geçirirdi .Bu duruma şahit olan Hz Ayşe validemiz: “Ya Resulallah senin geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde niçin kendine sıkıntı veriyorsun sualine: “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı? cevabı Allah sevgisinin bir tezahürüdür. Kıyamet günü Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenecek  yedi guruptan biri de Allah rızası için bir araya gelen, birbirini seven iki müslümandır. Yine Peygamberimiz(sav): “İman etmedikçe cennete giremessiniz; birbirinizi sevmedikçe de olgun mümin olamazsınız; yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?: “Selamı aranızda yayınız”. Yüce Allah’ın sevgisini kazanmak iman ve imanın göstergesi salih amellerle mümkündür. Kur’an-ı Kerim’de İnsan Suresinde: “Onlar yemeği sevmelerine rağmen yoksulu, yetimi, esiri doyururlar. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz, sizden bir karşılık, bir teşekkür  beklemiyoruz…”(İnsan,8-9) derler.

Yüce Rabbimiz’in sevgiği ameller ve razı olduğu kullar şu kimselerdir: Allah iyilik edenleri sever. Allak takva sahibi, günahlardan sakınan kullarını sever. Allah adaleti ve adil mü’minleri sever. Allah sabrı ve sabreden müminleri sever. Allah temizlenen müslümanları sever. Allah tevbeyi ve tevbe eden mü’minleri sever. Allah refiktir, kolaylık göstermeyi, yumuşaklığı sever.

Yüce Rabbimizin sevgisini kazanmak ana babamıza iyi davranma, akraba ve komşularımızın hukukunu gözetmekle mümkündür. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi şerifi gereğince açların, yoksulların halleriyle hallenmekle mümkündür. Rabbimiz biz müslümanları ülkemize iltica eden Suriyeli kardeşlerimizle imtihan etmektedir. Biz de Ensar-Muhacir kardeşliğinde olduğu gibi, “Mü’minler ancak kardeştir”(Hucurat suresi 10) ayet-i kerimesince suriyeli mülteci kardeşlerimize sahip çılmalıyız. Allahîn sevgisini kazanmak “Allah’ın ipine(Kur’an-ı Kerim) sımsıkı sarılın”(A’l-i İmran 103) âyetine kulak vererek farklı düşünceleri zenginlik kabul edip müslümanlar arasına nifak ve fitne sokmak isteyenlere fırsat vermemektir. Makalemizi büyük tefsir âlimi Elmalılı Hamdi Yazır’ın duasıyla bitirelim: İlahi! Hamdini sözüme sertac ettim, zikrini kalbime mirac ettim, kitabını kendime minhac ettim. Ben yoktum, var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkınla gönlümü bî karar ettin. İnayetine sığındım kapına geldim. Hidayetine sığındım lutfuna geldim. Şaşırtma beni doğruyu söylet, neşeni duyur, hakikatı öğret. Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini. Yar et bize erdirdiklerini…

SÜLEYMAN TURUL

CEZAEVİ VAİZİ

KAHRAMANMARAŞ MÜFTÜLÜĞÜ