Dün pazardı, tatildi, ancak halk öfkeliydi, gergindi. Artık Suriyeli mültecilerin, sığınmacıların ya da kimilerine göre misafirlerin yaptıkları bardağı son taşıran damla olmuş olmalı ki, halk galeyana geldi. Kin ve nefretini kustu inadına, inadına

Çarşılar karıştı, sokaklar karıştı, caddeler karıştı. Halk artık Suriyelilerin haddini aştığını ve çok olduklarını iddia ederken, her yandan tepki yağdı.

Dün… Pazar… Kahramanmaraş’ta Kıbrıs Meydanında toplanan öfkesi burnunda yüzlerce Kahramanmaraşlı, Suriyelilerin şehirden ayrılmasını talep ederek eylem yaptılar. Sokaklar ve caddeler karışırken, Emniyet Müdürü Ümit Yaşar Adalar, protestocuları sükûnete davet etti. 300-500 kişiyi kordon ve kontrol altına almak, Suriyelilerin işyerlerini koruma altına almak varken, polis başarısızlığını ortaya koydu, 300-500 kişiye, 4 saat eylem yapma fırsatı verdi. Yazıklar olsun! Ve… Polis ve ambulans sirenleri hiç eksik olmadı Pazar günü olmasına rağmen. Deyim yerindeyse kıyamet koptu!

*

Sosyal medya kanalı aracılığı ile 1 haftadır örgütlenen yüzlerce Kahramanmaraşlı, Kıbrıs Meydanında toplandı. Her dakika daha da artan kalabalık Trabzon Caddesini trafiğe kapattı. Yürüyüş yaparak Valilik önüne gelen topluluk, burada iki katına çıktı. Olay yerine gelen Emniyet Müdürü Adalar kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Vali Şükrü Kocatepe ve Belediye Başkanı Fatih Erkoç’un gelmesini isteyen protestocular uyarılara rağmen dağılmadı.

Halkın öfkesi çığ gibi artarken, her geçen dakika sinirler daha da geriliyordu. Valilik önünden tekrar yürüyüşe geçen kalabalık, önce Ulu Cami üzerindeki meydanda toplandı. Burada bulunan Suriyeli bir vatandaşın işletmesinin önünde polisle yaşanan arbede, emniyet güçlerinin müdahalesiyle sona erdi. Kalabalık daha sonra Ulu Camii önüne geldi; “Maraş’ta Suriyeli istemiyoruz” sloganları atarken, “Sahipsiz Maraş” tezahüratıyla da tepkilerini göstermeye devam ettiler. Tabi bununla da yetinmeyen öfkeli ve tepkili gurup, Suriyelilere ait araçları tahrip ederken, yine Suriyelilere ait dükkânların tabelalarını da sökmeye çalıştılar. Akşam saatlerine yakın zaman diliminde dahi, caddeler ve sokaklardan tepki sesleri yükselmeye devam etmişti. Öfke dinmiyordu, üstelik de katmerleniyor iken, polisler hiç görünmediği kadar, üstelik de tatil günü olmasına rağmen, caddelerde, sokaklardan eksik olmadılar. Muhtemel bir iç savaşı önlemeye çalışıyorlardı.

*

Herkesin dilindeki ifade şuydu; “Bu Suriyeliler artık çok olmaya başladılar…” 16 bini Çadırkent’te olmak üzere, toplam 52 bin Suriyeli mültecinin yaşadığı Kahramanmaraş’ta, kentin muhtelif yerlerine işyeri açmaları, devletin her türlü imkânlarından yararlanmalarına rağmen, zaman zaman gergin anlar yaşanması, hadiselerin patlak vermesi, geliyorum diyen tehlikenin boyutunu gösterirken, Kahramanmaraş halkı kentte Suriyelileri istemediklerini her fırsatta haykırmaya devam ettiler ve Gaziantep’te Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in uyguladığı politikayı örnek gösterdiler.

Kahramanmaraş’a geldikleri günden itibaren; cinayet, gasp, fuhuş, hırsızlık, tehdit-şantaj ve uyuşturucu kaçakçılığı vs. her türlü vukuatı işleyen Suriyelilere tepki her geçen gün artmaya devam ediyor. Bütün bunlar olurken, Maraş cadde ve sokakları, ambulans sesleriyle yankılandı durdu. Ve bu arada silahlar da patladı. Yazı uzadı, bitirmek istiyorum, bu işleri provoke edenler, bu kargaşadan çıkar umanlar var. Polis ile halkı karşı karşıya getirmek isteyenlerin oyununa gelinmesin! Lütfen itidal, lütfen sükûnet. Ve tehlike geliyorum diyen sinyallerini erken vermeye başladı. Sormak lazım; Sahi, Maraş bu kadar sahipsiz mi? Birileri fitili ateşledi galiba. Allah sonumuzu rast getire!

NOT: Dünkü hareket, 300, bilemediniz 500 protestocunun, eylemcinin kararıydı. Bu kararın içinde Maraşlılar yoktu, olsaydı bu rakam 500 değil, 15-20 bin kişi olurdu ki, işte asıl kıyamet o zaman kopardı.

YARINA…